Dünya’nın Kıtasal Kabuğunun Tarihi: 3,7 Milyar Yıl Önce Oluştu
Yeni bir araştırma, Dünya’nın kıtasal kabuğunun 3,7 milyar yıl önce meydana geldiğini ortaya koydu. Bu bulgu, kabuğun daha önce düşünüldüğünden yaklaşık 500 milyon yıl daha erken oluştuğunu göstermektedir. Gezegenimizdeki toprakların ne zaman oluştuğunu belirlemek, yaşamın kökenlerinin anlaşılması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Kıtasal kabuğun, hava akımlarıyla doğal yollarla aşınarak okyanuslara önemli mineraller ve besin maddeleri sağladığı biliniyor. Bu maddeler, yaşamın gelişiminde muhtemelen kritik bir rol oynamış olabilir.
Bu nedenle, bilim insanları kıtasal kabuğun tarihini anlamanın, yaşamın kökenine dair önemli ipuçları sunabileceğini belirtiyor. Norveç’teki Bergen Üniversitesi’nden Desiree Roerdink ve ekibi, bu maksatla Avustralya, Güney Afrika ve Hindistan’dan alınan 30 eski kayaç örneğini inceledi. Bu kayaçlar, mineral bakımından zengin suların deniz suyuyla etkileşime girdiği okyanus tabanındaki çatlaklarda oluşan barit minerali içeriyordu.
Bulgularını 26 Nisan’da Avrupa Yerbilimleri Birliği’nin internet üzerinden düzenlenen toplantısında sunan Roerdink, “Baritler zamanla değişmez, kimyaları oluştukları çevrenin parmak izlerini taşır” diyerek şunları ekledi: “Yani özünde, dünyanın ilk dönemlerindeki süreçleri göstermesi gerçekten mükemmel kayıt cihazlarıdır.”
Roerdink ve ekibinin barit minerali üzerinde gerçekleştirdiği analizler, kıtasal kabuğun okyanusu besleyecek şekilde aşınma sürecinin 3,7 milyar yıl önce başladığını ortaya koydu. Bu durum, kabuğun, barit mineraline odaklanmayan önceki araştırmaların işaret ettiği tarihten 500 milyon yıl daha önce oluştuğu anlamına geliyor. Roerdink, “Bu çok büyük bir zaman dilimi. Yaşamın nasıl geliştiğini düşünme şeklimizi etkileyecek” ifadelerini kullandı.
Bilim insanlarının genellikle yaşamın denizlerin derinliklerinde ortaya çıktığını düşündüğünü belirten Roerdink, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karada aynı zamanlarda yaşamın gelişip gelişmediğini gerçekten bilmiyoruz. Ama şurası kesin: O dönemde toprak oradaydı.”
