PHOSPHO BİOMEDİKAL ANİMASYON
Bilim insanları, epigenetiğin kanser hastalığının oluşumundaki karmaşık rolünü anlamaya yönelik önemli bir adım daha attı. İngiltere’deki Kanser Araştırmaları Enstitüsü (Institute of Cancer Research), kanserlerin teşhis ve tedavisinde devrim yaratabilecek yenilikçi bir çalışma yürüttü. Epigenetik, hücrelerdeki DNA dizilimindeki değişiklikler olmaksızın hangi genlerin aktif hale geleceğini, bireylerin davranışlarına ve çevresel etmenlere bağlı olarak inceleyen bir bilim dalıdır. Araştırmacıların hedefi, kanser test ve tedavilerini daha kişiselleştirilmiş bir hale getirebilmektir.
Genetik denildiğinde genellikle DNA’nın nesilden nesile aktarılırken geçirdiği değişimler akla gelir. Bu bağlamda, geçmişte yapılan araştırmalar, genellikle mutasyonların kanser gelişimindeki rolünü incelemeye odaklanmıştır. Ancak son yıllarda, tam olarak anlaşılamayan epigenetik mekanizmaların da kanserin ortaya çıkmasında kritik bir rol oynadığı belirlenmiştir. Epigenom, bireyin yaşam süresince yaşadığı çevresel faktörlere ve yaşam tarzına bağlı olarak değişim gösterir.
Londra’daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nün Evrim ve Kanser Merkezi’nin direktörü Prof. Trevor Graham, “Kanserleri anlamada yeni bir eşiği aştık” ifadelerini kullanarak, her bir hücredeki DNA’nın farklı şekillerde dolanabileceğini ve bunun da hangi genlerin aktive olacağını etkilediğini vurguladı. Genlerin dolanış biçiminin, kanserlerin davranışlarını belirlemede kritik bir öneme sahip olduğu anlaşıldı.
Prof. Graham, “Bu buluş, kanser tedavisini anında değiştirecek bir gelişme değil; ancak yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine zemin hazırlayabilir” şeklinde konuştu. Meme kanseri riskini artıran BRCA gibi mutasyonlar için yapılan gen testleri, yalnızca belirli kanser türlerine yönelik bir bireyin yatkınlık durumunu ortaya koymaktadır. Prof. Graham, “Hem genetik hem de epigenetik değişimleri inceleyerek, bireyler için çok daha etkili kişiselleştirilmiş kanser tedavileri geliştirebiliriz” dedi.
Nature dergisinde iki makale olarak yayımlanan araştırmanın ilk kısmında 30 bağırsak kanseri vakasından 1.300 örnek incelendi. Bu çalışma, kanserli hücrelerde epigenetik değişikliklerin oldukça yaygın olduğunu ve bu değişikliklerin kanserli hücrelerin diğer hücrelere göre daha hızlı büyümesine katkıda bulunduğunu ortaya koydu. İkinci makalede ise, bir tümörün farklı bölgelerinden alınan çok sayıda örnek değerlendirildi. Bu araştırma, kanserli hücrelerin büyümesinin genellikle DNA mutasyonlarının ötesindeki faktörler tarafından kontrol edildiğini gösterdi. Araştırmacılar, epigenetik değişimlerin kanserlerin davranışını doğrudan değiştirdiğine dair kesin bir kanıt elde edemediklerini ve bu konunun daha fazla araştırma gerektirdiğini belirttiler.