Diş Eti İltihabı ve Koronavirüs İlişkisi
Toplumun geniş kesimlerinde sıkça rastlanan diş eti iltihabı, birçok kişi tarafından hastalık olarak tanınmadan uzun süre beklenmektedir. Ancak, diş eti hastalıkları vücudun çeşitli noktalarını olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle koronavirüs salgını döneminde ağız sağlığının korunmasının önemi daha da artmıştır. Son zamanlarda, koronavirüs enfeksiyonu ile diş eti hastalıkları arasındaki bağlantıyı inceleyen araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Katar merkezli Kanadalı ve İspanyol bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen bu çalışmada, periodontal sorunlara sahip bireylerde koronavirüs semptomlarının etkileri gözlemlenmiştir. Araştırmanın bulguları, orta ve ileri düzeyde diş eti hastalığına sahip bireylerde koronavirüs kaynaklı komplikasyonların ciddiyetinde belirgin bir artış olduğunu ortaya koymuştur.
Diş Eti Problemlerinizi Geciktirmeyin
Diş Hekimliği bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Selim Yıldız, koronavirüsün bir enfeksiyon durumu olduğunu hatırlatarak, “Son dönemlerde yapılan araştırmalar, koronavirüse yakalanan bireylerin diş eti hastalıklarına daha fazla maruz kaldığını göstermiştir. Diş etlerinde herhangi bir sorun olan kişilerin bunu ertelememesi gerekiyor. Toplumda oluşan yanlış bir algı, koronavirüs nedeniyle insanların diş hekimine gitmekten çekinmesidir. Kişiler, ortamdaki virüslerin hastalık yapacağına inanıyor. Biz diş hekimleri olarak, koronavirüs öncesinde çapraz enfeksiyon riskine karşı gerekli önlemleri almıştık. Bu dönemde hasta muayenelerindeki zaman aralıklarını artırdık. Havalandırma sistemlerimize dezenfeksiyon amaçlı filtreler ekleyerek havanın düzenli sirkülasyonunu sağladık. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar, ağız gargaralarının koronavirüse karşı koruyucu etkisini göstermiştir. Ancak, bu çalışmalar henüz hakemli dergilerde yayınlanmadığından, bu bilgiyi tavsiye niteliğinde sunuyoruz” şeklinde konuştu.
Diş Eti Hastalıkları Diyabet ve Kalp Rahatsızlıklarına Yol Açabilir
Dr. Yıldız, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, ergenlik dönemi ve hamilelik gibi durumların diş eti hastalıkları ile ilişkili olduğunu belirtti: “Diyabet, diş sağlığını olumsuz etkileyebilir ve diş hastalığı olan bireylerde diyabet süreci hızlanabilir. Mevcut diş eti hastalığı enfektif bir tablo oluşturduğundan, vücut düzenli olarak bu enfeksiyona yanıt vermektedir. Bu durum, şeker seviyelerinin yükselmesine yol açabilir. Ayrıca, kalbi besleyen damarların orta ve alt tabakalarında kalınlaşma meydana gelir, bu da damar içerisindeki kan akışının azalmasına ve potansiyel olarak damar tıkanıklığına yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Sigara Kullanımı Diş Eti Hastalıklarını Gizleyebilir
Diş eti hastalığı olan bireylerin genellikle diş etlerinde kanama şikayetiyle hekime başvurduğunu vurgulayan Dr. Yıldız, “Fakat, sigara içen bireylerde diş etlerinde kanama olmaksızın hastalık gelişimi gözlemlenebilir. Çünkü sigara, bu durumu gizleyebilir. Bu nedenle, 6 ayda bir rutin diş eti muayenelerini öneriyoruz. Diş eti hastalığının en belirgin belirtileri arasında diş etindeki kanama, renk değişimi ve diş etlerindeki şişlikler bulunmaktadır. Bazı hastalarda şişliklere ağrı da eşlik edebilir. Bu belirtilerle bize başvuran hastalar için kesin teşhis koyarak mevcut hastalığı durdurmamız gerekmektedir” dedi.
Diş Eti Tedavi Süreci
Diş eti tedavisinin ilk aşamasında diş taşlarının temizlendiğini belirten Yıldız, “Sonrasında ise mekanik aletler kullanarak kök yüzeyindeki ve diş eti dokusundaki ölü hücreleri temizleyip tedaviye devam ediyoruz. Özellikle sigara içen bireylerde vücudun enfeksiyonlara yanıtı yavaşladığı için kan akışı bozulmakta ve bu da kanamayı azaltmaktadır. Sigara içmeyen bireylerle kıyaslandığında, sigara içenlerde hastalık tablosu daha geç ortaya çıkmakta ya da çoğu zaman gizli kalmaktadır. Hamileler veya ergenler diş fırçalama esnasında diş eti kanaması yaşayabilirler. Bu dönemlerde ağız bakımını ertelememeleri ve bunun sıklığını artırmaları konusunda uyarılarımız bulunmaktadır” şeklinde sözlerini tamamladı.
