Dijital Bağımlılığın Erken Yaşta Başlangıcı
Günümüzde, erken yaşta cep telefonları, tabletler ve diğer dijital cihazların çocuklar üzerinde yarattığı etkiler giderek artmakta. Emekleme aşamasındaki bebekler bile, ekran bağımlılığına adım atmış durumda. Resmi veriler, çocukların akıllı cihazlarla tanışma yaşını daha ileri bir dönemde açıklasa da, pek çok ebeveyn, çocuklarına yemek yedirirken bile akıllı telefonları kullanmakta. Bu durum, dijital bağımlılığın ne denli yaygınlaştığını gösteriyor.
ORTALAMA 4.5 SAAT
TÜİK’in Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre, Türkiye’de çocukların internet kullanımına ve cep telefonu/akıllı telefon kullanımına başlama yaşı ortalama 8 olarak belirlenmiştir. OFCOM’un gerçekleştirdiği uluslararası araştırmalar ise, çocukların sosyal medya hesaplarında yaşlarını büyütme eğilimlerinin dikkat çekici olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmalar, çocukların yüzde 32’sinin yetişkin hesapları kullanırken, 8-15 yaş aralığındaki çocukların 16 yaş üstü hesapları taklit ettiğini göstermektedir.
TÜİK verilerine göre, düzenli cep telefonu kullanan 6-15 yaş grubundaki çocukların yüzde 32.3’ü, cep telefonlarını en az 30 dakikada bir kontrol ediyor. Uzmanlar bu durumu, dijital bağımlılığın bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Find My Kids’in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de 50 bin, dünya genelinde ise 1 milyon kullanıcıdan elde edilen verilere göre, 7-18 yaş arasındaki çocuklar mobil uygulamaları günde ortalama 4.5 saat kullanıyor. Üstelik, çocukların büyük bir kısmı yattıktan sonra bile telefonlarını elinden bırakmıyor. Çocukların yüzde 49’u gece saat 23.00-04.00 arasında mobil oyun oynarken, yüzde 60’ı aynı saatlerde sosyal medya uygulamalarını kullanıyor. Ayrıca, çocukların yüzde 7’si 18 yaş üstü uygulamaları kullanma eğiliminde. Uzmanlar, çocukların dijital mecralarda ne kadar zaman geçirdiklerinden çok, bu zamanı nasıl geçirdiklerinin daha önemli olduğunu vurguluyor. Bu konu, ebeveynler tarafından dikkatle takip edilmelidir.
Çocuklara çevrimiçi bilgileri nasıl okuyup anlayacaklarını ve internette güvenli bir şekilde gezinmeyi öğretmenin yanı sıra, çevrimiçi dünyadaki birçok gizli riski de öğretmek gereklidir.
SINIRLAR KONMALI
Bu bağlamda, uzmanların öne çıkardığı öneriler ise şu şekildedir:
- Tıpkı yetişkinler gibi, çocuklar da parola güvenliği konusunda sorunlar yaşayabilir. Bu nedenle, çocuklara benzersiz parolalar oluşturmaları gerektiğini açıklayın.
- Küçük çocuklara verilerimizin değerini anlatmak oldukça önemlidir. Tanımadıkları kişilerden gelen bağlantılara asla tıklamamaları gerektiğini öğretin.
- Çocuklarınızın tam adlarını, kimlik numaralarını ve adreslerini kimseye vermemeleri gerektiğini bildiklerinden emin olun.
- Yüz tanıma sistemleri, giyilebilir cihazlar aracılığıyla toplanan sağlık verileri ve çevrimiçi platformlarda istenen kişisel bilgiler, çocukların dijital dünyadaki varlığını oluşturmaktadır. Bu verilerin bilgisayar korsanları için bir gelir kaynağı olabileceğini açıklayın.
- Çocukların internet üzerinde kötü niyetli kişilerin bulunabileceğini bilmesi önemlidir. Ne kadar çok bilgi paylaşılırsa, potansiyel zarar da o kadar büyük olur.
- Çocukların dijital medya ya da akıllı cihazları kullanmasını yasaklamak yerine, onlara belirli sınırlar koyun. Akıllı telefon sahibi olmalarını geciktirmek, ileride daha sağlıklı bir dijital alışkanlık geliştirmelerine yardımcı olabilir.