Kekemelik Üzerine Bilgiler
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı ve Odyoloji ve Konuşma Bozukluğu Uzmanı Prof. Dr. Altuntaş, kekemelik konusundaki önemli noktaları paylaştı. Kekemelik, akıcı konuşmayı etkileyen, genellikle çocukluk döneminde başlayan ve bazen yetişkinlikte de devam eden bir konuşma bozukluğudur. Prof. Dr. Altuntaş, kekemeliğin; konuşma sırasında takılmalar, duraksamalar, kelimelerin veya hecelerin tekrarı gibi durumlarla kendini gösterdiğini belirtti.
Kekemelik, çoğunlukla çocukluk döneminde ortaya çıkmakla birlikte her yaş grubunda görülme olasılığı vardır. Özellikle 2 ile 6 yaş arası çocuklarda daha sık rastlanır ve bu durum ailelerde büyük bir endişe yaratır. Bu dönem, çocukların konuşma gelişiminin kritik bir aşamasıdır. Erişkinlerde de kekemelik gelişebilir. Kekemeliğin pek çok sebebi olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Altuntaş, özellikle psikolojik faktörlerin bu durumu etkilediğini ifade etti. Halk arasında, ‘kötü bir rüya görmek’ ya da ‘ani bir korku yaşamak’ gibi nedenlerin kekemeliğe yol açtığına dair yaygın bir inanış bulunsa da, bazı nörolojik hastalıkların da bu duruma zemin hazırlayabileceğini söyledi.
Kekemelik Tedavi Edilebilir Bir Durumdur
Prof. Dr. Altuntaş, kekemeliğin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayarak, çocuk yaş grubunda kekemelik tanısının genellikle çocuk psikiyatristleri tarafından konulduğunu belirtti. Bu süreçte, çocuğun durumunun uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi ve altında yatan nörolojik ya da gelişimsel bir hastalık olup olmadığının tespit edilmesi son derece önemlidir. Kekemelik, sadece psikolojik bir sorun olarak ele alınmamalıdır.
Çocuk psikiyatristinin değerlendirmesinin ardından, çocuğun bir konuşma terapistine yönlendirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Altuntaş, bu süreçte kekemeliğin hangi aşamada olduğunun ve hangi tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerektiğini belirtti. Kekemelik tedavisi, aslında multidisipliner bir ekip çalışması gerektiren bir süreçtir. Doğal akış içerisinde stres ortadan kalktığında, kekemeliğin kendiliğinden düzeldiği durumlar da gözlemlenmektedir. Bu nedenle, tüm çocuklara otomatik olarak tedavi uygulanmamaktadır. Ancak tedavi gerektiren olgularda farklı yöntemler mevcuttur.
- Kekemelerin en çok fayda gördüğü tedavi yöntemi konuşma terapisi olarak öne çıkmaktadır.
- Kekemelik tedavisinde en önemli unsur, hastalığın nedenini belirlemek ve buna uygun bir tedavi planı oluşturmaktır.
Sonuç olarak, kekemelik tedavi edilebilir bir hastalık olarak kabul edilmeli ve bu konuda gerekli adımlar atılmalıdır.