Uzun zamandır, dünyanın en büyük ikinci canlıları olan Fin balinalarının her bir grubunun yalnızca bir (çok düşük perdeli) şarkı kalıbına sahip olduğu düşünülüyordu. Ancak, bu teori, Pasifik Deniz İstihbaratı Harp Merkezi’nden Dr. Tyler Helble ve ekibi tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırmayla sorgulanmaya başlandı. Bu araştırmada, bir hidrofon ağı (sualtı mikrofonu) kullanılarak Fin balinalarının vokalizasyonları tespit edildi ve balinaların konumları nirengi yardımıyla belirlendi. Böylece, farklı şarkı kalıplarının okyanus boyunca nasıl yayıldığı incelendi.
Dr. Helble, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Pasifik’teki erkek Fin balinaları, sadece çok pes iki notayı farklı ritimlerde kullanarak şarkı yaratıyor. Daha önce, bazı bilim insanları Fin balinalarının her birinin, sadece kendi grubuna ve bölgesine özgü tek bir nota kalıbıyla şarkı söylediğini düşünüyordu. Ancak araştırmamız, Fin balina şarkılarının çok daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor.”
Şarkıların Okyanusa Yayılması
Bu araştırma, nesli tehlike altında olan Fin balinalarının aslında birçok farklı şarkı söylediğini göstermektedir. Bu şarkıların, göç eden bireyler sayesinde okyanusun çeşitli bölgelerine yayıldığı keşfedilmiştir. Dr. Regina Guazzo, araştırmanın iç yüzünü şöyle özetledi: “Bir bölgede yeni bir balina şarkısı kaydedildiğinde, genellikle bu durumun dünyanın başka bir bölgesinden yeni bir grup veya bireyin geldiğine dair bir işaret olarak yorumlandığı görülüyor. Ancak bu çalışma, yeni şarkı kalıplarının yerli bir balina tarafından göç sırasında öğrenilebileceğini öne sürüyor.”
- Ekip, 6 yıl boyunca Hawaii’nin Kauai adası yakınlarında 115 balina ile karşılaşarak şarkılarını ve mekanlarını kaydetti.
- Dr. Guazzo, “Birden fazla hidrofonla kaydedilen sesler, hayvanların konumunu belirlememiz için bize olanak tanıyor. Farklı şarkı kalıplarının aynı konumdan geldiğini göstererek bunların muhtemel müsebbibinin aynı birey olduğunu ortaya koyduk.”
Tehdit Altındaki Türler Üzerine Etkisi
Araştırma ekibi, Fin balina şarkısının karmaşıklığını anlamanın, bu türün popülasyonlarının zaman içindeki hareketlerini ve değişimlerini daha iyi kavramaya yardımcı olabileceğini vurguladı. Bu bilgi, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından “hassas” olarak listelenen tehdit altındaki türlerin korunmasına yönelik çabalara da katkıda bulunabilir. Dr. Helble, “Kuzey Pasifik’teki Fin balinası popülasyonunun büyüklüğü ve yapısı hakkında hala çok fazla belirsizlik var. Bu nedenle, şarkı üzerine yapacağımız çalışmalar, bu bölgedeki popülasyon dinamiklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.” şeklinde konuştu.
Mavi balinalar ve Fin balinalarının derin bas şarkıları, hayvanlar arasında en düşük frekanslı sesleri üretmektedir. Fin balinalarının vokalizasyonları, 16 ila 40 hertz frekansı arasında değişen ve bir veya iki saniye süren düşük titreşimlerden oluşmaktadır. Öte yandan, insanların işitme aralığı 20 hertz kadar zayıf düşük seviyelerden 20 kilohertz’e kadar uzanmaktadır. Balinaların, günlerce süren gösterilerde aynı vokalizasyon kalıplarını tekrarladığı bilinmektedir.
Araştırma, Frontiers in Marine Science isimli bilimsel yayında yayımlanmıştır.
Kaynak: Independent Türkçe