Dünya Akciğer Günü’nde Solunum Sağlığına Dikkat Çekildi
Prof. Dr. Yılmaz, Dünya Akciğer Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, astım, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve akciğer kanseri gibi solunum hastalıklarındaki artışa dikkat çekerek, bu hastalıkların ortaya çıkmadan önce önlenmesi gerektiğini vurguladı. Solunum hastalıklarının çoğunun çevresel etmenlere bağlı olduğunu belirten Yılmaz, bu durumun hastalıkların önlenebilir olduğunu gösterdiğini ifade etti. Özellikle hava kirliliği ve tütün kullanımına yönelik herkesin sorumluluk taşıdığını aktardı.
Yılmaz, “Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları nedeniyle gerçekleşen hastane yatışları, tüm yatışların yüzde 13’ünü, bu hastalıklardan kaynaklanan ölümler ise tüm ölümlerin yüzde 11’ini oluşturmaktadır. Bu duruma karşı acil önlemler alınması gerekmektedir.” dedi. KOAH’ın dünya genelinde ölüm nedenleri arasında 4’üncü sırada yer aldığını belirten Yılmaz, her yıl KOAH’a bağlı olarak 40 binin üzerinde ölüm gerçekleştiğini kaydetti. Türkiye’de 3 milyon KOAH hastasının bulunduğunu, teşhis konulmamış hasta sayısının ise daha yüksek olduğunun tahmin edildiğini söyledi.
Ayrıca astımın, tüm yaş gruplarını etkileyen en yaygın kronik hastalıklardan biri olduğunu ve dünya genelinde artış gösterdiğini belirten Yılmaz, “Dünya genelinde yaklaşık 334 milyon astım hastası olduğu tahmin ediliyor ve bu sayının 2025’te yaklaşık 400 milyona ulaşması bekleniyor. Ülkemizde ise 3-4 milyon astımlı kişi olduğu düşünülmektedir.” dedi.
Akciğer kanseri konusuna da değinen Yılmaz, sigara bırakma kampanyaları ve tedavi alanındaki gelişmelere rağmen, akciğer kanserinin kanserle ilişkili ölümlerin başlıca nedeni olmaya devam ettiğini aktardı. 2018 yılında dünya genelinde tüm yaş ve cinsiyet gruplarında 2,1 milyon yeni akciğer kanseri vakası ve 1,8 milyon ölüm görüldüğü kaydedildi. Türkiye’de görülen kanser vakalarının yüzde 16,5’inin akciğer kanserine bağlı olduğunu belirten Yılmaz, “Akciğer kanserinden ölümlerin 2035 yılı itibarıyla 3 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.” dedi.
Yılmaz, her yıl 4 milyon kişinin alt solunum yolu enfeksiyonları ve pnömoni (zatürre) nedeniyle yaşamını yitirdiğini, ayrıca asbestozis, mezotelyoma, silikozis gibi mesleksel akciğer hastalıklarının da görüldüğünü ifade etti. Uyku apne sendromu ve akciğer embolisi gibi hastalıkların da sağlığı tehdit ettiğini söyledi.
EN ÖNEMLİSİ SİGARAYLA MÜCADELE
TÜSAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, solunum sağlığı için en önemli noktanın hastalık ortaya çıkmadan gerekli önlemlerin alınması olduğunu belirtti. Hastalığa yol açan ve kolaylaştıran faktörlerin belirlenmesi ve bu konuda farkındalık oluşturulmasının da çözüm olabileceğini ifade etti. Yılmaz, “Solunum hastalıklarının çoğunun çevresel etmenlere bağlı olması, diğer sistem hastalıklarına göre daha fazla önlenebilir özellik taşıdığını göstermektedir.” dedi.
Tütün kullanımına ve hava kirliliğine dikkat çeken Yılmaz, “Her iki konuda da herkesin üzerine düşen görevler bulunmaktadır. Hükümetler, sağlık hizmeti sunanlar ve tüm bireyler bu sorumluluğu paylaşmalıdır.” diyerek şu bilgileri aktardı:
- Ülkemizdeki önemli sağlık problemlerinin baş etmenlerinden biri sigara kullanımıdır.
- Nüfusumuzun yüzde 32’si tütün ve tütün mamulü kullanmakta ve bu kişilerin yüzde 48’i 15 ile 19 yaş arasında yer alıyor.
- Akciğer hastalıklarının önlenmesi için sigara kullanımının azaltılması en önemli önlemdir.
- Pasif sigara maruziyeti pek çok solunumsal hastalığa neden olmaktadır.
- Toplumsal farkındalık oluşması ve çevrenin kontrol altına alınması, solunum hastalıklarının önlenmesinde önemli bir aşamadır.
Yılmaz, sigaranın çözümlenebilir global bir problem olduğunu, bu konuda uluslararası önlemlerin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından alındığını ve uygulamaya konduğunu belirtti. Ülkemizde sigara ile ilgili en son alınan önlemin düz paket uygulaması olduğunu, TBMM’de onaylanan bu uygulamanın Aralık 2019’da yürürlüğe gireceğini söyledi. Halen 6 ülkede yürürlükte olan bu uygulamanın Türkiye’de başlamasını önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor ve olumlu yansımalarını bekliyoruz.”
Yılmaz, hava kirliliğinin de tüm dünyada büyük bir sorun olduğunu, dünya nüfusunun yüzde 91’inin DSÖ’nün belirlediği limitlerin dışında hava soluduğunu ifade etti. Her yıl 4,2 milyon kişinin hava kirliliği nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti. Verilerin, Türkiye’de hava kirliliğinden kaynaklı ölümlerin trafik kazası nedeniyle gerçekleşen ölümlerden yaklaşık 2 kat fazla olduğunu gösterdiğini dile getiren Yılmaz, “Bu sorunla başa çıkmak için yeşil alanların korunması, artırılması ve kontrol altına alınması çok önemlidir.” dedi.
Ayrıca, toplu taşımanın kullanılması, araçların düzenli kontrol edilmesi, egzoz ölçümlerinin yapılması ve sanayi alanlarının standartlara uygun hale getirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, hava sirkülasyonunu bozacak binaların inşa edilmemesi ve bina yalıtımlarının yapılmasının da önem taşıdığını vurguladı.