Kanser Kelimesinin Kökeni
Kanser kelimesinin kökeni, Antik Yunan tıbbına kadar uzanır. Bu terim, Hipokrat (M.Ö. 460-370) tarafından ilk kez kullanılmıştır. “Tıbbın Babası” olarak bilinen Hipokrat, tümörleri tanımlamak için carcinos ve karsinom terimlerini kullanmış, bu tümörlerin şekil ve yayılma biçiminden dolayı yengeç (kanser) benzetmesi yapmıştır. Bu tanım daha sonra Celsus (M.S. 28-50) tarafından Latinceye çevrilerek kanser terimi haline gelmiştir. Latince “yengeç” anlamına gelen bu kelime, günümüzde kanser hastalığını tanımlamak için kullanılmaktadır.
Antik Roma’nın önde gelen hekimlerinden Galen (M.S. 130-200) de tümörleri tanımlamak için Yunancada “şişlik” anlamına gelen oncos terimini kullanmıştır. Bu bağlamda, günümüzde kanser uzmanı anlamına gelen onkolog kelimesinin kökeni Galen’in kullandığı bu terimden gelmektedir.
Kansere İlk Rastlanma
Kanser, tarih boyunca var olmuş bir hastalık olarak kayıtlara geçmiştir. Fosilleşmiş kemik tümörleri ve Antik Mısır’daki mumyalar, kanserin geçmişine dair önemli kanıtlar sunmaktadır. Mısır’da, yaklaşık M.Ö. 3000’de kanserle ilgili en eski tanımlamalar yapılmıştır. Edwin Smith Papirüsü adlı tıbbi metinde, ‘ateş matkabı’ adı verilen bir aletle tümörlerin yakılarak tedavi edildiğine dair sekiz vaka kaydedilmiştir. Bu metinde, kanserden “Bir tedavisi yoktur” şeklinde bahsedilmektedir.
Kanser Nedir?
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Günlük yaşamda, DNA’mızda yaklaşık 10 bin hücre mutasyona uğrasa da bağışıklık sistemimiz sürekli olarak bu hücreleri tarar ve kanserli hücreleri yok eder. Vücutta mutasyona uğrayan hücrelerin yalnızca çok küçük bir kısmı kansere yol açabilir ve bunun birçok nedeni bulunmaktadır.
En Yaygın Görülen Kanser Türleri
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, en sık görülen kanser türleri şunlardır:
- Cilt kanseri
- Meme kanseri
- Akciğer kanseri
- Prostat kanseri
- Mide kanseri
- Kalın bağırsak (kolon) kanseri
- Rahim ağzı (serviks) kanseri
- Lenf bezi tümörleri
Bu kanser türlerinin görülme sıklığı, kadın ve erkekler arasında farklılık göstermektedir. Coğrafi bölgelere ve ırklara göre de kanser sıklığı değişiklik göstermektedir. Türkiye’de erkeklerde en çok görülen kanser türleri arasında akciğer, prostat, kalın bağırsak, rektum, mide ve pankreas kanserleri; kadınlarda ise meme, akciğer, kalın bağırsak, rektum, serviks, over, mide ve pankreas kanserleri yer almaktadır.
Kanserin Belirtileri
Kanserin belirtileri, vücutta farklı şekillerde kendini gösterebilir. Ancak aşağıda sıralanan belirtiler her zaman kanser olduğunu göstermeyebilir:
- Açıklanamayan kilo kaybı
- Yüksek ateş
- Şiddetli ağrılar
- Halsizlik
- İdrarda veya dışkıda kan
- Vücudun çeşitli bölgelerinde hissedilen sert ve hareketsiz kitleler
- Geçmeyen öksürük
- Zamansız vajinal kanamalar
- Ben ve siğillerdeki değişiklikler
Kansere Neden Olan Risk Faktörleri
Kansere yol açan DNA hasarının çeşitli nedenleri vardır. Uzmanlar, sigara içmenin, aşırı alkol tüketiminin, güneş ışığına fazla maruz kalmanın, aşırı kilonun, hareketsiz yaşam tarzının ve güvensiz cinsel ilişkilerin kansere zemin hazırlayabileceğini belirtmektedir. Ayrıca, ailede kanser öyküsü, kimyasallara ve radyasyona maruz kalma, sağlıksız beslenme, bazı virüsler ve hava kirliliği de kansere yol açan faktörler arasında sayılmaktadır.
