1. Haberler
  2. Dünya
  3. Donald Trump’ın Grönland Stratejisi ve Önemi

Donald Trump’ın Grönland Stratejisi ve Önemi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Donald Trump ve Grönland Meselesi

ABD’nin yeniden seçilen başkanı Donald Trump, yemin etmeden önce dış politikasını şekillendirmeye başladı. Daha önceki başkanlığı döneminde sıkça gündeme getirdiği Grönland konusunu yeniden ele alan Trump, 20 Ocak’taki yemin töreninden önce bu konuyu sıkça dile getiriyor. Başkan Trump, Panama Kanalı ve Grönland’ın ABD kontrolü altında olmasının Amerikan ulusal güvenliği açısından kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Grönland’ı satın alma fikrini sıkça gündeme getiren Trump, bu iki stratejik bölgenin kontrolü için askeri güç kullanma ihtimaline de açık kapı bırakıyor. Ayrıca, Trump’ın oğlu Donald Trump Jr.’ın Grönland’ı ziyaret etmesi, ABD Başkanı’nın bu konudaki ciddiyetini tüm dünyaya gösterdi.

Grönland Neden Önemli?

Grönland’ın stratejik önemini anlamak için öncelikle adanın tarihine göz atmak gerekiyor. Kuzey Amerika kıtasında yer almasına rağmen, tarihi ve kültürel bağları nedeniyle Avrupa’nın bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Yaklaşık 2 milyon 100 bin kilometrekarelik bir alanı kaplayan Grönland, neredeyse üç Türkiye büyüklüğündedir. Adanın büyük kısmı 4 kilometre kalınlığında bir buz tabakasıyla kaplı olduğu için nüfus oldukça seyrek. Yerel halk olan İnuitler, 982 yılında Norveçli Viking ‘Kızıl Erik’ tarafından keşfedildiğinden beri adada yaşamaktadır. Norveç, Danimarka Krallığı’nın yönetimine girdiğinde Grönland da bu krallığın bir parçası haline geldi. Norveç 1800’lerin başında Danimarka’dan ayrıldığında bile Grönland, Danimarka’nın yönetiminde kalmaya devam etti. 1979 yılında özerklik kazanan Grönland, hâlâ siyasi olarak Danimarka’nın bir parçası olmaya devam ediyor.

Nazi Tehlikesi ve Soğuk Savaş Dönemi

1941’de Danimarka’nın Nazi Almanyası tarafından işgali, ABD’yi alarma geçirdi. Amerikalılar, Almanya’nın bu stratejik adayı ele geçirerek ABD’ye saldırmayı planladığını düşündüler. Almanya, bilimsel gerekçelerle Grönland’a birkaç üs kurmuştu. Grönland’ın ABD’ye yakınlığı, ABD’nin güvenliğini tehlikeye atıyordu. Sonuç olarak, ABD Grönland’ı işgal etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Grönland, Danimarka’ya iade edildi; ancak ABD Thule Hava Üssü’nü hiçbir zaman kapatmadı. Soğuk Savaş dönemi sırasında Sovyet tehdidi arttıkça, bu üs genişletildi ve burada askeri ve casusluk faaliyetleri yoğun bir şekilde sürdürüldü.

Grönland’ın Günümüzdeki Önemi

Günümüzde, ABD’nin Rusya ve Çin ile yaşadığı siyasi ve ticari gerginlikler, Grönland’ın stratejik önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Grönland, sadece bir askeri nokta değil, aynı zamanda son 15 yılda önem kazanan ‘Kuzey Buz Denizi Ticaret Yolu’ için de kritik bir konumda. ABD, çevresindeki okyanuslarda devasa donanması ile güvenliğini sağlarken, askeri ve ticari rakibi olan Çin’i, Güney Çin Denizi ve Malakka Boğazı gibi hayati ticaret yollarında kontrol altında tutmaya çalışıyor. ABD’nin müttefikleri arasında Japonya, Tayvan, Güney Kore, Filipinler, Malezya, Singapur, Endonezya ve Avustralya gibi ülkeler yer alıyor. Geçmişte savaştığı Vietnam ile bile ilişkilerini geliştiren ABD, Japonya ve Avustralya’da askeri üsler bulunduruyor ve bu bölgelere deniz gücü göndermekte.

Kuzey Buz Denizi Ticaret Yolu

Kuzey Buz Denizi Ticaret Yolu

Çin’in Avrupa ile ticaret yaparken kullandığı kilit su yolu, Akdeniz’den Süveyş Kanalı’na ve oradan Hint Okyanusu’na açılmaktadır. Örneğin, Roterdam Limanı’ndan Şanghay’a giden bir geminin bu yol üzerinde katetmesi gereken ortalama mesafe 10 bin deniz milidir. Ancak Yemen’deki Husilerin gemilere saldırması nedeniyle bu yol son zamanlarda tam olarak kullanılamıyor. Bu nedenle, ticaret gemileri Afrika’nın etrafından geçerek 13 bin deniz miline kadar daha uzun bir rota kullanmak zorunda kalıyor. Küresel ısınma ile birlikte Kuzey Buz Denizi’ndeki kalıcı buzulların erimesi yeni bir ticaret yolu açtı. 2010’dan itibaren Çin gemileri bu rotayı kullanmaya başladı. Bu yol, Süveyş Kanalı rotasından daha kısa ve aynı zamanda ABD denetiminde olmayan, Rusya kıyılarından geçiyor. Tüm ticaret yollarını kontrol etmek isteyen ABD, en azından Grönland’ı kontrol ederek Avrupa’ya bu bölgeden gelen ticaret gemilerini denetlemeyi hedefliyor.

Doğal Kaynaklar ve Madencilik

Kutup bölgesinde uzun yıllardır petrol, hidrokarbon ve nadir metal elementlerinin varlığı bilinmektedir. Grönland’daki buzulların erimesi, bu elementlerin keşfedilmesini sağlıyor. Özellikle bu bölgede bulunan mineraller, ABD’li madencilik şirketleri için büyük bir cazibe merkezi. Bu mineraller, elektrikli otomobillerin bataryaları ve diğer teknolojik aletlerin yapımında hayati bir öneme sahip. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) 2007 tarihli raporuna göre, Grönland’ın kuzeydoğusunda potansiyel olarak 31,4 milyar varil petrol eşdeğeri rezerv bulunuyor. Ancak ABD’ye göre Danimarka, bu alandaki petrol arama faaliyetlerine yeterince önem vermiyor. Zira Danimarka, 2021 yılında küresel ısınma ve yüksek maliyetleri gerekçe göstererek bu faaliyetleri durdurmuştu. Danimarka, Trump’ın Grönland konusundaki çıkışlarını dikkate alarak bölgedeki askeri yatırımlarını artırdı. Grönland’ın her zaman kendi toprağı olduğunu vurgulayan Danimarka, bölgeyi ABD’ye devretmeye niyetli görünmüyor.

Donald Trump’ın Grönland Stratejisi ve Önemi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin