Genç Sağlık Görevlisi Tina Holt’un Felç Hikayesi
Avustralya’nın Queensland eyaletinde yaşayan 21 yaşındaki sağlıklı bir sağlık görevlisi olan Tina Holt, 2016 yılında bir sabah, bir arkadaşıyla brunch’tan dönerken aniden baş ağrısı hissetmeye başladı. Başlangıçta zararsız görünen bu baş ağrısı, Tina’nın vücudu ile beyninin iletişim kuramadığını fark etmesiyle tehlikeli bir hal aldı. Telefonunun ekranını kaydırarak açmaya çalışırken, bu basit eylemi bile gerçekleştiremedi.
Gülümseyemeyince Felç Geçirdiğini Anladı
Felç Vakfı’na verdiği röportajda Tina, sağlık görevlisi olan arkadaşının bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettiğini, ondan gülümsemesini istediğini, fakat gülümseyemeyince felç geçirdiğini anladıklarını belirtti. Oturduğu yerden kalkmaya çalıştığında sadece iki adım atabilmişti. Konuşma yetisinin kaybolduğu ve hareket edemediği bir durumda, kusma gibi tepkiler vermeye başladı. Bilinci yerindeydi ama vücudu yanıt vermiyordu. Arkadaşı hemen bir ambulans çağırdı. Sağlık ekipleri geldiğinde, arkadaşının herhangi bir uyuşturucu madde etkisinde olmadığını açıklamasına rağmen, geçici bir teşhis olarak aşırı dozda uyuşturucu aldığı düşünülmüştü. Tina hastaneye götürülürken bilincini kaybetmiş ve durumu daha da kötüleşmişti.
Bilgisayarlı Tomografi taramasında beyin kanaması tespit edilince, acilen helikopterle Brisbane’deki yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Genç kadının ailesine hayatta kalamayabileceği, hayatta kalsa bile bu durumun kalıcı etkileri olacağı söylendi.
7 Ay Hastanede Kaldı
Tina, hastanede geçirdiği süre boyunca çeşitli zorlu süreçlerden geçti. İlk beş günü bilinci kapalı bir şekilde, sonraki on günü yoğun bakımda, ardından yedi ay boyunca bir dizi hayat kurtarıcı ameliyat ve prosedürle hastanede kaldı. Bu süreçte, beyinde oluşan basıncı azaltmak için bir beyin omurilik sıvısı drenajı yerleştirildi. Ancak beyin sapındaki kanama, ameliyat için çok genişti. Tina, üç aydan fazla bir süre boyunca hayatta kalmak için bir beslenme tüpüne bağlı yaşadı. Yüz siniri ve kas transferleri ile sol gözünde birden fazla prosedür geçirdi. Sonuç olarak, 21 yaşında bir tarafı felçli kaldı, konuşamaz hale geldi, yemek yiyemez ve hatta yardım almadan tek başına hareket edemez hale geldi. Sürekli yorgun düşüyor ve yüzünün sağ tarafında nadir görülen bir tümör gelişmişti. Su içmek gibi basit bir eylem bile inanılmaz derecede zorlayıcı hale gelmişti. Nasıl hareket edeceği, güç kazanacağı ve dengesini nasıl yeniden sağlayacağı konusunda yeniden eğitim alması gerekti. Bir zamanlar zinde ve aktif olan genç kadın, duygusal olarak başka bir savaşla karşı karşıya olduğunu itiraf etti. Tina, rehabilitasyon sürecinin ömür boyu süreceğini ve iki yıl süreceğini düşündüğü rehabilitasyonun şimdi dokuz yıldır devam ettiğini belirtti.
“Fiziksel kısıtlamalarım, eskiden olduğum kişiyle tam bir tezat oluşturuyordu.” diyen Tina, şu anda tekerlekli sandalyede olmasına rağmen, spor salonunda antrenman yapmak, yüzmek ve bisiklete binmek dahil yoğun bir rehabilitasyon sürecinden geçtiğini ifade etti. Sağlık görevlisi olarak çalıştıktan sonra doktor olma hayali kuran Tina, geçirdiği felç nedeniyle geleceğini de değiştirmek zorunda kaldı.
Baş Ağrısı Dışında Belirti Yaşamadı
Sosyal medyadaki takipçilerine yaptığı açıklamada, felç geçirmeden yaklaşık beş dakika önce ortaya çıkan baş ağrısı dışında pek fazla belirti ya da semptom yaşamadığını ifade etti.
Felç Her Yaşta Başınıza Gelebilir
Tina, videolarında “Bilişsel eksiklik olmadan hayatta kaldığım için şanslıydım. Ancak, diğer insanlara ilham vermek, hikayelerini paylaşmak ve aynı zamanda insanları felcin belirti ve semptomları hakkında eğitmek istiyorum. Felcin sadece yaşlıların başına geldiği önyargısını sorgulamak istiyorum. Felç her yaşta başınıza gelebilir ve benimki tamamen beklenmedik bir anda oldu.” dedi.
İnme geçiren hastaların yüzünde genellikle bir tarafında kayma görülür, kişi her iki kolunu kaldırmakta zorlanabilir ve konuşma bozukluğu yaşayabilir. Geçici iskemik atak (GİA) veya küçük inme için acil tedavi, daha ölümcül olan büyük inme riskini önemli ölçüde azaltmaktadır; bu nedenle zaman çok önemlidir.
Tina’nın hikayesi, Birleşik Krallık’ta gençlerde inme vakalarında önemli bir artış görüldüğü bir döneme denk gelmektedir. NHS verilerinin yakın zamanda yapılan bir analizi, 39 yaş altı erkekler arasında felçlerin son 20 yılda neredeyse dörtte bir oranında arttığını ortaya koymaktadır. Aynı yaştaki kadınlarda yaşamı tehdit eden ataklar ise yüzde bir oranında artmıştır. İnme, beyne giden kan akışının kesilmesi ve beyin hücrelerinin ölmesiyle meydana gelmektedir. Hasar, uzun süreli sakatlığa yol açabilir ve insanların düşünme ve hissetme biçimlerini etkileyebilir.
En yaygın neden, iskemik inme olarak bilinen beyni besleyen arterleri tıkayan yağ birikintileri veya kan pıhtısıdır. Bu, kan damarlarının zamanla plaklar tarafından daraltıldığı veya tıkandığı kardiyovasküler hastalık nedeniyle olmaktadır. Hemorajik inme olarak adlandırılan diğer atak türü ise beyinde bir kan damarı hasar aldığında ve kanın organa sızdırmaya başladığında meydana gelir. Felç, Birleşik Krallık’ta en çok ölüme yol açan dördüncü hastalıktır ve engelli olmanın önde gelen nedenlerinden biridir. Felç, her beş dakikada bir olmak üzere yılda 100.000’den fazla İngiliz’i etkiliyor ve 38.000 kişinin hayatına mal oluyor. Resmi verilere göre, potansiyel olarak ölümcül olan bu durumdan mustarip olan 50 ila 59 yaş arasındaki kişilerin sayısı son 20 yılda yüzde 55 artmıştır.
Ülkemizde Her Yıl 45 Bin Kişi İnme Kaynaklı Hayatını Kaybediyor
Nöroloji uzmanı Dr. Öğr. Ü. Halide Rengin Bilgen Akdeniz, felcin neden gençlerde de sıklıkla görülmeye başlandığı konusunda şunları söyledi: “İleri yaş inmelerde giderek artan oranda bir sıklık görülmekte, ancak 50 yaş altı genç inmelere bakıldığında verilerde stabil bir seyir seyrettiği gözleniyor. Türkiye’de inme geçiren hastaların sayısı birkaç milyon olup, giderek bu sayı artıyor. Yıllık 45 bin kişi inme kaynaklı yaşamını kaybediyor.” Akdeniz, her yaşta inme geçirme riskini arttıran sebepler arasında hipertansiyon, diyabet, kolesterol yüksekliği, obezite, sigara kullanımı, kalp hastalıkları, ailede inme geçirme/kalp damar hastalıkları öyküsü, hareketsiz yaşam, düzensiz uyku ve stres gibi faktörleri sıraladı. Genç yaşta görülen inmelerde (50 yaş altı) farklı faktörlerin etkili olabileceğini de belirtti.
