1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. İlk Uykunun Gizemi: Tarihsel ve Kültürel Boyutları

İlk Uykunun Gizemi: Tarihsel ve Kültürel Boyutları

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İlk Uykunun Gizemi

İlk Uykunun Gizemi

İnsanların tarih boyunca uyku alışkanlıkları, toplumların kültürel ve sosyal dinamikleriyle şekillenmiştir. Yaklaşık 1000 yıl boyunca, insanlar günde iki kez uyuyordu: bir akşam uykusu ve bir sabah uykusu. Peki, bu alışkanlık nasıl oluştu ve zamanla neden yok oldu? Bu sorulara yanıt bulmak için, 17. yüzyılda yaşanan bir cinayet davasına dönelim.

Jane adındaki bir genç kız, annesinin akşam saatlerinde iki adamla evden çıktığını anlattı. Annesi, Jane’e “Güzelce yat, ben sabah yine gelirim” demişti. Ancak, annesi bir daha eve dönmedi; o gece vahşice öldürülmüştü. Bu cinayetin ardındaki sır asla çözülmedi. Yaklaşık 300 yıl sonra, tarihçi Roger Ekirch, Londra’daki Kamu Kayıtları Ofisi’nde bu cinayetin mahkeme kayıtlarını incelerken, Jane’in tanıklığında dikkat çekici bir şey fark etti: “ilk uyku”.

Ekirch, bu terimin yalnızca bir tuhaflık değil, aynı zamanda daha büyük bir kültürel fenomenin parçası olduğunu düşündü. O dönemde “ilk uyku” ifadesi, geceyi ikiye bölen bir “ikinci uyku”nun varlığını işaret ediyordu. Ekirch, bu kavramı daha derinlemesine araştırmaya karar verdi.

Geceyi İkiye Bölmek

Yıllar boyunca arşivleri tarayan Ekirch, “iki fazlı uyku” olarak adlandırdığı bu olgunun çok daha yaygın olduğunu keşfetti. Bu, yalnızca İngiltere’ye özgü bir alışkanlık değildi; birçok farklı kültürde de benzer uygulamalar mevcuttu. Örneğin, İtalya’da “primo sonno”, Fransa’da “premier somme” olarak adlandırılıyordu. Ekirch, Afrika, Güneydoğu Asya, Güney Amerika ve Orta Doğu’daki bazı bölgelerde de çift uyku alışkanlığına dair kanıtlar buldu.

1555 yılında Brezilya’da yazılmış bir metinde, Tupinamba halkının akşam yemeğinden sonra ilk uykularını aldıkları belirtiliyor. Bu durum, çift uykunun tarih öncesi dönemlerden bu yana var olduğunu gösteriyor. Ekirch, bulabildiği en eski çift uyku referansının MÖ 8. yüzyılda yazılmış Yunan destanı “Odysseia”dan geldiğini aktardı.

Uyku ve Sosyal Yaşam

Uyku ve Sosyal Yaşam

17. yüzyılda, gece saat 21.00 ile 23.00 arasında, insanlar bulabildikleri kadar rahat bir zemin ya da yatakta uyuyorlardı. Yoksul olanlar çıplak döşemeye yatarken, varlıklı olanlar kuş tüyü şiltelerde uyumayı tercih ediyordu. İnsanlar genellikle aynı odada, birbirine sokularak ya da tanımadıkları insanlarla birlikte uyuyorlardı. Uyku sırasında belli sosyal kurallar vardı; birbirine değmemek ve fazla kıpırdanmamak gerekiyordu. Bu dönem, insanların uykuya yaklaşımının oldukça farklı olduğu bir zaman dilimiydi.

İlk uykudan sonra, insanlar genellikle sabaha kadar uyanık kalıyor, bu süre zarfında çeşitli işler yapıyorlardı. Ekirch’in bulduğu belgelerde, bazı köylülerin hayvanlarını kontrol etmek, dikiş dikmek ya da odun yontmak gibi işlerle meşgul oldukları anlatılıyor. Ayrıca bu uyanık saatler, dini ibadetler ve sosyal etkileşim için de bir fırsat sunuyordu.

Sanayi Devrimi ve Değişim

Sanayi Devrimi ve Değişim

19. yüzyıldan itibaren, yapay aydınlatmanın yaygınlaşması ile insanların gece uyku alışkanlıkları da değişmeye başladı. Ekirch, bu değişimin, insanların uyku sürelerini ve kalitelerini etkilediğini belirtiyor. Yapay ışık, insanların birinci uykularını uzatırken ikinci uykularını kısaltmaya başladı. Bu dönemde, çift uyku kalıbı tamamen yok olmaya yüz tuttu.

Ekirch, insanların yapay aydınlatma ile birlikte daha geç saatlere kadar uyanık kalabilmelerinin yanı sıra, sabahları aynı saatlerde kalkmaları gerektiğini vurguladı. Bu durum, dinlenme sürelerinin kısalmasına ve uykunun yoğunlaşmasına neden oldu. Sanayi Devrimi, sadece teknolojiyi değil, insan biyolojisini de derinden etkiledi.

Günümüzde Uyku Alışkanlıkları

Günümüzde, uyku kalıplarındaki değişimin önemli bir yan etkisi, insanların uykuya yaklaşımında yaşanan değişikliklerdir. Ekirch, insanların gece yarısı uykudan uyanmanın panik duygusu yaratabileceğini ifade ediyor. Ancak, geçmişte insanların iki uyku sistemini uyguladığı bilgisinin bu kaygıları bir nebze hafiflettiğini belirtiyor.

Ekirch, modern yaşam koşullarının insanların güvenli bir ortamda uyumalarını sağladığını, ancak geçmişteki samimi gece sohbetleri ve derin düşünceleri kaçırmış olabileceğimizi dile getiriyor. Sonuç olarak, belki de tek parça uyku doğal değil, ancak günümüzün hijyenik ve güvenli koşulları, insanların daha iyi bir uyku deneyimi yaşamasını sağlıyor.

İlk Uykunun Gizemi: Tarihsel ve Kültürel Boyutları
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin