Diz Kapağı Gevşekliği: Görmezden Gelinmemesi Gereken Bir Sorun
Diz kapağı gevşekliği, sıkça göz ardı edilen ancak ciddi sonuçlar doğurabilecek bir ortopedik problemdir. Bu durum, özellikle genç yaşlarda bilinçsizce yapılan spor aktiviteleri sonucunda ortaya çıkabilir. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Meriç, bu sorunun sıklıkla gözlemlendiğini ve ihmali halinde çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Pandemi döneminde birçok insanın evde kalmak zorunda kalmasının ardından, hareket eksikliği ve kas zayıflığına bağlı diz ağrıları artış göstermeye başladı. Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nden Prof. Dr. Gökhan Meriç, bu durumun eklemlere ekstra yük bindirdiğini ve dizlerde çeşitli sorunlara neden olabileceğini ifade etti.
KADINLARDA RİSK DAHA YÜKSEK
Özellikle kadınlar, doğuştan gelen eklem yapılarının gevşekliği nedeniyle diz kapağı gevşekliği riskiyle daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Prof. Dr. Meriç, “Diz kapağındaki gevşeklik, patelar instabilite olarak bilinir. Yoğun spor aktivitelerinde, eğilme ve kalkma ya da squat gibi egzersizlerde aşırı gevşekliğe bağlı olarak diz önünde ağrılar oluşabilir” şeklinde uyarıda bulundu.
SPOR YAPARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
“Diz önünde ağrı hisseden, uzun süre oturduğunda ayağını uzatma ihtiyacı duyan, merdiven inip çıkarken ağrı çeken veya dizinden ses gelen kişiler, diz önü ağrısı ya da kıkırdak hasarı riski taşır” diyen Prof. Dr. Meriç, spor yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktaları şöyle sıraladı:
- Her spor aktivitesi her hasta için uygun olmayabilir.
- Grup aktivitelerinde, spor salonlarında aynı tip egzersizlerin birden fazla kişiye yaptırılmasının sakıncalı olabileceğini belirtmek gerekir.
- Eğer spor yaparken diz önünde veya diz ekleminde ağrı hissediyorsanız, o egzersizi hemen bırakmalısınız; zira bu, ileride ciddi hasarlara yol açabilir.
GENÇLERİ UYARMAK ÖNEMLİ
Diz kapağı gevşekliği, bireyin anatomik yapısından da etkilenmektedir. Prof. Dr. Meriç, “Erken yaşlarda, özellikle 15-16 yaşlarında, eklemlerdeki gevşeklik, aşırı yüklenmelere bağlı olarak ağrıya yol açabilir. Kıkırdakları sağlıklı olan gençler bile yanlış spor yaparak diz ve eklem sağlıklarını tehlikeye atabilirler. Bu nedenle gençleri bilinçli spor yapmaları konusunda uyarmak son derece önemli” dedi.
Diz önü ağrısı çeken kişilere birkaç gün boyunca ağrıyı takip etmelerini öneren Prof. Dr. Meriç, “Buz uygulaması, istirahat ve gerekirse ağrı kesici tedavi yöntemleri ile durumu yönetebiliriz. Ancak ağrı 15 günden fazla sürüyorsa, artıyorsa ya da dizden ses geliyorsa mutlaka bir uzmana danışılmalıdır” şeklinde ekledi.
DİZDEN VE EKLEMDEN SES GELİYORSA UZMANA DANIŞILMALI
Prof. Dr. Gökhan Meriç, diz kapağı gevşekliği ile ilgili tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı: “Sürekli diz önü ağrısı çeken, günlük yaşamını olumsuz etkileyen ya da merdiven çıkarken zorlanan hastaların bir doktora başvurması önemlidir. Hastanın durumuna göre ilaç tedavisi, egzersiz ve fizik tedavi, bandajlama veya dizlik kullanımı gibi çeşitli tedavi yöntemleri uygulanabilir. Eğer belirtiler kronikleşirse, eklem kıkırdağında hasar oluşursa, iyileştirici enjeksiyon tedavileri de devreye girebilir. Şikayetler ciddi boyutlara ulaşırsa cerrahi müdahale gerekebilir; bu müdahale kapalı ya da açık olarak yapılabilir ve hastanın yaşına, aktivitelerine ve diz kapağının yapısına göre değişiklik gösterir.”
DİZ KAPAĞI ÇIKIĞINA NEDEN OLABİLİR!
Diz önü ağrısından korunmak için hastaların, özellikle üst bacak ve kalça kaslarını güçlendirmesi ve aşırı eğilme-kalkma egzersizlerinden kaçınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Meriç, “Diz kapağındaki aşırı gevşeklik, ani bir hareketle diz kapağı çıkığına neden olabilir. Çıkık, çok nadir görülse de ciddi bir problemdir ve dizdeki bağlarda ve kıkırdaklarda hasara yol açabilir. Bu durum, ciddi diz ağrılarına neden olabileceği gibi hastanın günlük yaşamını da kısıtlar. Diz kapağı çıkığı sonrası çoğu hastanın müdahale gerektirdiğini unutmamak gerekir” diye sonlandırdı.