“Genetik özellikler; kullanılan ilaçlar (örneğin oral kontraseptifler), gebelik ve postpartum dönem gibi, kanda pıhtılaşmaya eğilimin arttığı durumlar, travmaya bağlı ya da bağ doku hastalıklarında görülen damar duvarı yırtılmaları, bazen sadece sinir sistemini etkileyen otoimmün hastalıklar, genç erişkin dönemde görülen bazı kalp hastalıkları ve buna bağlı gelişen durumlar genç yaşta inmenin nedeni olarak göz önünde bulundurulabilir. Genç yaş inmelerde genetik faktörleri, inme sebebi olarak biraz daha ön planda görüyoruz.”
Gençlikte İnme Geçirmek Farklı Hastalıkları Tetikler mi?
“İnme geçiren bir kişide yapılması gereken ilk tedaviler, inme tedavisinin yönetimi, sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar ve bunlara yönelik yapılan tedaviler, genç ya da ileri yaş inmelerinde belirgin farklılık gösterir.” diyen Akdeniz, inmede hangi yaş olursa olsun, konuşmada bozukluk, yüzde kayma, kol ve bacakta güç kaybı gibi yeni gelişen bir nörolojik semptom olduğunda hiç vakit kaybetmeden 112’ye haber verilmesi ve hastanın bir an önce müdahale edebilecek bir merkeze ulaştırılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. “İnmede akut tedaviler ne kadar hızlı yapılabilirse o kadar iyi sonuçlar alabilmekteyiz. Beyin hücrelerinin kan akımı azlığına, oksijensizliğe dayanıklılığı çok azdır. Bu nedenle burada genç veya ileri yaş demeden, bu tür semptomlar varlığında hızlı tedavi tek önemli şeydir.” Akut tedaviler yapıldıktan sonra, inmenin nedenine yönelik ileri araştırmalar yapılmakta ve inme geçiren kişide tekrarlayan inmeyi önleyebilmek için tedavi belirlenmektedir.
Parmaklara ve Kulak Memesine İğne Batırmak İşe Yarar mı?
Halk arasında felç geçiren kişinin parmaklarına veya kulak memesine iğne batırarak ilk yardım yapılmasının felci önlediğine dair bir bilgi bulunmaktadır. Nöroloji uzmanı Dr. Halide Rengin Bilgen Akdeniz, bu efsaneye dair şunları söyledi: “Felç geçiren hastada parmaklarına veya kulak memelerine iğne batırmak, üzerine su dökmek gibi yapılan şeylerin hiçbir faydası yoktur. Bu tamamen şehir efsanesidir ve hastaya vakit kaybettirir. Tek tedavi, damar tıkanıklığına bağlı bir inmede, tıkanan damarı akut ilaç tedavisi ile veya anjiografik girişimle açmaktır. Bunun için de hızla 112’yi arayarak hastanın acil bir inme merkezine götürülmesi gerekir.”
İnme Riskini Azaltmak Mümkün mü?
Ailede inme, kalp krizi ve bacak damar tıkanıklığı gibi sorunları olanların, beyin kanaması öyküleri bulunanların, genetik faktörlerin etkili olabileceğinden bu açıdan, hiç inme geçirmemiş bu kişilerin mutlaka bir nöroloji uzmanı tarafından kontrollerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Akdeniz, bunun dışında riski azaltmak için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: “Öncelikle felci önleyecek risk faktörlerini ortadan kaldırmak, mümkün olduğunca hayatı bu yönde düzene koymak gerekir. Bu da sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, sigara ve stresten uzak kalma, uyku düzeninin sağlanması, hipertansiyon, diyabet gibi mevcut hastalıkları düzenli ilaç ve doktor takibi ile kontrol altında tutmakla mümkündür.”