Gen mühendisliğinin olanaklarından yararlanarak vücudun kanseri yenmesi, nakil için yapay organların geliştirilmesi ve kişisel ihtiyaçlara tam olarak yanıt verebilecek ilaçların üretilmesi, “Endüstri 4.0”ın fiziksel, dijital ve biyolojik unsurlar arasındaki sınırları bulanıklaştırarak tıbbi tedavilerin nasıl devrim niteliğinde değişime uğrayacağının sadece birkaç örneği. Bu durum, büyük bir paradigma değişiminin içinde olduğumuzu gösteriyor.
Dünya Ekonomik Forumu’na bağlı Küresel Gelecek Konseyi, “Sağlık ve Sağlık Hizmetlerinin Geleceği” üzerine yayımladığı yeni raporda, Endüstri 4.0’ın genom ve genetik mühendisliği, sentetik biyoloji, nanoteknoloji, veri bilimi, yapay zekâ ve robotik gibi alanlarda yaşanan hızlı gelişmelerin sağlık ve tıbbı nasıl dönüştürdüğünü vurguladı. Aşağıda rapordan bazı önemli kısımları özetliyoruz.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
İmmünoterapinin, kanser tedavisinde bir sonraki büyük atılım olarak öne çıktığı belirtiliyor. Rapora göre bu teknoloji, onkolojinin temel taşı haline gelecek. İmmünoterapide, bağışıklık tepkisini uyarmak veya baskılayarak hastalıkla savaşmak için vücudun kendi bağışıklık sistemi devreye giriyor. Bu süreçte, lenfoma ve lösemi gibi kanser türleri, kanser hücreleri üzerindeki belirli proteinlere bağlanan antikorlar kullanılarak tedavi ediliyor. Bu sayede bağışıklık sistemi, kanser hücrelerini daha kolay tanıyıp yok edebiliyor.
HASSAS TIP
Kişilerin genetik ve biyolojik özelliklerine dayanan “hassas” veya “kişiselleştirilmiş” tıp anlayışı, her bireyin çevresini ve yaşam tarzını göz önünde bulunduracak şekilde tasarlanarak, aynı ilaçların aynı dozlarda uygulandığı geleneksel tedavi yöntemlerinin yerini alıyor. Bu yaklaşım, özellikle genetik yapısını önemli ölçüde değiştiren kanser türlerinin tedavisinde umut verici bir alternatif sunuyor.
GEN TERAPİSİ
Genetik mutasyonlar, insanlarda 10 binden fazla hastalığın kaynağı olarak biliniyor. Bu nedenle, hatalı genetik bilgileri düzeltmek için geliştirilen teknikler, daha önce tedavi edilemez olduğu düşünülen hastalıklarla başa çıkmanın önemli bir yolu olabilir. Gen terapisi, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen bu hastalıkların tedavisinde yeni bir çığır açma potansiyeline sahip. Öyle ki, her yıl 300 binden fazla bebek Sahraaltı Afrika’da bu hastalıkla doğuyor.
Derleyen: Batuhan Sarıcan