Homo Naledi’nin Ateşi Kullanma Kanıtları
1 Aralık’ta ABD’deki Carnegie Bilim Enstitüsü’nde gerçekleştirilen bir konferansta, ünlü paleoantropolog Lee Berger, Homo naledi adı verilen bir primat türünün ateşi kullandığına dair ilk kanıtları bulduklarını duyurdu. Ekip, yaptıkları araştırmalar sonucunda Homo naledi bireylerinin, bir yeraltı mağara sisteminin karanlık ortamında kontrollü bir şekilde ateş yaktığını öne sürüyor.
Mağaradaki İzler ve Kalıntılar
Berger, bu bulguların yanı sıra, kalıntıların bulunduğu alandaki duvarlarda izler, tavanda lekeler ve yerde hayvan kemikleri gibi buluntuların da tespit edildiğini ifade etti. Güney Afrika’daki Witwatersrand Üniversitesi’nde görev yapan Berger, “Bu mağara sisteminin her yerinde ateşin kullanıldığını gösteren belirtiler mevcut” diye belirtti. Araştırmacılar, bu kalıntıların kesinlikle Homo naledi‘ye ait olduğundan emin; çünkü incelenen alanlarda başka hiçbir insansı (hominid) kalıntıya rastlanmadı.
Kesin Olmayan Tarih
Ancak, ekip henüz bulunan kalıntıların yaşını belirleme aşamasında değil. Bu nedenle bulgular, henüz hakemli bir bilimsel dergide yayımlanmış değil. Homo naledi, Pleistosen Devri’nde, yaklaşık 335 bin yıl önce ortaya çıkmış ve 236 bin yıl önce soyu tükenmiş arkaik bir insan türü. Bu türün beyin hacmi, modern insanlara kıyasla oldukça küçük; beyin boyutları, Homo sapiens‘inkinin yaklaşık üçte birine denk geliyor. Bu durum, ateş yakma ve onu kontrollü bir biçimde kullanma davranışının Homo naledi için fazla karmaşık olduğu düşüncesini doğuruyordu. Ancak Berger ve ekibi, bu primatların ateşi kontrol edebildiğine dair kanıtların “açıkça ortada olduğunu” savunuyor.
İlk Keşifler ve Son Gelişmeler
Homo naledi kalıntıları ilk kez 2013 yılında, Rising Star mağara sisteminde keşfedilmişti. Ağustos ayında ise Berger ve ekibi, bu sistemdeki dar ve ulaşılması güç odacıkları ortaya çıkarmıştı. Ayrıca, Homo naledi bireylerinin bu odacıkları kullandığına dair ipuçları da bulunmuştu. Berger, “Homo naledi karanlıkta nasıl hareket edebilir? Ateş olmadan bu alanlara giremezler. Bu son derece tehlikeli bölgelerde hareket edemezler” ifadelerini kullandı ve bu ulaşılması zor alanlara girebilmek için ekip olarak kafa fenerleri kullandıklarını belirtti.
Drakensburg ve Lesedi Odacıkları
İlk keşif gezisinden sonra ekip, Drakensburg adlı bir odacığı inceledi. Ekipte yer alan Dr. Keneiloe Molopyane, bu bölgedeki küçük bir ocağın kalıntılarını ve yanmış antilop kemiklerini tespit etti. Molopyane’nin bu bulgusu, “paleontoloji mucizesi” olarak nitelendirildi. Daha sonra araştırmacılar, Lesedi adı verilen “son derecede uzak” bir başka odacığı inceledi.
Yanık Kayalar ve Gelecek Hedefler
250 metrelik bir alanda yalnızca emekleyerek ulaşılabilen bu odacıkta, üst üste yığılmış yanık kayalar, kül ve hayvan kemikleri bulundu. Berger, bu sistemin “alacakaranlık kuşağının ötesinde” olduğunu belirterek, “Homo sapiens’e ait hiçbir iz yok. En derin kısımdayız, insanların hiç gitmediği bir yerdeyiz” dedi. Araştırmacıların gelecekteki en büyük hedefi, ateş kalıntılarının yaşlarını belirlemek ve bunların Homo naledi fosilleriyle aynı katmanlara ait olduğunu teyit etmek olacak.