Hayatın Masalı
Hayat, bir masal gibi kıymetli ve eşsizdir. Bu masalın uzunluğu değil, nasıl yaşandığı önemlidir. Kendi masalınızda olup bitenleri, hayal ettiğiniz gibi şekillendirmek sizin elinizde. Bu masala istediğiniz sonu yazmak da yine size bağlıdır. O zaman bu masal, gerçekten sizin masalınız olacaktır. Sahip olduğunuz gizli hazineler ve zenginlikler, bu süreci desteklemek için size yardımcı olacaktır.
Hayat, dışarıda bir yaşantı aramak değil, kendimizi keşfetmekle ilgilidir. Bu arayışta mucizeniz, enerjinizi olumsuzluklara değil, hayallere odakladığınızda başlar. İnsanlar ya mucizeyi arar ya da mucizeleri kendi elleriyle yaratır. Mucizeyi çok uzaklarda aramamalısınız; asıl olan, kendi mucizenizi yaratmaktır. İşte bu, hayatınızın mutluluk kaynağı ve hayatınızı değiştirecek olan unsurdur. Hayat, kendini bulmak kadar, kendini yaratmakla da ilgilidir.
“Kendinizi Bulmak” ve hayal ettiğiniz “Kendinizi Yaratma” sürecinde, nefes aldığınız anları değil, nefesinizi kesen anların toplamını göz önünde bulundurursanız, bu sizin kendi sahnenizi yaratma yolunda önemli bir adımdır. Nietzsche’nin de dediği gibi, “Hayat, kendisini alt edenindir.” Hayatı alt etmek, kendi hayatınızda sahnenizi ortaya koymak için tutkularınızı keşfetmek ve sahip olduklarınızın farkına vararak bunları amaç odaklı kullanmakla mümkündür.
Sahip olduğumuz değerlere duygularımız da dahildir. Hayallerinize ulaşmak için duygularınızın bilinmesi, tanınması, yönetilmesi, kontrol edilmesi ve bir amaca yönlendirilmesi gerekmektedir. Montaigne, “İnsanlığın büyük ve muhteşem eseri, bir amaçla yaşamayı bilmektir” diyerek hayatınızın amacını bilmenin önemini vurgulamaktadır. Hayatın anlamı, hayat amacınıza ulaştığınızda gerçek anlamını bulur. Bu nedenle, “Bu hayatta hayat amacım nedir?” ve “Bu dünyada varlık nedenim nedir?” gibi soruları kendinize sormak, hayatınızı şekillendirmede kritik bir rol oynar.
Bu soruların cevaplarını bulduğunuzda, yaşamı daha anlamlı bir şekilde yaşayabilir, görev ve sorumluluklarınızın yanı sıra bu duyguların bilincinde olursanız, amaçlarınıza ulaşmak da kolaylaşacaktır. Duygusal zeka, bu amaca ulaşmada önemli bir bileşen olarak öne çıkmaktadır. Goleman’ın ifadesiyle, duygusal zeka; duygusal güçlerinizi gerektiği gibi analiz etme, algılama, anlama, motive etme ve kontrol etme yeteneğinizi tanımlar. Bu yetenek, insanların kendilerini tanımalarına ve duygularını yönetmelerine yardımcı olur.
Bireylerin kişiler, fikirler ve olaylarla ilgili içinde bulundukları sistemi sürekli şekillendiren duygusal zeka, çevrelerine uyum sağlamada ve çevresindekileri değerlendirmelerine yardımcı olmada kritik bir rol oynamaktadır. Duygusal zeka, bilişsel ve entelektüel alanı temellendirirken, duyguları tanıma, anlama, ifade etme ve etkin bir biçimde kullanma becerisi olarak tanımlanmaktadır.
Goleman’a göre, “Kendimizin ve başkalarının hislerini tanıma, kendimizi ve başkalarını motive etme, içimizdeki duyguları iyi yönetme” duygusal zekanın unsurlarıdır. Salovey ve Mayer, 1990’da Duygusal Zekayı “Kişinin kendisinin ve başkalarının duygu ve hislerini gözlemleyebilme, aralarındaki farkı ayırt edebilme ve bu enformasyonu düşünce ve hareketlerine rehberlik etmesi için kullanabilme yeteneği” olarak tanımlamaktadırlar.
Duygusal zeka, çevresel baskılarla, isteklerle, sorunlarla ve aksaklıklarla baş edebilmede başarılı olma yolunda, duygusal, kişisel ve sosyal yeteneklerin bütünüdür. Bu yeteneklerin akıllıca kullanılması, kişinin olaylara ve insanlara bütünlük perspektifinden bakabilmesini sağlar. Bu da onu diğer bireyler yanında daha avantajlı kılar. Duygusal zeka, bir liderlik özelliği olarak, zihnin ve kalbin dengelenmesine yardımcı olur.
Duygusal zekanın unsurları arasında özbilinç, duyguları idare edebilme, kendini harekete geçirebilme (motivasyon), başkalarının duygularını anlayabilme (empati) ve ilişkileri yürütebilme yetenekleri bulunmaktadır. Duygusal zeka, yalnızca duygusal olmak ya da kendine aşırı değer vermek değildir; bu, duyguların “akıllıca” kullanımıdır. Kısacası, istediğimiz sonuçlara ulaşmak için duygularımızı istediğimiz yönde kullanma yeteneği ve duygusal farkındalık düzeyimizdir.
Duygusal zeka ne kadar yüksekse, mutluluk ve başarı da o kadar yüksektir. Duygusal zeka, başkalarının duygularını anlama ve bu duyguları yönlendirme yeteneğidir. Akademik zeka için de önemli bir destek sağlar. Kendi beden dilini kontrol edebilmek, başkalarının beden diline duyarlı olmak, empati göstermek ve uzlaşmaya dayalı ilişkiler kurmak, duygusal zeka özellikleridir.
Duyguların gücünü tanımlamak için, her güne hayatınızın en güzel olması için bir şans vermek gerekir. Hayat yolculuğu boyunca direksiyonda olanın kendiniz olduğunu unutmadan, bu güçleri amaç odaklı kullanmak, duyguların saklı simetrisini ortaya çıkarmak önemlidir. Hayallerinizle hayatın yüreğine dokunduğunuzda, her şeyde bir güzellik bulacaksınız. Bu hayatta fırsatı, şansı, sevdayı, iyiliği ve güzelliği yakalamanın yolu, kendi şarkınıza eşlik ederken duyguları yaşamak ve yaşatmak sizi mutlu kılacaktır.
Prof. Dr. Hanife GÜZ