Kansere Genetik Faktörlerin Etkisi
Yapılan araştırmalar, kanser vakalarının yalnızca %5 ila %10’unun kalıtsal bir öykü ile ilişkilendirildiğini göstermektedir. Bu durum, hayat koşullarımızın kansere yol açmada önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Aile geçmişinde hiç kanser öyküsü olmaması, riskinizi düşürse de bu ihtimali tamamen sıfırlamaz. Bu nedenle sağlığınıza her koşulda dikkat etmeniz önemlidir.
Kanser Teşhisi İçin İzlenen Yollar
Kanser şüphesi duyulduğunda, bir uzmana başvurulması gerekmektedir. Doktor, hastanın hikayesini dinledikten sonra şüpheyi netleştirmek için çeşitli testler isteyebilir. Kan tahlili, idrar tahlili, röntgen, ultrason, CT (bilgisayarlı tomografi), MR (manyetik rezonans) ve PET (pozitron emisyon tomografisi) gibi testler kanserin teşhisinde kullanılan ayırıcı testlerdir. Ayrıca kanda tümör belirteçleri (tümör marker’ları) incelenebilir. Bir sonraki aşama ise biyopsi ve patolojik incelemelerdir.
Kanser Taramasının Önemi
“Kanser taraması yaptırın” cümlesini sıkça duyuyoruz. Kanser taraması, risk taşıyan ancak kanser belirtisi göstermeyen kişilerin durumunu kontrol altında tutmak için yapılmaktadır. Ailesinde meme kanseri olan bir kişi, mamografi ve ultrason çektirmelidir. Prostat kanseri riski taşıyan biri, muayene ile kandan PSA (Prostat Spesifik Antijen) seviyesine baktırabilir. Kadınlar için her yıl düzenli jinekolojik muayene ve smear testi, kanserin erken yakalanmasında büyük avantaj sağlar. Diğer kanser türleri için de bir uzmana başvurarak gerekli testlerin yapılmasını sağlamak önemlidir.
Kanser Tedavi Yöntemleri
Kanser tedavileri, cerrahi yöntemler, radyoterapi ve kemoterapi ile gerçekleştirilir. Bunların yanı sıra hormon tedavisi, akıllı ilaç tedavisi ve antikor tedavisi olarak bilinen immünoterapiler de uygulanmaktadır. Bazı kanser tedavilerinin yan etkileri olabilir, ancak uzmanlar “Kanser tedavileri etkili değildir” demenin yanlış olduğunu vurgulamaktadır. Kanser tedavisi sayesinde yaşam süresi uzayan birçok hasta bulunmaktadır.
Kanser Tedavi Edilebilir mi?
Kanser tedavisinin başarısı, kanser türüne ve evresine bağlıdır. Eğer kanser erken evrede ve metastaz yapmadan teşhis edilirse, sağ kalım süresi önemli ölçüde artar. Dolayısıyla, kanserde yalnızca tedavi değil, korunma ve erken tanı için gerekenlerin yapılması da kritik öneme sahiptir.
Kanser Tekrarlar mı?
Bazı kanser türleri tedaviye rağmen tekrarlama riski taşımaktadır. Günümüzde, bazı kanser türlerinin tekrarlama ihtimalleri genomik testler ile öğrenilebilmektedir.
Biyopsi ve Kanser Yayılması
Biyopsi yapılmasının kanseri yayacağına dair yaygın bir inanış vardır, ancak bilimsel kaynaklar bunun yanlış olduğunu göstermektedir. Doğru yapılan cerrahi operasyon veya biyopsi, kanserin yayılmasına ya da büyümesine neden olmaz. Kesin kanser tanısı koymanın en güvenilir yolu biyopsidir; bu nedenle bu yanlış inanç oldukça zararlıdır.
