ABONE OL
Malabadi Köprüsü Dünyanın en geniş kemerine sahip taş köprüsü olan Malabadi Köprüsü, Batman Çayı’nın üzerinde yer alıyor. Tarihi sürecinde birçok şarkıya ilham kaynağı olmuş bu köprünün üzerine çıktığınızda, geçmişin derinliklerine inmeyi hissedebileceğiniz söyleniyor. Bu eşsiz yapıyı bizzat deneyimleyerek, Diyarbakır’ın bu tarihi eserini yerinde görebilir, anılarınıza yeni bir sayfa ekleyebilirsiniz.
Diyarbakır Surları Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surları olan Diyarbakır Surları, tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı kaynaklar surların M.Ö. 3000 yılı civarında, Huriler tarafından inşa edildiğini belirtmektedir. 12 metre yüksekliği ve yaklaşık 5700 metrelik uzunluğuyla, Diyarbakır’ın merkezini çevreleyen bu surları gezerek, 5 bin yıllık bir tarihe tanıklık edebilirsiniz.
Mesudiye Medresesi Ulu Camii’nin hemen yanında bulunan Mesudiye Medresesi, Diyarbakır’daki en büyük medresedir. 1194 yılında inşa edilen bu ilim evi, Anadolu’nun ilk üniversitesidir. Kitabe ve motifleriyle öne çıkan medrese, ziyaret edilmesi gereken yerler arasında başı çekiyor. Burada, geçmişin bilgeliğini hissedebilir ve tarihi bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Meryem Ana Kilisesi 3. yüzyıla tarihlenen Diyarbakır Meryem Ana Kilisesi, Sur ilçesinin Lale Bey Mahallesi’nde yer alıyor. Ortodoks Süryaniler için ibadet yeri olan bu kilise, Diyarbakır’ın en eski yapılarından biridir. 2005 yılında Ortodoks Süryanilerin girişimleriyle restore edilen bu tarihi yapı, önemli bir kültürel mirası temsil etmektedir.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi Edebiyatımızın önemli şairlerinden Cahit Sıtkı Tarancı’nın 1910 yılında doğduğu ev, 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından müze haline getirilmiştir. Şehir merkezindeki Cami Kebir Mahallesi’nde yer alan müzede, şairin kitapları, şiirleri, mektupları ve kişisel eşyaları sergilenmektedir. 1733 yılında inşa edilen bu tarihi yapıyı, Diyarbakır geziniz sırasında ziyaret edebilirsiniz.
Sülüklü Han 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilen Sülüklü Han, 2010 yılında restore edilerek yeniden hizmete açılmıştır. İçinde bulunan kuyulardan çıkarılan sülüklerden adını alan bu han, kahvaltısı ve melengiç kahvesiyle ünlüdür. Tarihi bilgilerin beş farklı dilde yer aldığı han, geçmişin izlerini taşıyan bir mekandır.
Hasan Paşa Hanı 1572-1573 yıllarında Vezirzade Hasan Paşa tarafından yaptırılan bu han, Evliya Çelebi’nin ‘Sağlam Yapı’ olarak nitelendirdiği bir yapıdır. Diyarbakır’ın en büyük ikinci hanı olan Hasan Paşa Hanı, günümüzde antikacılar, restoranlar ve kitapçılarla doludur. Diyarbakır’a geldiğinizde, bu tarihi hanı görmeyi ihmal etmeyin.
Deliler Hanı 1527 yılında Diyarbakır Valisi Hüsrev Paşa tarafından inşa edilmiştir ve halk arasında Hüsrev Paşa Hanı olarak da bilinmektedir. Restore edildikten sonra 120 yataklı bir otele dönüştürülen bu han, 300 kişilik restoranıyla dikkat çekiyor. Geçmişin izlerini yaşayabileceğiniz bu tarihi mekanda, unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
Ziya Gökalp Müzesi 1876 yılında Diyarbakırlı yazar Ziya Gökalp’in doğup büyüdüğü ev, 1956 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Müze içerisinde Ziya Gökalp’e ait kitaplar, özel eşyalar ve fotoğraflar bulunmaktadır. 1806 yılında inşa edilen bu yapı, sivil mimarisi ile dikkat çekiyor ve Diyarbakır evlerinden farklı bir yapıya sahiptir.
Ayaklı Minare Diyarbakır’ın sembol yapılarından biri olan Dört Ayaklı Minare, 1500 yılında Akkoyunlu Kasım Bey tarafından inşa edilmiştir. Minarenin dört ayağı, İslam dininin dört mezhebinin sembolüdür. 500 yıllık geçmişiyle türünün tek örneği olan bu yapı, koruma altına alınmış olsa da bazı sorunlar yaşamaktadır. Diyarbakır ziyaretinizde bu önemli tarihi eseri mutlaka görmelisiniz.
Hz. Süleyman Camii 1155 ile 1160 yılları arasında Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından yaptırılan cami, Murtaza Paşa Camii ve Kale Camii olarak da bilinmektedir. Diyarbakır’ın en önemli simgeleri arasında yer alan Hazreti Süleyman Camii, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Diyarbakır seyahatinizde bu eşsiz yapıyı keşfetmeyi ihmal etmeyin.
Çayönü Ören Yeri Çatalhöyük ile birlikte tarihteki en eski yerleşim yerlerinden biridir. İlk yerleşimin M.Ö. 10200 yıllarına kadar uzandığı düşünülmektedir. 6000 yıl kadar yerleşke olarak kullanılmış bu alan, turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir. Tarihin derinliklerine inmeye hazır olanlar için, Çayönü görülmesi gereken bir yerdir.
Surp Giragos Ermeni Kilisesi Ortodoks Ermenilerin kullandığı bu kilise, hangi tarihlerde yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak, adına ilk olarak Polonyalı gezgin Simeon’un Seyahatnamesinde rastlanmıştır. 1722 ve 1729 yıllarında restore edilerek tekrar hizmete açılmıştır. Sur İçi Fatihpaşa Mahallesi’nde yer alan bu kilise, Diyarbakır’ın önemli kültürel mirasları arasında bulunmaktadır.
Gazi Köşkü 15. yüzyılda Akkoyunlu mimarisiyle inşa edilen köşk, 1916 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 13 gün boyunca misafir etmiştir. Huzur veren yapısı ve piknik alanlarıyla dikkat çeken bu köşk, Diyarbakır gezinizde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
Asur Kalesi Dünyada eşine az rastlanır bir manzaraya sahip olan Asur Kalesi’nin, Asurlular döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Ön yüzlerinde çivi yazıları ve Asur Kralı’nın figürü bulunmaktadır. Diyarbakır’da mutlaka gezilecek yerler arasında bulunan bu kale, hem tarihi geçmişi hem de doğal güzelliğiyle büyüleyici bir deneyim sunuyor. Tarihi ve doğayı bir arada görmek istiyorsanız, Asur Kalesi’ni ziyaret edebilir, Diyarbakır’a gelmeden önce planlarınızı buna göre yapabilirsiniz.