Diyanet Cuma Hutbesi – 10 Ocak 2025
Müslümanların ibadetlerini eda edeceği Cuma günü öncesi, tüm camilerde okunacak olan bu haftaki hutbenin konusu, “Fıtratı Korumak, Aileyi Korumaktır” olarak belirlenmiştir. Hutbede, aile olmanın önemine ve çocuklara olan sorumluluklara dikkat çekilmektedir. “Ailemizi şefkat ve muhabbet ocağı kılalım. Çocuklarımıza zaman ayırarak onlardan ilgi ve sevgimizi eksik etmeyelim. Onları, milli ve manevi değerlerimize bağlı, fıtrî kimliklerine uygun bir şekilde yetiştirmeye devam edelim,” ifadelerine yer verilmiştir.
FITRATI KORUMAK, AİLEYİ KORUMAKTIR
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, insanı bir kadın ve bir erkek olarak, aynı özden yaratmıştır. Her birini farklı ruhsal ve fiziksel özelliklerle donatan Yaratıcı, bu fıtratı bir üstünlük veya eksiklik sebebi olarak değil, tam tersine bir denge unsuru olarak ortaya koymuştur. Kadın ve erkek, yaratılışları itibarıyla birbirinin tamamlayıcısıdır. Onlar, adeta bir elmanın iki yarısıdır.
Aziz Müminler!
Günümüzde insanlığın karşılaştığı en büyük tehditlerden biri, kadın ve erkeğin doğal fıtratını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalardır. Cinsiyetsizleştirme adı altında yürütülen bu faaliyetler, insanın ruhsal ve bedensel özelliklerini bozmaya yönelik bir tuzaktır. Bu tür girişimler, insanı kimliksiz bir varlık haline getirerek ilahi iradeyi yok sayma çabasıdır. Alkol, uyuşturucu maddeler ve gayr-i meşru ilişkilerle nesilleri felakete sürüklemek, insanlığın geleceğini karartma hareketidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’de şeytanın insanları doğru yoldan saptırmak için verdiği mücadeleler anlatılırken, “Onlara Allah’ın yarattığı fıtratı değiştirmelerini emredeceğim,” ayetiyle bu tehditlere dikkat çekilmektedir. Cinsiyetsizleştirme faaliyetleri, hayâsızlık ve sapkınlık olarak tanımlanmalıdır. Allah’ın koyduğu sınırları aşmak, O’na isyan etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, “Allah, kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etmiştir,” buyurmuştur. Dolayısıyla, Allah’ın haram kıldığı ve yaratılışımıza müdahale eden hiçbir batıl ideoloji, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz. Aklı ve vicdanı saf dışı bırakan bu sapkın akımlar, insan hakları bahanesiyle doğal karşılanamaz. Bu tür sapkınlıklara; sinemalar, televizyon dizileri, çizgi filmler, sosyal medya, dijital oyunlar, reklamlar, sanat ve kültürel etkinliklerle destek vermek büyük bir günah ve ağır bir vebaldir.
Değerli Müminler!
Cinsiyetsizleştirme, yalnızca bireylerin kimliğini değil, toplumların geleceğini tehdit eden büyük bir sorundur. Bu tehdide karşı en güçlü kalkanımız aile müessesesidir. Aile, dinimizin meşru kıldığı ve kanunlarımızın uygun gördüğü ruhsal ve fiziksel olgunluğa sahip bir kadın ve erkeğin huzurunda nikâhla kurduğu rahmet ve merhamet yuvasıdır. Aile, sağlıklı nesiller yetiştirmek için sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Çocuklarımız için ilim, irfan ve hikmet mektebidir; nesillerimizi yanlış yönelişlerden ve kötülüklerden koruyan sağlam bir sığınaktır.
Aziz Müslümanlar!
Ailenin kurulması, korunması ve çocuklarla zenginleştirilmesi İslam’ın emridir. Aileyi tehdit eden zararlı akımlar karşısında gerekli tedbirleri almak hepimizin ortak sorumluluğudur. O halde, aile kurumunu ortadan kaldırmak ve toplumu ifsat etmek isteyenlere karşı dikkatli olmalıyız. Ailemizi şefkat ve muhabbet ocağı haline getirelim. Çocuklarımıza zaman ayırarak onlardan ilgi ve sevgimizi eksik etmeyelim. Onları, milli ve manevi değerlerimize bağlı, fıtrî kimliklerine uygun bir şekilde yetiştirmeye devam edelim. Çocuklarımızın cinsiyetlerine ve yaşlarına uygun kıyafet ve oyuncaklar seçelim. İslam’ın emrettiği mahremiyet bilincini hassasiyetle onlara öğretelim. Sanal ortamlarda zararlı içeriklere maruz kalmamaları için dikkatli olalım. Yanlış arkadaşlık ilişkilerinden korumak için onlara rehberlik edelim. Evlenecek yaş ve olgunluğa eriştiklerinde aile yuvaları kurmalarına destek olalım. Gençlerimizi evlilikten korkutan söz ve davranışlardan kaçınalım. Nişan, nikâh ve düğün merasimlerini kolaylaştırmalıyız. Unutmayalım ki, nikâhsız birliktelikler haramdır ve Allah’ın gazabına sebep olan büyük bir günahtır.
Hutbemi, Nûr Suresinin yirmi birinci ayetinin mealiyle sonlandırıyorum: “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, bilsin ki şeytan, ancak hayâsızlığı ve kötülüğü emreder…”