Drone Teknolojisinde Devrim: İnsan Çığlıklarını Duyabilen Sistem
Uzun yıllardır, teknoloji dünyası cihazların daha akıllı hale gelmesi için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Son gelişmeler, özellikle drone teknolojisi alanında heyecan verici yenilikleri beraberinde getiriyor. Almanya’da bir grup araştırmacı, drone’ların insan çığlıklarını algılayabilen bir sistem geliştirdi. Bu çalışma, Amerika Akustik Topluluğu’nun yıl içindeki yıllık konferansında tanıtıldı.
Felaket Anlarında Kurtarma Operasyonlarına Katkı
Independent Türkçe’de yer alan habere göre, araştırma ekibinden Macarena Varela, “Deprem gibi doğal felaketlerde, insanların enkaz altında kalabileceği durumlarda kurtarma ekiplerinin hızlı bir şekilde müdahale etmesi büyük önem taşıyor. Ancak, enkaz altında kaybolan kişilerin yerini tespit etmek oldukça zor olabiliyor,” dedi. Varela, sözlerine şöyle devam etti:
- “Büyük bir alan üzerinde uçan bir drone, yalnızca çığlıkları değil, aynı zamanda diğer sesleri de algılayarak insanların konumlarını tespit etmemize yardımcı olabilir.”
Ses Veritabanı ve Derin Öğrenme Teknolojileri
Araştırma ekibi, çığlıkların yanı sıra bir yere vurma, alkışlama ve tepinme gibi sesleri içeren kapsamlı bir veritabanı oluşturdu. Derin öğrenme teknikleri kullanarak, drone’un üzerine yerleştirilen mikrofonlar sayesinde sistemin insan seslerini diğer gürültülerden ayırt edip edemeyeceğini test ettiler.
Başarı Oranı ve Test Süreci
Sistemin başarılı olduğu görüldü. Varela, drone’un çığlık sesini algılaması ile konumu kurtarma ekiplerine bildirmesi arasında geçen sürenin yalnızca birkaç saniye olduğunu belirtti. Ayrıca, sistemin uzaktan gelen mırıltıları bile net ve anlaşılır hale getirebildiğini ifade etti. Saha testi için drone’a 60’tan fazla mikrofon yerleştirildi ve yapılan testlerde, hava aracının ses çıkaran kişiye yöneldiği gözlemlendi.
Varela, sistemin henüz gerçek bir enkazda test edilmediğini belirtti. “Projemiz hazırlık aşamasında ve hâlâ çok sayıda test gerçekleştirmekteyiz,” diyen Varela, şöyle devam etti:
- “Amacımız, drone’un çöken binalardan gelen sesleri tespit etmesi. Ancak bu sistem, başka birçok durumda da kullanılabilir. Drone’un, ses algılandığı anda o bölgeye giderek tam konumu belirlemesini hedefliyoruz. Bu sistemin kurtarma ekiplerine büyük katkı sağlayabileceğine inanıyoruz. Bir afet sırasında kaybolan kişileri bulmak için her dakika çok değerlidir.”
Türk Drone’larının Global Etkisi
Türk yapımı drone’ların geleceği şekillendireceği uzun zamandır gündemde. Ancak İngiliz basını, Türk drone’larının eşi benzeri görülmemiş yeteneklere sahip olduğunu öne sürdü. Libya iç savaşında, rakip gruplar arasındaki çatışmalarda patlayıcı taşıyan quadcopterler, insan emri olmadan kendi inisiyatifleriyle düşman hedeflerini yok etme kapasitesine sahip olarak değerlendirildi.
Otonom İHA’ların İlk Saldırısı
Birleşmiş Milletler için hazırlanan bir rapora göre, otonom bir silahlı insansız hava aracı, geçen yıl bir insan hedefini “yakalamış” ve özel bir emir olmaksızın onlara saldırdığı düşünülüyor.
Kargu-2: Kamikaze Saldırıları
Türk askeri teknoloji şirketi STM tarafından üretilen Kargu-2 quadcopter, Mart 2020’de Libya hükümet güçleri ile Libya Ulusal Ordusu komutanı Halife Hafter liderliğindeki ayrılıkçı gruplar arasında gerçekleşen çatışmalarda kullanıldı. Patlayıcı yük ile donatılan Kargu-2, hedefe yönlendirilerek kamikaze saldırısı gerçekleştirebiliyor. BM Güvenlik Konseyi’nin Libya Uzmanlar Paneli tarafından hazırlanan Mart 2021 raporu, bu durumu ayrıntılı bir şekilde ele aldı.
Hafter Güçlerinin “Avlanması”
Raporda, Hafter güçlerinin geri çekilirken, insan kontrolör gerektirmeyen ve otonom modda çalışan “son derece etkili” Kargu-2 insansız hava araçları tarafından nasıl “avlandığı” anlatılıyor. Raporda, “Ölümcül otonom silah sistemleri, operatör ile mühimmat arasında veri bağlantısına ihtiyaç duymadan hedeflere saldırmak üzere programlandı: gerçek bir ‘ateş et, unut ve bul yeteneği’ ifadesi yer aldı.”
Maryland’deki Ulusal Terörizm Çalışmaları ve Terörizmle Mücadele Konsorsiyumu’ndan Zak Kallenborn’a göre, bu saldırı, insansız hava araçlarının kendi inisiyatifleriyle gerçekleştirdiği ilk saldırı olma özelliği taşıyor.