Alternatif Tedavi Yöntemleri
Alternatif tedavi olarak sunulan bitkisel tedaviler, kanser tedavisinin yan etkilerini azaltmada faydalı olabilir. Ancak bu yöntemlerin kanseri tedavi ettiğini düşünmek doğru değildir. Bu nedenle, bu tür ürünler ancak kanser tedavisi gören doktorla görüşüldükten sonra kullanılmalıdır. Bazı bitkisel ürünler, kemoterapi veya radyoterapinin etkisini azaltabilir.
Şekerin Kanser Üzerindeki Etkisi
Fazla şeker tüketiminin sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Kanser hücreleri de dahil olmak üzere tüm hücreler enerji için şeker kullanmaktadır. Uzmanlar, burada “zararlı” şeker ile vücudumuzun ihtiyacı olan “masum” şekerleri ayırmanın önemine dikkat çekmektedir. Türk Kanser Derneği’nin verilerine göre, kandaki şeker oranı düştüğünde kanser tedavisinin etkisinin %50 oranında arttığı gösterilmektedir. Ancak şekerin tamamen hayatımızdan çıkarılması çözüm değildir. Doğal yollarla alınan şekerler, örneğin taze ve kuru meyveler, kuru yemişler, hurma ve bal kabağı gibi besinler daha sağlıklıdır.
Kanser ve Stres
Kanser ve stres arasındaki ilişki merak edilmektedir. Tıbbı Onkoloji Derneği’nden Dr. Nilüfer Avcı, stres hormonlarının (kortizol ve adrenalin) vücudu korumakta önemli rol oynadığını belirtmektedir. Stresle başa çıkamama durumunda tükenme dönemine girildiğinde, bu durum kanserin yayılmasına katkı sağlayabilir. Stresin kanser hücrelerinde DNA tamirini değiştirerek yayılmayı hızlandırabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, bağışıklık sistemindeki savunma hücrelerinin azalması da kanserin yayılmasına katkıda bulunabilir.
Kanser Bulaşıcı Mıdır?
Kanser, insandan insana bulaşan bir hastalık değildir. Ancak, kanserli bir organın veya dokunun nakli durumunda bulaşma riski bulunmaktadır; bu da oldukça düşüktür.
Cep Telefonlarının Kanserle İlişkisi
Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar, yüksek doz iyonlaştırıcı radyasyonun vücuda zarar vererek kansere yol açabileceğini belirtmektedir. Ancak cep telefonları ve mikrodalgalar iyonize olmayan enerji taşımaktadır ve bu tür cihazların kanser oluşturduğuna dair yeterli kanıt bulunmamaktadır. Mikro dalga ve cep telefonları, dokuda ısıyı artırsa da zararlı olduklarına dair bir bulgu yoktur.
Akıllı İlaçlarla Kanser Tedavisi
Kanserli hücreleri hedef alırken sağlıklı hücrelere zarar vermeyen akıllı ilaçlar, günümüzde birçok kanser türünde kullanılmaktadır. Kemoterapiye göre yan etkileri daha az olan bu ilaçların, gelecekte daha da geliştirilerek etkinliğinin artırılması beklenmektedir. Ancak, her akıllı ilacın her kanser türünde uygulanamayacağı unutulmamalıdır. Hekim, hangi yöntemin kullanılacağına karar vermelidir; çünkü tedavi sürecinin doğru bir şekilde yürütülmesi son derece önemlidir.
Kanserden Korunma Yöntemleri
Kanserden korunmak için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz:
- Sigarayı bırakın ve sigara içilen ortamlardan uzak durun.
- Güneş altında fazla kalmaktan kaçının ve güneş yanıklarını önlemek için gerekli önlemleri alın.
- İşlenmiş gıdalardan uzak durarak meyve ve sebze ağırlıklı beslenin.
- Aşırı kilolarınızdan kurtulun.
- Alkol tüketimini minimumda tutun.
- Fiziksel aktiviteyi hayatınızdan eksik etmeyin.
- Genetik riskler taşıyorsanız, düzenli kontroller yaptırın.
- Hepatit B ve HPV aşılarınızı yaptırarak korunma sağlayın.
- Stres yönetimi öğrenerek psikolojik sağlığınızı korumaya özen gösterin.