Covid-19 hastalığını geçiren kişilerde boyun ağrısının sıkça görüldüğünü belirten Radyoloji ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Sıldıroğlu, bu ağrının özellikle boynun ön kısmında yoğunlaştığını vurguladı. Ağrının nedenini araştırmak amacıyla yapılan ultrasonografilerde, çoğu hastada ağrının tiroid bezinin çevresinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Ultrasonografide tiroid bezinin normalden daha koyu renkte olduğu ve yapısının bozulduğu gözlemlenmektedir. Bu duruma viral tiroidit adı verilmektedir. Yani, Covid-19’un neden olduğu bir tiroid iltihabı söz konusudur.
“Tiroid Bezine Hasar Veriyor”
Viral tiroiditlerin pandemi döneminde ciddi bir artış gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Sıldıroğlu, bu durumun uzun süre devam ettiğini de belirtti. Yapılan kontrol ultrasonografileri sonucunda, ağrılar geçse bile tiroid bezine zarar verildiğini ve bu zararın derecesine bağlı olarak tiroid hormonlarında değişiklikler ile bazı hastalarda hipotiroidi gelişebileceğini gözlemlediklerini ifade etti. Bu durum, uzun vadede hatta bazı hastalarda ömür boyu tiroid hormon replasmanı gerektirebiliyor.
Koronavirüs ve Tiroid Arasındaki Bağlantı
Koronavirüs ile tiroid arasındaki ilişkiye değinen Sıldıroğlu, pandemi öncesi nadir görülen viral tiroidit ya da subakut tiroidit olarak adlandırılan durumların, özellikle kış ve bahar aylarında adenovirüs ya da enterovirüs gibi viral enfeksiyonlara maruz kalan bireylerde daha fazla yaşandığını belirtti. Pandemi döneminde ise bu durumun koronavirüs kaynaklı olarak ortaya çıkmaya başladığını vurguladı. Virüsün tiroid bezine doğrudan yayılmasından ziyade, aşırı uyarılan bağışıklık sisteminin tiroid bezine, yani kendi dokusuna saldırdığı düşünülmektedir.
“Tiroid İltihabı ve Şah Damar İltihabı Karışabilir”
Covid-19 sonrası tiroid iltihabı ile karışabilecek şah damar iltihabına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Sıldıroğlu, pandemiden sonra viral tiroidit vakalarının yanı sıra tiroid bezlerinin yanından geçen karotis arter etrafında da iltihaplanmaya bağlı ağrıların sıkça görülmeye başlandığını ifade etti. Tıp dilinde bu duruma karotidini denmektedir. Pandemi öncesinde nadiren gözlemlenen bu durum, Covid-19 ile birlikte sıklıkla karşılaşılan bir hale gelmiştir. Yeni nesil ultrasonografi cihazları sayesinde bu hastalığın daha net bir şekilde tespit edilebildiğini vurguladı.
Covid-19 sonrası boyun ağrısı ile gelen hastaların önce subakut tiroidit açısından ultrasonografi ile değerlendirildiğini, eğer tiroid bezinin normal olduğu tespit edilirse, hastanın ağrısının tiroid bezine komşu alanlara yayıldığı durumlarda şah damarı doppler ultrasonografisi ile incelendiğini belirtti. Şah damarı tiroid bezine bitişik olduğundan, muayene sırasında bu bölgedeki ağrı subakut tiroidit ile karışabilmektedir. Karotidini tek başına bulunabileceği gibi, büyük damar vaskülitlerinin de bir belirtisi olabilir. Covid-19’un damar iltihaplanmasına yol açtığını bildiklerini söyleyen Sıldıroğlu, bazı durumlarda bu iltihapların araştırılması için boyun damarlarına yönelik kontrastlı MR anjiografi işleminin yapılabileceğini ifade etti.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Sıldıroğlu, Covid-19 sonrası boyun ağrısının ihmal edilmemesi gerektiğini, altta yatan sebeplerin araştırılması ve tedavi planlaması açısından boyun ultrasonunun son derece önemli olduğunu vurguladı.
