Hatay’daki Deprem Sonrası Belirsizlikler Sürüyor
Depremlerin yıkıcı etkilerinin hissedildiği Hatay’da, sorunların çözümüne dair belirsizlikler devam ediyor. Son olarak, 30 Mayıs’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile “Hak Sahipliği ve Borçlandırma İşlemleri” sürecinin başlatıldığı duyuruldu. Ancak, bölgedeki vatandaşlar bu konuda yeterli bilgilendirme almazken, depremzedeler yaşadıkları sorunları anlatacak muhatap bulmakta güçlük çekiyor.
Bu durumu Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, “Vatandaşlarımız ne yapacağını, nasıl ilerleyeceğini bilemez halde muhatap arıyor. Bizlere ulaşan birçok mağdur vatandaşımız, hane halkında engelli veya yatalak hasta olmasına karşın, öncelik tanınmadığı ve konteyner alamadıkları konusunda şikâyet ediyor” ifadelerini kullandı.
Yetkililerin, “konteynerlerin dezavantajlı gruplara öncelik tanınarak tahsis edileceği” yönündeki sözlerini hatırlatan Kara, bu söylemlerin pratikte bir karşılık bulmadığını belirtti. “Kiracı konumunda olan birçok vatandaşımız, adres kayıt sistemindeki aksaklıklar nedeniyle hak ettikleri para yardımlarını alamamaktadır” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, “300 binden fazla konutu bir yıl içinde, iki yıla kalmadan da diğer bütün konutları bitirip herkesi evlerine kavuşturacağız” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ancak, pandemi sürecinde bir maske dağıtımını bile gerçekleştiremeyen iktidarın bu vaatleri, Hatay’da yaşanan gerçeklerle örtüşmüyor” diye ekledi.
‘Verilere Ulaşımda Sorunlar Yaşıyoruz’
Öte yandan, Kara depremler sırasında kaç yurttaşın hayatını kaybettiği, bu sayının il ve ilçelere dağılımı, toplam ağır hasarlı yapı sayısı, yıkımı yapılan ağır hasarlı yapı sayısı, yıkım çalışmaları devam eden bina sayısı ve enkazı tamamen kaldırılan ağır hasarlı bina sayısıyla ilgili verilere ulaşım konusunda kendilerinin bile sorun yaşadığını belirtti. Bu verilerin gizlenmesinin bilinçli bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Kara, “Bu tutumu, Hatay’da devam eden yıkım ve enkaz kaldırma çalışmalarının fiziki gerçekleşme oranının oldukça düşük olmasına ve süreci sağlıklı bir şekilde yönetemediklerine bağlıyoruz” şeklinde konuştu.
