1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Genetik ve Beslenme: Yağlı ve Şekerli Gıdaların Evrimsel Etkileri

Genetik ve Beslenme: Yağlı ve Şekerli Gıdaların Evrimsel Etkileri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Genetik ve Beslenme: Yağlı ve Şekerli Gıdaların Evrimi

Son 200 bin yıl boyunca, yağlı ve şekerli gıdalar, insanlık için hayati öneme sahip besinler olmuştur. Bu tür gıdaların bulunması zor, ancak bulunduklarında hızlıca tüketilmesi gereken yiyeceklerdi. Yağlar, vücut sıcaklığımızı korumamıza yardımcı olurken, şekerler enerji sağlamaktadır. Bu yiyecekleri tüketme isteği de genetik olarak programlanmış bir durumdur. Yağ ve şeker tükettiğimizde, beynimizin ödül merkezleri harekete geçer ve bu da bizi bu tür gıdaları aramaya iter.

Bilim insanları, bu yiyeceklere olan düşkünlüğün ne kadarının genetik mirasla ilgili olduğunu araştırmaktadır. Eğer bu önlenemez yeme arzusunu kontrol altına almak istiyorsak, öncelikle bu genlerin gelecek nesillere aktarımını durdurmamız gerekiyor. New York’taki Amerikan Doğa Tarihi Müzesi’nde evrimsel biyolog olarak görev yapan Rob DeSalle’a göre, bu süreç oldukça uzun bir zaman alacak. Dengesiz beslenmenin etkileri, özellikle orta yaşlı bireylerde belirgin hale gelmektedir. Bu gruptaki birçok kişi, zaten çocuk sahibi olmuş ve genlerini gelecek nesillere aktarmış durumdadır.

DeSalle, kalp hastalıkları ve 2’nci Tip diyabet gibi obeziteyle ilişkili hastalıklara yakalanan genç ve çocuk sayısının artmasıyla birlikte, bu bireylerin daha az yaşayıp çocuk yapma şansı bulacağını ifade ediyor. Bu durum, zararlı yiyeceklere karşı genetik yatkınlık gösteren bireylerin daha hızlı bir şekilde ayıklanmasını sağlayabilir. Ancak, 100 genin tamamen ayıklanmasının mümkün olmadığını vurgulamak gerekir. Ayrıca, obeziteyle ilişkili genler, ölümcül hastalıklara yol açan genler kadar tehlikeli değildir; örneğin, orak hücre anemisi veya kistik fibrozis gibi hastalıklara neden olmazlar.

DeSalle, bu tür hastalıklara yol açan genlerin bile yüzyıllar boyunca aktarılmaya devam ettiğini belirterek, daha az tehlikeli olan obeziteyle ilişkili genlerin de uzun süre varlığını sürdüreceğini öngörmektedir. Evrim, sonuçları milyonlarca yıl süren karmaşık bir süreçtir ve genellikle türlerin davranışlarındaki değişikliklerin arkasında yatan bir olgudur. Çok değil, sadece 50 yıl önce, yağ ve şekerler, hayatta kalmamız için kritik öneme sahipti. Ancak, hızlı yemek (fast food) kültürü yaygınlaştıkça, yalnızca ABD’deki obezite oranı 1960 ile 2007 yılları arasında üç katına çıkmıştır.

Harvard Üniversitesi’nde insan evrimi biyoloğu olan Katie Hinde, yarım yüzyılın “binlerce yılın birikimini değiştirmek için yeterli olmadığını” vurgulamaktadır. Ancak, genetik olarak yağlı ve şekerli gıdalara düşkün olan herkesin obeziteye yakalanacağına dair bir kural yoktur. DeSalle, “Genleriniz kaderiniz değildir” diyerek, genetik yatkınlığın tek başına belirleyici bir faktör olmadığını belirtmektedir. Örneğin, fenilketonüri hastalığına sahip bir birey, bu metabolizma bozukluğu nedeniyle fenilalanin aminoasidi içeren gıdaları (yumurta ve fıstık gibi) tükettiğinde zeka geriliği riskiyle karşı karşıya kalabilir. Ancak bu tür gıdalardan uzak durarak, bu riskten korunmak mümkündür.

Kaynak: Popular Science Türkiye

Genetik ve Beslenme: Yağlı ve Şekerli Gıdaların Evrimsel Etkileri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin