Dünya Sarılma Günü: 21 Ocak’ın Önemi
Her yıl 21 Ocak günü, Dünya Sarılma Günü olarak kutlanıyor. Bu özel günde sarılmanın önemine ilişkin görüşlerini paylaşan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, “Ülkemizde bu günün anlamı belki de pek çok kişi tarafından tam olarak kavranmıyor. Ancak, dünya genelinde insanlar birbirlerine dokunarak sevgilerini ifade ettikleri ve dokunmanın önemini vurguladıkları bir gün olarak öne çıkıyor. Peki, sevdiğimiz bir kişiden gelen fiziksel temasın hissedilmesi neden bu kadar önemli? Bu sorunun yanıtı sinir sistemimizde gizli.” dedi.
Uzman Bozkurt, açıklamalarına şöyle devam etti: “Sevdiğimiz bir bireyden gelen fiziksel temas sonrasında vücudumuz, oksitosin adı verilen bir hormon salgılar. Oksitosin, biyolojik işlevi nedeniyle bağlanma, sarılma ve aşk hormonu olarak da adlandırılıyor. Sarılma ve dokunma sonrası karşımızdaki bireye olan bağlılığımız ve duygularımız, bu hormon sayesinde güçleniyor. Bu yüzden sevdiğimiz bir insan bize sarıldığında psikolojik olarak rahatlama ve gevşeme hissediyoruz. Ayrıca, stres seviyemiz düşüyor ve kan basıncımız dengeleniyor.”
“Oksitosin hormonu, stres seviyesini azaltarak bağışıklığımızı da güçlendiriyor. Yani sevdiğimiz insanlara bolca sarılarak hem onları hem de kendimizi hastalıklara karşı korumuş oluyoruz. Oksitosin üzerine yapılan birçok çalışma, sadece fiziksel temasın bile fiziksel acılara karşı toleransımızı artırdığını göstermektedir.”
Sarılmanın Psikolojik Etkileri
Kübra Bozkurt, sarılmanın insan üzerindeki psikolojik etkilerini şu şekilde açıkladı: “Cenaze gibi derin üzüntüler yaşadığımız anlarda, sevdiğimiz insanların yanımızda olması ve bizi sarılarak teselli etmeleri, acımızı hafifletiyor. Üzüntümüz büyük olsa bile fiziksel temasla acılarımızın üstesinden daha kolay gelebiliyoruz. Bu nedenle cenaze veya ayrılık sonrası yaşanan yas sürecinde, sosyal çevremizden aldığımız fiziksel ve psikolojik destek, bu zor günleri daha kolay atlatmamızı sağlıyor.”
Sarılmanın Diğer Etkileri
Oksitosinin, anne adayları üzerindeki bağlanma etkisi de oldukça önemlidir. Bazı anne adayları, doğum sonrası bebeklerini sevememekten veya onlara bakamamaktan korkar. Bunun nedeni genellikle gebelikte yaşanan hormonal değişimler veya anne adayının bebek sorumluluğunu almaya yönelik hissettiği kaygılardır. Ancak doğumdan sonra, anneler bebeklerini kucaklarına aldıkları ilk andan itibaren vücutlarında oksitosin hormonu salınımı artar; bu da bebeklerine koşulsuz ve güçlü bir bağla bağlanmalarını sağlar. Kadınlarda oksitosin hormonunun erkeklere göre daha fazla işlevi bulunmaktadır. Özellikle bebekle birebir temasta ve emzirme sırasında daha fazla salgılanır; bu da ‘annelik içgüdüsü’nün biyolojik bir açıklaması olarak değerlendirilebilir.
Pandemi Sürecinde Fiziksel İhtiyaçlarımızı Karşılama Yolları
Pandemi döneminde sosyal mesafeye dikkat ederek fiziksel ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayabileceğimize dair NYTimes gazetesinin birkaç önerisi var. Hava yoluyla bulaşan virüsler konusunda uzman doktorların görüşlerine göre, kısa süreli bir sarılmanın enfekte olma ihtimalimizi düşük seviyelerde tuttuğu belirtiliyor. Ancak, pandemi sürecinde maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymak, korunma yollarımız arasında yer alıyor. Bu nedenle, sarılmak için bir süre daha sabretmemiz gerekebilir.
- Öksüren veya diğer fiziksel semptomları gösteren hastalarla sosyal mesafemizi korumalıyız.
- Diğer sevdiğimiz insanlara ise kurallara uyarak sarılıp dokunabiliriz.
- Yüzümüzü ve maskemizi karşı tarafın kıyafetlerine sürmemeye dikkat etmeliyiz.
- Sarılırken yüz yüze değil, yüzlerimiz ters istikamette olmalıdır.
- Sarılırken konuşmamalıyız; çünkü konuşurken ağzımızdan damlacıklar çıkabilir.
- Çocuklarınıza veya torunlarınıza sarılmak ve öpmek istiyorsanız, başlarının arkasından onları öpebilirsiniz.
Maske takmak, kısa süreli sarılmak, sarılırken konuşmamak ve mümkünse 10 saniyeliğine nefesimizi tutmak gibi önlemler, sarılmanın verdiği psikolojik gevşemeyi azaltıyor gibi görünse de, yine de fiziksel temasın tetiklediği hormon akışı ile aynı psikolojik rahatlığı hissedebiliriz. Oksitosin salınımı, ruh sağlığımız için son derece önemlidir. Sevdiğimiz insanların yakınlığını daha fazla aradığımız bu günlerde, kısa süreli de olsa sarılmak, bizlere büyük bir rahatlama sağlayacaktır.”
