Finlandiyalı Bilim İnsanlarından Çığır Açan Protein Üretimi
Mikael Kuitunen/Solar Foods, elektrik, su, hidrojen ve karbondioksit kullanarak ürettiği Solein proteini ile gıda sektöründe devrim yaratmayı hedefliyor. Bu protein, tatsız bir toz halinde üretilebiliyor ve çeşitli yemeklere eklenebiliyor. Finlandiyalı bilim insanları, bu yenilikçi gıda ürününün önümüzdeki 10 yıl içinde, soya fasulyesinden üretilen proteinlerden çok daha düşük maliyetle ve çevre dostu bir alternatif olarak piyasada yer alabileceğini öngörüyor.
Solein, toprakta bulunan bir bakterinin, suda beslenerek karbondioksit ve hidrojen gazı ile büyümesi yoluyla elde ediliyor. Hidrojen, suya uygulanan elektrik ile üretiliyor. Bakterilerin bu yöntemle ürettiği protein, ardından kurutularak toz haline getiriliyor. Bu toz, sadece gıdalara eklenmekle kalmıyor, aynı zamanda 3 boyutlu yazıcılarla belirli şekillerde de üretilebiliyor.
Araştırmacılar, bu süreçte kullanılan elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından, örneğin güneş veya rüzgar enerjisinden elde edilmesi durumunda, protein üretiminin sera gazı emisyonunun sıfıra yakın olacağını belirtiyor. Bu, tarımsal üretimle ilişkili birçok sorunun ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir.
Solaine: Soya Fasulyesinin Yerini Alabilir mi?
2017 yılında kurulan gıda teknolojisi şirketi Solar Foods’un Helsinki’deki pilot tesislerini 2022 yılında ziyaret ettiğimde, araştırmacılar projelerini genişletmek için fon arayışında bulunuyorlardı. Şirket, 5,5 milyon euro tutarında bir yatırım sağlayarak, mevcut elektrik fiyatlarına bağlı olarak, 10 yıl içinde belki de 2025’te bu yöntemle protein üretiminin maliyetinin soya üretim maliyetine eşit olabileceğini ifade ediyor.
Tatsız Ama Çok Yönlü
Üretilen protein tozunu denediğimde hiçbir tat almadım. Araştırmacılar, bu durumun normal olduğunu ve protein tozunun her türlü gıdaya eklenebilecek doğal bir katkı maddesi olarak tasarlandığını belirtiyor. Ayrıca, bu protein, yapay et ve balık üretiminde de kullanılabilir. Böylece, yağmur ormanlarının kesilmesiyle açılan tarlalarda yetiştirilen soya fasulyesinin yerini alması mümkün görünüyor.
Ancak, her şey planlandığı gibi gitse bile, dünya genelinde talebi karşılayacak çapta üretime geçmek yıllar alabilir. Solar Foods, geleceğin sentetik gıdalarını üretmeyi amaçlayan birçok projeden yalnızca biridir.
Uzay Çağı Fikirleri ve Gelecek Vaat Eden Teknoloji
Solar Foods’un CEO’su Pasi Vainikka, Lappeenranta Üniversitesi’nde misafir profesör olarak görev yapıyor. Pilot tesislerin 2022’de faaliyete geçmesi, 2023’te yatırım kararlarının netleşmesi ve her şey yolunda giderse ilk fabrikanın 2025’te açılması bekleniyor. Vainikka, “Şimdiye kadar her şey gayet iyi gitti. Fabrikaya (protein fermente etmek amacıyla) reaktör eklediğimizde ve temiz teknolojilerdeki gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda, 2025 gibi erken bir tarihte soya ile rekabet edebilir hale gelebiliriz” diyor.
Nasıl Üretiliyor?
Solein, suya elektroliz uygulayarak hidrojen üretilmesiyle başlıyor. Bakteriler, elde edilen hidrojen ile havadaki karbondioksiti ve mineralleri kullanarak protein üretiyor. Vainikka, elektrik fiyatlarının üretim maliyetlerinde belirleyici olacağını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye girmesiyle maliyetlerin düşeceğini vurguluyor.
Geleceğin Umudu mu?
Et sektörünün çevreye olan olumsuz etkileriyle ilgili bir belgesel (Apocalypse Cow) çeken George Monbiot, bu olağanüstü teknolojik gelişmeleri övgüyle karşılıyor. Monbiot, “Gıda üretimi gezegeni mahvediyor. Balık ve tarımsal üretim, yaban hayatın çeşitliliği için en büyük tehdit. Tarımsal üretim iklim krizinin başlıca nedenidir” diyor.
Geçici olarak bitkisel bir beslenme biçimi ile türlerin korunabileceğini belirten Monbiot, “tarım dışı gıda üretimi”, gezegen için önemli bir fırsat sunduğunu ifade ediyor. RethinkX adlı düşünce kuruluşu, 2035 yılına gelindiğinde fermantasyon yoluyla protein üretiminin, hayvansal protein üretiminden 10 kat daha ucuz olacağını öngörüyor. Bu durum, hayvan besiciliğini ciddi bir çöküşe sürükleyebilir.
Ancak, yeni besinlere alışma konusunda kültürel engeller de ortaya çıkabilir. İnsanlar, gerçek et yeme konusunda ısrarcı olabilir. İngiltere’deki Cranfield Üniversitesi’nden Profesör Leon Terry, yeni gıdalara yatırımcıların ilgi gösterdiğini, ancak “Sentetik gıdalara yatırımlar artıyor. Ancak, gerçekten bunları tüketme isteği var mı, buna emin değilim” diyor.