İmamoğlu Hakkında Açılan Dava Süreci
İçişleri Bakanlığı, Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin yaptığı incelemenin ardından, çeşitli iddialarla şikâyetçi olmuştu. Savcılığın yürüttüğü soruşturmanın ardından İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 7 kişi hakkında “ihaleye fesat karıştırma” suçlamasıyla 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Ayrıca, bu kişilerin siyasi yasak alması da istenmiştir.
Davanın İlk Duruşması
İçişleri Bakanlığı’nın şikâyetiyle açılan bu davanın ilk duruşması, yarın Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirilecektir. İddianamede, kamunun 250 bin lira zarara uğratıldığı iddia edilmektedir. Duruşma öncesi yaptığı açıklamalarda İmamoğlu, şunları ifade etti: “Beylikdüzü döneminden kalma Danıştay’ın hakkımızda, bizim itirazlarımıza dönük bizi haklı bulduğu bir süreçte yeniden İçişleri Bakanlığı’nın dosya, arşiv araştırması gibi bir sürü konuya dahil olduğu konulardan bir tanesi. Zaten, soruşturmayı yürüten İçişleri Bakanlığı’ndan siparişle gönderilen kişilere bakarsanız, nereden geldiğini ve o iş için nasıl motive edildiğini anlarsınız. Yargının herkese eşit ve adil şekilde uygulandığı bir ülke hayal ediyoruz. Suçumuz, kusurumuz varsa hesap vermeye hazırız. Gereği neyse hazır oluruz. Ama uydurma kavramlar üzerinden arayışlar nafile.”
İncelemeleri Yürüten Müfettiş
İmamoğlu’nun işaret ettiği kişi, 2015 seçimlerinde AKP’den milletvekili adayı olan İçişleri Bakanlığı müfettişi Arif Yıldırım’dır. Yıldırım, İmamoğlu hakkında hapis ve siyasi yasak talebiyle açılan davaya dayanak oluşturacak raporlara imza atan bir isim olarak bilinmektedir. 31 Mart 2019 seçimlerinin İstanbul’da 6 Mayıs’ta iptal edilmesinin ardından bakanlık tarafından İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı öncesi ve sonrasını incelemek üzere oluşturulan teftiş heyetinde yer almıştır. Ayrıca, İBB’deki “terör soruşturması” ve Londra’dan getirilen “Fatih tablosu” için de incelemeleri yürüten kişi olarak tanınmaktadır.
Duruşma Hakkında Beklentiler
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, davanın açılmasının sebebinin, Danıştay’ın Ekrem İmamoğlu’nun ihale süreçleriyle ilgili olarak herhangi bir dahli, talimatı, yönlendirmesi ya da imzasının olmadığını tespit etmesine rağmen devam ettiğini belirtti. Polat, “Danıştay, Ekrem Bey hakkındaki soruşturma iznini kaldırmıştı. Kaldırırken de ‘Bu ihalelerde yetkisi yok, kaldı ki imzası, dahili, bir yönlendirmesi yok. Dolayısıyla burada da bir sorumluluğu yok’ demişti. Ancak dosyayı bir bütün halinde ‘ihaleye fesat açısından bakmak savcılığın yetkisindedir’ diye savcılığa gönderdi” şeklinde konuştu.
Hukuki Değerlendirme
Savcılığın soruşturma sürecinde aldığı bilirkişi raporları dahil, İmamoğlu’nun ihaleye fesat karıştırdığına dair hiçbir iddia, bulgu ya da belirti olmamasına rağmen bu iddianamenin düzenlendiğini ifade eden Polat, “Hukuken altı çok boş olan tamamen siyasi saiklere hizmet edecek bir dava olduğunu düşünüyorum. Yarın görülecek olan ilk duruşmada toplam 7-8 sanık var. Onların ifadeleri alınacak ve diğer usul işlemler tamamlanacak. İlk duruşmadan herhangi bir karar çıkması söz konusu değil” dedi.
Olası Sonuçlar ve Yasal Yükümlülükler
Ekrem İmamoğlu’nun ceza alması durumunda, cezanın miktarı ve türüne bağlı olarak siyasi yasak kararı çıkabilir. 1 yıl ve üzeri hapis cezası durumunda, seçim hakkını kaybedeceğini söyleyen Polat, “Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi uygulanacaksa da cezanın infazı süresi boyunca da siyasi yasak gelir. Hukuk sınırları içerisinde kalarak konuşursak, zaten bu kararın çıkmaması ve bu davanın da hiç açılmaması lazımdı” ifadelerini kullandı.
Hukuki Görüşler
Avukat Celal Ülgen, “Burada temel sorun, bir belediye başkanının ihalenin hiçbir sürecinde yer almamasına karşın ihalelerden sorumlu tutulmasıdır. Bu nedenle belediye başkanlarının objektif sorumlulukları bulunmadığından, alt birimlerdeki ihalelerden sorumlu tutulmaları mümkün değildir ve bu davanın beraatla sonuçlanacağını düşünüyorum” dedi.
İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun ise, “Ekrem İmamoğlu ne zaman ‘değişim’ dese, karşısına uydurma davalar çıkıyor. ‘Ahmak’ davasında olduğu gibi. Bu dava da Danıştay kararına rağmen açılmış, siyaseti dizayn etme davasıdır. Yıllar sürecek bu davalarla, siyaset dizaynına milletimiz izin vermeyecektir” şeklinde görüş bildirdi.