İngiltere’deki Yeni Koronavirüs Mutasyonu Endişeleri
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, dün düzenlediği basın toplantısında “Virüs mutasyona uğradı, yeni tip virüs yüzde 70 daha bulaşıcı” açıklamasında bulundu. Sağlık Bakanı Matt Hancock ise “Kontrolü kaybettik” ifadeleriyle durumu daha da ciddileştirdi. Bu açıklamaların ardından, kamuoyunda “Aşılar etkisiz mi olacak?” endişeleri hızla yayıldı.
Cumhuriyet gazetesinin görüşlerine başvurduğu uzmanlar, toplumun paniğe kapılmaması gerektiğini vurgulayarak, mutasyon hakkında bilimsel değerlendirmelerin yapılabilmesi için henüz erken olduğunu belirtti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Bölüm Başkanı Dr. Ahmet Özdoğan, “Şu anda bir algı operasyonu yaratılmaya çalışılıyor. Kimsenin paniğe kapılmaması gerekiyor. Bilimsel açıklamalar için beklenmesi elzem” dedi.
Aşıların Mutasyonla İlişkisi
Özdoğan, aşıların mutasyon karşısındaki durumunu değerlendirirken, “Virüsün değişimi gibi aşılar da şekil değiştirebilir. Özellikle Alman aşısı bu değişimi hızlı bir şekilde sağlayacak özelliğe sahip. Çin aşısı da benzer şekilde, daha yavaş olsa da kendini mutasyona uydurabilir. Artık aşı için bir yıl beklemeye de gerek yok, teknoloji hızla değişiyor. Virüsün nerede ve nasıl mutasyona uğradığını bilebiliyoruz. Ancak, bu mutasyon çok yeni bir aşamada ve yayılımının nasıl gerçekleştiği henüz bilinmiyor. İngiltere’deki Noel tatilinin etkisi var mı, yok mu? Bu soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
Korku İmparatorluğu ve Bilimsel Veriler
Bu süreçte, akıl, mantık ve bilimin ışığında hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Özdoğan, “Bir korku imparatorluğu yaratılmış durumda. ‘Mutasyon oldu ve artık aşılar çalışmaz’ demek çok yanlış bir yaklaşım. Evet, belki aşının koruyuculuk süresini etkileyebilir, ancak bu konuda keskin ifadeler kullanmak için henüz çok erken” dedi.
Koronavirüs, grip virüsünden bile daha hızlı mutasyon geçirebilen bir RNA virüsüdür. Aşının kalıcı ve güvenilir bir tedavi yöntemi olmaktan uzak olmasının nedenleri arasında, belirli aralıklarla sürekli aşı olmayı gerektirmesi ve koruyuculuğunun kişiden kişiye değişkenlik göstermesi bulunmaktadır. Hepatit B gibi DNA virüslerinde büyük mutasyonlar görmezken, RNA virüslerinin değişime açık yapıları, aşı geliştirilmesini karmaşık hale getirmektedir.
Bilimsel Verilerin Hızı ve Siyaset
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden (CNRS) Araştırmacı Dr. Ahmet Civaş, mutasyonun aşının etkinliğini etkilemeyeceğine dair açıklamalarda bulundu. “Virüsün diken proteininde bir mutasyon olduğu konusunda bir yayın mevcut değil. Bu tür bir mutasyon sonrası oluşabilecek virüs varyantının özellikleri hakkında da yeterli bilimsel veri yok. Dolayısıyla, bu tür bir mutasyon aşının etkinliğinde bir değişime yol açmayabilir” dedi. Civaş, bilimsel gerçeklerin elde edilme hızının, siyasetin karar alma ve basının haber yayma hızına erişemeyeceğini de sözlerine ekledi.
Mutasyon ve Aşının Etkisi
Biyokimya Uzmanı Dr. Soner Yeşilbaş, aşının bağışıklık sistemini uyarıcı nitelikte olduğunu belirterek, “Aşının etkinliği, enfeksiyon yapmayan, ancak zararlı etkileri azaltılmış virüslerden kaynaklanıyor. Virüs kendi kendini çoğaltan bir yapıya sahip. Aşının hangi antijenin hangi alt bölgesine karşı yapıldığı kritik öneme sahiptir. Aşı, özellikle herkese aynı maddeye karşı antikor ürettiriyor, fakat bireylerin genetik yapılarının farklı olması nedeniyle ürettikleri antikorlar da değişkenlik gösteriyor” dedi.
Yeşilbaş, mutasyonun aşının etkinliğini azaltma potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, “Aşının içinde değişmeyen antijenik protein veya mRNA parçaları bulunuyor. Eğer mutasyon, bu parçalardan bazılarını değiştirecek boyutta olursa, aşının etkinliğinde azalma olabilir” dedi.
Günü Kurtarmak ve Bilimsel Çalışmalar
Aşının koruma özelliğine de değinen Yeşilbaş, “Aşı yüzde 70 ya da yüzde 90 etkili deniyor, ancak bu demek değildir ki ‘aşı beni kesin olarak koruyacak’. Bu yüzdeler, aşının toplumun ne kadarını koruyacağını gösteriyor. Hem insanların hem de virüsün değişkenliğine göre etkinlik gösterecek bir aşı üretmek oldukça güç” şeklinde konuştu. Yeşilbaş, aşının yan etkilerinin henüz tam olarak bilinmediğini de ifade ederek, “Amaç; günü kurtarmak olmamalı. Aşı olunduğunda, gelecekte ne olacağımız belirsiz” dedi.
Son olarak, Türkiye’de pek çok bilim insanının bu konularda çalışmalar yaptığını, ancak ortak bir platformda buluşamadıklarını belirten Yeşilbaş, “Devlet, sınırlı sayıda oluşturulan Bilim Kurulu dışında tüm bilim insanlarını bir araya getirecek bir ortam oluşturmalı” diyerek Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu.