Bilim insanları, Grönland’daki buzul erimesinin geçen yıl rekor seviyeye ulaştığını bildirdi. Yapılan yeni bir analiz, buzul erimesindeki bir önceki rekorun %15 oranında aşıldığını ortaya koydu. Uzmanlar, 1948’den bu yana kayda geçirilen erime verilerine bakıldığında, son incelemelerin ‘eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye’ işaret ettiğini vurguladı.
Bu kayıpların başlıca nedeni olarak, geçen yaz Grönland üzerindeki yüksek hava basınç sistemlerinin ‘bloke olması’ gösteriliyor. Araştırmanın yazarları, devam eden karbon salımının Grönland’da aşırı erimeye yol açtığını belirtiyor. Son 30 yılda Grönland’daki buzulların erimesiyle küresel çapta deniz seviyeleri de giderek yükselmiştir. Grönland hakkında geçen yıl Aralık ayında yayımlanan bir uluslararası rapor, bölgede 1990’lara kıyasla yedi kat fazla buzul kaybı yaşandığını ortaya koydu.
532 GT Buz Kaybedildi
Grace ve Grace-FO uydularından elde edilen veriler ile iklim modellemeleri kullanılarak yapılan incelemede, uzmanlar tam bir yıl içerisinde Grönland’ın 532 gigaton (gt) buz kaybettiği sonucuna vardı. Bu rakamlar, 2012’den bu yana çok büyük bir artış olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, bu kaybın deniz seviyesinin 1.5 mm yükselmesine denk geldiğini belirtmekte. Bu da bir yıl içinde ortalama %40 artış anlamına geliyor.
Danimarkalı iklim bilimci Martin Stendel’in hesaplamalarına göre, 2019 yılındaki buzul kayıpları, tüm Britanya’yı 2,5 metre derinliğinde erimiş suyla kaplayacak kadar büyük. Araştırmacılar hem geçen yılı hem de 2012’yi ‘bloke edici’ olayların yaşandığı yıllar olarak tanımlıyor. Bunun anlamı, jet akımındaki kesintiler nedeniyle yüksek basınçlı hava sistemleri Grönland üzerinde sıkışarak erimeyi artırıyor.
Almanya’daki Bremerhaven’deki Alfred Wegener Enstitüsü’nden Dr. Ingo Sasgen, yaşanan erimelerle ilgili şu yorumu yapıyor: “Grönland’da giderek daha çok olağandışı erimelerin yaşandığı bir alana girmiş görünüyoruz. 2019 veya 2012’de yaşananların tekrarlanması bekleniyor. Bu kadar güçlü erimelerin yaşanmasıyla, geri tepki mekanizmaları açısından buzun nasıl davranacağını henüz net olarak bilmiyoruz. Belki de bizim farkında olmadığımız bir geri tepkisi vardır ya da belki de şimdi modellemelerde mükemmel bir şekilde göremediğimiz bir tepki vardır. Bu bazı sürprizler de getirebilir.”
İklim Isınması ve Gelecek Senaryoları
Geçen yıl buzulların erimesinde rekor kırılmış olsa da, 2018 ve 2017’de buzul kayıplarında azalmalar yaşandı. Bu iki yılda, 2003’ten bu yana iki yıllık periyodların en düşük seviyedeki buzul erimesi kaydedildi. Uzmanlar, bunu sonbahardaki ağır kar yağışlarından sonra Grönland’daki iki yazın soğuk geçmesine bağlıyor. Ancak 2019 yılında büyük oranlarda buzul erimesi yaşanması, kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Grönland’da 2020 yılında şimdiye kadar ortalama koşullar gözlemleniyor. Son yıllardaki devasa buzul erimelerinin genel olarak dünya genelinde düşük rakımlı bölgelerde yaşayanlar üzerinde büyük etkileri olabilir. Leeds Üniversitesi’nden Prof. Andy Shepard, 2019 yılını kapsayan araştırma sonuçlarının buz örtüsünün yüksek kayıp durumuna geçtiğini teyit ettiğini ve bunun da iklim ısınmasının en kötü senaryolarından biri olduğunu belirtiyor.
Her Yıl 25 Milyon Kişinin Evi Daha Sular Altında Kalabilir
Prof. Shepard, şu uyarıyı yapıyor: “Bu demek oluyor ki, 2100’e kadar yalnızca Grönland’dan kaynaklı, küresel deniz seviyesinin 10 cm daha yükselmesine hazırlıklı olmalıyız. Aynı zamanda iklim ısınmasıyla ilgili yeni bir en kötü senaryo yaratmamız gerekiyor çünkü Grönland mevcut senaryoyu zaten yaşıyor. Grönland’daki buzul kayıpları mevcut şekilde devam ederse, bu yüzyılın sonuna kadar her yıl 25 milyon kişinin yaşam alanları daha sulara kapılabilir.”
Yakın zamanda medya çıkan haberler, Grönland’ın artık geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini öne sürüyor. Bu haberlerde, küresel ısınma ve karbon salımıyla birlikte Grönland’ın tamamının eriyeceği yazıyor. Dr. Sasgen, bu perspektifin doğru olabileceğini belirtirken, Grönland’ın kaderinin hala bizim elimizde olduğunu savunuyor: “Grönland’dan kaynaklı olarak deniz seviyesinde beklediğimiz yükselme oranları ve Grönland’dan ani deniz seviyesi yükselmesi riski, küresel ısınma sınırları altında kalırsak büyük oranda azalacak. Alacağımız mesaj, CO2’yi (karbondioksit) azaltabilirsek, küresel ısınmayı azaltabilir veya sınırlayabilirsek, yakın zamanda Grönland’dan riski artıracak katkıların da azaldığını görmekteyiz.”