1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Kolorektal Kanser: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Kolorektal Kanser: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kolorektal Kanser: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Süreci

Kolorektal yani kalınbağırsak kanseri, dünya genelinde ve Türkiye’de hem kadınların hem de erkeklerin en fazla yakalandığı üçüncü kanser türüdür. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, kolon kanserinin belirtilerinin her bireyde farklılık gösterebileceğini, tümörün bulunduğu yere ve büyüklüğüne bağlı olarak değişebileceğini vurguluyor. Bu nedenle, erken evrede teşhis konulması tedavi sürecinde kritik bir öneme sahiptir. Prof. Asoğlu, “50 yaşını dolduran herkese kolonoskopi yapılmalı, eğer ailede kanser öyküsü varsa bu yaş 40’a çekilmelidir” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor.

Kolon (kalınbağırsak) ve rektum (kalınbağırsaktan sonra gelen bölüm) kanserleri, erken aşamada tespit edildiğinde yüksek başarı oranı ile tedavi edilebilir. Yaş faktörü, ailede kolon ve rektum kanseri veya polip tanısı olan bireylerin varlığı, hastalığın görülme riskini artırmaktadır. Prof. Asoğlu ile kalınbağırsak kanserleri hakkında merak edilen noktaları ele aldık.

Belirtiler Farklılık Gösterir

– Kolorektal kanserlerin belirtileri nelerdir?

Hastanın yaşadığı şikayetler, tümörün kalınbağırsağın neresinde ve ne kadar büyüklükte olduğuna göre farklılık gösterir. Tümör, sağ, orta veya sol tarafta ya da çıkış kısmında bulunabilir. Bağırsağı bir su borusu olarak düşünmek, belirtileri anlamada yardımcı olabilir. Sağ tarafta bulunan bir tümör, genellikle tuvalet alışkanlığında değişiklikler ve dışkı yapamama gibi belirtilerle kendini gösterir, bu durum genellikle tümörün ileri aşamalara ulaşmasıyla ortaya çıkar. Sağ taraftaki tümörler, kan testlerinde anlaşılıp, kan sayımında düşüklük varsa baş dönmesi, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilerle de kendini gösterebilir.

Bağırsağın sol tarafı ise dar olduğu için buradaki tümörler genellikle tıkanmalara yol açma eğilimindedir. Ancak bu, tümörün boyutuyla ve oradaki borunun çapıyla doğrudan ilişkilidir. Rektum bölgesine gelindiğinde ise, dışkı geçerken tümöre çarpma sonucu kanama olabilir. Ayrıca, burada bir kitle oluştuğunda beyin bunu dışkı olarak algılayarak sık sık tuvalete gitme ihtiyacı hissedebilir. Ancak bu belirtiler, tümörün belirli bir boyuta ulaşmasıyla ortaya çıkar. Dolayısıyla, erken teşhis hayati öneme sahiptir.

Artık Çok Kolay

– İnsanlar kolonoskopi yaptırmaktan korkuyor mu?

Geçmişte kolonoskopi işlemi genellikle hafif bilinç kaybına neden olan ilaçlarla gerçekleştirilir ve ağrılı olabilirdi. Ancak günümüzde, tamamen hasta uyutularak yapılan bir işlem haline gelmiştir. Teknolojinin ilerlemesiyle, kullanılan aletlerin daha esnek ve hareket edebilir olması, bağırsak içinde daha rahat ilerlemesini sağlamaktadır. Ayrıca, kolonoskopi sırasında verilen havanın hızlı emilme özelliği sayesinde işlem sonrası karın içinde gaz oluşumu minimuma inmiştir. Bu gelişmeler, kolonoskopi yaptırmayı günümüzde çok daha kolay hale getirmiştir. Aynı şekilde, bağırsak temizliği de yeni nesil ilaçlar sayesinde oldukça basit bir hale gelmiştir.

– Kolonoskopiyi hangi sıklıklarla yaptırmalıyız?

Aile öyküsü bulunan bireylerde, kolonoskopi yapıldıktan sonra polip tespit edilmemişse, genellikle beş yılda bir kolonoskopinin tekrarlanması önerilmektedir. 50 yaşından sonra aile öyküsü olmayan ve kolonoskopi sonrası herhangi bir sorun tespit edilmeyen bireyler için ise on yılda bir tekrar edilmesi tavsiye edilmektedir.

– Polipler alınınca tekrarlar mı?

Poliplerin tekrarlama ihtimali bulunmaktadır. Bu nedenle, en iyi yaklaşım kolonoskopi yaparak bu durumun izlenmesidir.

Deneimlenen Cerrah Önemli

– Kanser tanısı konulmasının ardından hastaların en çok kafasını karıştıran ameliyat süreci. Açık cerrahinin tümörün temizlenmesinde daha etkili olduğu, kapalı cerrahinin ise etkili olmadığı gibi yaygın görüşler var. Bu doğru mu?

Ameliyat yöntemleri, hastanın özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Bazen metastaz gibi durumlar söz konusu olduğunda, açık cerrahi tercih edilebilir. Laparoskopik cerrahi, karnı kesmeden yapılan, küçük deliklerle gerçekleştirilen bir yöntemdir. Ancak, bu yöntemin etkinliği için cerrahın belirli bir eğitim sürecinden geçmiş olması gerekmektedir. Cerrahın eğitimi, deneyimi ve gerçekleştirdiği ameliyatların sonuçları, başarıda büyük bir etkiye sahiptir. Deneyimli ellerde yapılan laparoskopik ve robotik cerrahi, açık cerrahiden eşit veya daha iyi sonuçlar verebilir ve hastalar için daha konforlu bir seçenek sunar. Bu tür ameliyatların birincil amacı onkolojik sonuçlardır; yani hastalığın nüks etmemesi, hastaya uzun bir yaşam sunmak ve ameliyat sonrası komplikasyonları azaltmaktır. Cerrah, bu kriterleri değerlendirerek karar vermektedir. Deneyimli ellerde uygulanan laparoskopik ve robotik cerrahinin avantajları tartışmasızdır.

Kolorektal Kanser: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin