Kanserle Mücadelede Erken Tanının Önemi
Kadınların en büyük korkularından biri olan rahim ağzı ve meme kanserleri, dünya genelinde ve Türkiye’de sıkça karşılaşılan sağlık sorunları arasında yer alıyor. Bu kanser türlerinde erken tanı, hayati bir öneme sahip. Erken teşhis için ise tarama testlerinin zamanında yapılması gerekiyor. Ancak, pandemi süreci, birçok kadının bu testleri yaptırmasını engelledi. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. Ateş Karateke, bu konuya dikkat çekerek, “Rahim ağzı kanseri ve meme kanserine maruz kalmamak için düzenli tarama testlerini yaptırmak şart. Bu testlerin ihmal edilmesi, bu kanserlere yakalanma riskini artırmaktadır” diyor.
Pandemi Döneminin Getirdiği Zorluklar
Pandemi döneminde ne gibi zorluklar yaşandı? Bu süreçte birçok kadın, virüs korkusuyla tarama testlerini yaptırmaktan kaçındı. Rahim ağzı kanseri tarama testleri ve meme kanseri için yapılan mamografi, hayat kurtarıcı öneme sahip olmasına rağmen, çeşitli sebeplerle ihmal edildi. Düzenli tarama testlerinin yapılmaması, hem rahim ağzı hem de meme kanseri için en büyük risk faktörlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu durum, tüm dünya genelinde benzer şekilde gözlemlendi.
HPV Aşısı ve Yan Etkileri
Rahim ağzı kanseri aşısının herhangi bir yan etkisi var mı? HPV aşıları, dünya genelinde 20 yılı aşkın bir süredir kullanılmaktadır. Birçok ülkede, kız çocukları ve bazı yerlerde hem kız hem de erkek çocukları 11-15 yaş aralığında aşılanmaktadır. Yan etkiler konusunda yapılan araştırmalar sonucunda, HPV aşılarına özgü herhangi bir yan etki tespit edilmemiştir. Ancak, aşı ile ilgili yan etki tartışmaları bazı ülkelerde devam etmektedir. Aşılamanın yapıldığı toplumlarda, rahim ağzı kanserine yönelik öncü lezyonlarda belirgin bir azalma gözlemlenmiştir. Ayrıca, aşılama programına 10 yıl önce başlayan toplumlarda HPV ile ilişkili kanserlerin, yani rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı da azalmıştır.
Rahim Ağzı Kanseri Tanı Süreci
Rahim ağzı kanseri tanısı nasıl yapılır? Rahim ağzı kanseri tanısında, tüm toplumdaki risk gruplarının HPV DNA testi ile taranması esastır. Ülkemizde bu yöntemle tarama, 30 ile 65 yaş aralığındaki kadınlara uygulanmaktadır. Rahim ağzı kanseri teşhisinde kolposkopi ve rahim ağzından alınan biyopsi, standart tanı yöntemleri olarak öne çıkmaktadır. Teşhis konulduktan sonra tedavi, tümörün boyutu, yerleşimi, histolojik tipi ve diğer patolojik özelliklerine göre bireyselleştirilmelidir. Küçük tümörler için daha az invaziv yöntemler kullanılarak, rahim korunarak ameliyat yapılması mümkünken; büyük tümörler için genellikle kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri tercih edilmektedir.
Rahim ağzı kanseri genellikle cinsel yolla bulaşan bir hastalık olup, düzenli tarama ve aşılama ile önlenebilir. Bu nedenle, rahim ağzı kanserinin kader olmadığını vurgulamak önemlidir. Sağlık bilincinin artırılması, bu hastalığın önlenmesi konusunda kritik bir rol oynamaktadır.