Ergenlik Döneminde Ebeveynlerin Rolü
Ergenlik dönemi, çocuğun anne ve babasından ziyade arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ettiği, bağımsızlık arayışının yoğunlaştığı bir süreçtir. Bu dönemde, ergenlerin kendi kimliklerini keşfetmeleri ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için onlara fırsatlar sunulmalıdır. Aileler, çocuklarının bu kritik dönemde kendilerini keşfetmelerine olanak tanıdıklarında, sağlıklı birer birey olarak yetişmelerine katkıda bulunmuş olurlar.
Ergen çocuk, zihninde birçok karmaşık düşünceyi barındırır. Cinsel kimlikten tutun, dini inançlar ve felsefi sorgulamalara kadar pek çok konuda kafa karışıklığı yaşayabilir. Örneğin, “Acaba ben eşcinsel miyim?”, “Yaratıcı kimdir?” veya “Ölümden sonra yaşam var mı?” gibi sorulara yanıt arayabilir. Ebeveynlerin, bu tür durumları fark ettiklerinde hoşgörülü bir tavırla çocuklarına rehberlik etmeleri, onların yanlış kararlar almalarını önleyecektir.
Ergenlik döneminin bir diğer önemli boyutu, cinsel dürtülerin ve karşı cinse olan ilginin ortaya çıkmasıdır. Bu noktada ebeveynlerin, ergenin mahremiyetine saygı göstermeleri son derece önemlidir. Eğer ebeveynler, çocuklarının özel hayatları hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorlarsa, bunu empatik bir dille yapmalıdırlar. Örneğin; “Biliyor musun, ben de senin yaşlarındayken ilk kez birinden hoşlanmaya başladım ve bu duygu bana oldukça tuhaf gelmişti. Sen de böyle hissettiğin zamanlar oldu mu?” diyerek, çocuğu korkutmadan onunla iletişim kurabilirler.
Çocukluk döneminde yeterince ilgi ve sevgi görmeyen, sürekli eleştirilen ve değersiz hissedilen bir ergenin, madde bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı veya riskli davranışlara yönelmesi olasıdır. Bu nedenle ebeveynler, çocuklarının hislerini ve ihtiyaçlarını anlamalıdır. Aralarındaki bağı güçlendirmek adına, ebeveynler sevdikleri aktivitelere dahil olmalıdır. Örneğin; ebeveyn sinemaya gitmekten hoşlanmıyorsa bile, ergen çocuğuyla birlikte sinemaya gitmeyi deneyebilir, ya da basketbol oynamayı sevmiyorsa birlikte basketbol oynayarak ortak ilgi alanları yaratabilir.
Ebeveynler ayrıca, ergenlerin çoğu zaman muhalefet etme eğiliminde olduklarını bilmelidir. Bu tepkilerin altında genellikle bireyselleşme arzusu yatar. Ergenin birey olarak kendini ifade etme çabalarını anlayışla karşılamak, çatışma yerine sağlıklı bir iletişim kurmak daha faydalı olacaktır. “Sen ne biçim çocuksun, senden adam olmaz!” gibi olumsuz eleştirilerden kaçınılmalı, bunun yerine ergenin olumlu özellikleri ve görüşleri takdir edilmelidir. Bu tür bir yaklaşım, ergenin kendini değerli hissetmesini sağlayacaktır.
Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen önerileri dikkate alan ebeveynler, ergenliğin de diğer gelişimsel dönemler gibi bir aşama olduğunu unutmamalıdır. Hoşgörülü ve anlayışlı bir yaklaşım, ergenin sağlıklı bir birey olarak gelişimine büyük katkı sağlayacaktır.