Influenza Gribi: Kuluçka Süresi ve Belirtileri
Uzmanlar, burun, boğaz ve akciğerleri etkileyen influenza virüsünün ortaya çıkması için genellikle 1-2 günlük bir kuluçka süresine ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedirler. Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zeliha Arslan Ulukan, influenza gribinin belirtileri, süreci ve korunma yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
İnfluenza virüsünün, hafif semptomlardan başlayarak, ciddi sağlık sorunlarına hatta ölüme kadar gidebilen geniş bir yelpazede seyrettiğine dikkat çeken Dr. Zeliha Arslan Ulukan, “Hastalığın başlangıcı genellikle boğaz ağrısı, şiddetli kuru öksürük ve göğüste yanma hissi ile olur. Üşüme ve titreme ile birlikte ateş 39-40 dereceye kadar yükselebilir. Ayrıca, eklemlerde ve kaslarda yaygın ağrı, özellikle sırt ve bel bölgesinde hissedilir. Halsizlik ve yorgunluk hissinin yanı sıra bazı bireylerde (özellikle çocuklarda) kusma veya ishal gibi belirtiler de görülebilir. Grip, hasta bireylerin öksürmesi, burnunu çekmesi veya konuşması sırasında oluşan damlacıkların solunması yoluyla bulaşır. Daha az oranda ise, hastanın solunum sıvılarıyla kirlenmiş elleriyle dokundukları yüzey veya nesnelere dokunduktan sonra ellerin ağıza, buruna ve göze götürülmesiyle bulaşma gerçekleşir. Hastalık, belirtilerin başlamasından bir gün önce başlamakta ve 5-7 gün boyunca bulaşıcılık göstermektedir. Bağışıklığı zayıf olan bireyler ve çocuklar daha uzun süre bulaştırıcı olabilirler.” dedi.
Bulaşma Riski ve Korunma Yöntemleri
Doç. Dr. Zeliha Arslan Ulukan, grip seyirinin tahmin edilemeyen bir hastalık olduğunu ve ne kadar ciddi olacağının mevsimden mevsime ve yıldan yıla değişiklik gösterdiğini ifade etti. Ayrıca, “Hangi virüsün yaygın olduğu, aşılanma oranları, aşının zamanlaması ve virüsle ne kadar uyum sağlandığı gibi faktörler hastalığın seyrini etkiler. Bazı kişiler grip olduklarında daha ağır hastalık geçirme riski taşırlar. Bu grupta çocuklar, yaşlılar, hamileler, diyabet hastaları, kalp rahatsızlığı olanlar, böbrek yetmezliği çekenler, kanser hastaları ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) bulunan bireyler yer almaktadır. Grip, zatürre, kulak enfeksiyonları, sinüzit ve solunum yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Kalabalık ortamlardan kaçınmak, hasta bireylerle yakın temastan uzak durmak, sık el yıkamak ve hastayken kullanılan mendilleri ortada bırakmamak, grip virüsünün yayılmasını engellemek adına alınması gereken önlemler arasında yer almaktadır.” şeklinde konuştu.
Aşının Önemi ve Korunma Stratejileri
Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zeliha Arslan Ulukan, gripten korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu belirtti. Her yıl, önceki yılın yaygın olan 2 Influenza A ve 2 Influenza B virüsüne karşı hazırlanan aşılar, sonbahar döneminde uygulanmaya başlanır. Aşının etkinliği, bireyin yaşı, bağışıklık durumu ve o yıl etken olan Influenza virüsü ile antijenik uyuma bağlı olarak %70-90 arasında değişiklik gösterebilir. Grip aşısı 6 aydan büyük tüm bireylere uygulanabilir; ancak ciddi yumurta alerjisi olan bireylere uygulanmamalıdır. Gripten ciddi şekilde etkilenme riski yüksek olan kişilerin her yıl düzenli olarak aşılanmaları büyük önem taşır.” dedi.
- Öğretmenler, sporcular ve toplu taşıma alanında çalışan kişiler risk altındadır.
- Kalp, şeker, böbrek ve akciğer hastalığı olanlar, kanser tedavisi görenler, hamileler ve çocuklar da aşılanmalıdır.
- Ayrıca, bu hastalarla yakın temasta bulunan aile bireyleri, bakıcılar ve hastane çalışanları da aşılanarak grip bulaştırmaktan korunmalıdır.
Tedavi Yöntemleri ve İyileşme Süreci
Grip tedavisi, öncelikle belirtileri azaltmaya yönelik bir yaklaşım sergilemektedir ve bağışıklığı güçlü olan bireylerde antiviral ilaçlar kullanılmamaktadır. Doç. Dr. Zeliha Arslan Ulukan, “Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler ve öksürük kesiciler kullanılabilir. Hastaların dinlenmeleri ve bol sıvı almaları önerilir. Vitaminlerin ve bağışıklık güçlendirdiği iddia edilen ilaçların grip tedavisinde etkili olduğu gösterilmemiştir. Ancak, risk grubundaki bireylerin (diyabet, kalp, böbrek hastalıkları, kanser hastaları, hamileler, küçük çocuklar, 65 yaş üstü bireyler) durumları değerlendirildiğinde antiviral ilaçların kullanımı gündeme gelebilir. Grip virüs kaynaklı bir hastalık olduğu için antibakteriyel olan antibiyotiklerin tedavide yeri yoktur. Bu ilaçların kullanılması, mevcut üst solunum yolu florasını etkileyebilir ve hatta antibiyotik direncine yol açabilir. Ağrı kesici olarak daha çok parasetamol içerenler tercih edilmelidir. Çocuklarda aspirin kullanımı ise dikkatle yapılmalıdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.