Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim, Ekim ayında gerçekleşen ilk saldırıyla yeniden alevlendi. Bu saldırıya Rusya, yoğun füze saldırılarıyla karşılık verdi. Kerç Köprüsü, Rusya için hem sembolik hem de stratejik bir öneme sahip. 2014 yılında Ukrayna’nın Kırım’ı ilhak etmesinin ardından inşa edilen bu köprü, Moskova’nın Kırım üzerindeki hâkimiyetini simgeliyor. Rusya, bu köprü sayesinde Kırım ile en kısa yoldan kara ve demiryolu sevkıyatını gerçekleştirmeye başlamıştı.
Geçtiğimiz yıl, Rus kuvvetleri Ukrayna’nın Azak Denizi sahil şeridini tamamen ele geçirerek Rusya’dan Kırım’a doğrudan bir kara bağlantısı kurdular. Ukrayna’nın yaklaşık 45 gün önce başlattığı karşı taarruzun en büyük hedefi, Azak sahiline ulaşarak Rusya’nın Kırım ile olan bağlantısını kesmek. Bu bağlamda, Kerç Köprüsü de Ukrayna’nın gözünde önemli bir hedef konumunda. Ukrayna, bu stratejiyle Rusya’yı Kırım’dan çekilmeye zorlayacağını umuyor.
Kırım’ın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Rusya tarafından ele geçirilmesi, tartışmalı bir durum olsa da, bu bölgenin stratejik önemi göz ardı edilemez. 1700’lerin sonlarından itibaren, Rus Karadeniz filosu Kırım’ın Sivastopol üssünü kullanıyor ve Kırım, Karadeniz’in denetimini sağlayan bir konumda bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde, Hitler’in yaverlerinden Von Below’un anılarını okudum ve bu anılarda en çok ilgimi çeken, Hitler’in Kırım ve Karadeniz’e verdiği önemin büyüklüğüydü.
II. Dünya Savaşı sırasında, Sovyet lideri Stalin, Kırım’ı Nazilere kaptırmamak için elinden geleni yaptı; ancak bir yıl süren çatışmalar sonucunda Kırım, Nazi Almanyası’nın eline geçti. Hitler, Kırım’ın Karadeniz üzerindeki stratejik önemini bildiği için, Kırım kaybedilirse Sovyetler’in bölgede güçleneceğini ve bu durumun Türkiye’nin Sovyetler Birliği ile yakınlaşmasına yol açacağını vurguladı. Bu nedenle, Naziler tüm güçlerini Kırım’ı elde tutmaya harcadı.
Ancak 1944’ün başlarında Sovyetler Birliği’nin Kırım’