Üro-Androloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, cinsel sağlık konusunda bireylerin kendilerini çevreleriyle kıyaslama eğiliminde olduğunu ve bu kıyaslamaların genellikle olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirtmektedir. Kendini daha iyi hissetmenin bir yolunun bu kıyaslamaları bırakmak olduğuna dikkat çekiyor.
En Çok Kıyaslanan Konular
Prof. Dr. Hattat, erkeklerin cinsel yaşamlarıyla ilgili en çok kıyaslandıkları konuları açıklıyor. Bu konular arasında, gecede kaç kez sertleşme yaşandığı ve bu sertleşmeler arasındaki süre öne çıkıyor. “İki sertleşme arasında geçen süreye refraktör dönem diyoruz. Bu süre, bazı erkeklerde birkaç dakika, kimilerinde ise birkaç gün sürebilir. Yaş ilerledikçe bu sürenin uzaması da söz konusu olabilir. Bu nedenle, fizyolojik farklılıklara takılmadan, cinselliğin nasıl geçtiğine odaklanmak çok daha önemlidir” diyor.
Hattat, cinsel boşalma süreleri hakkında da bilgi veriyor: “1-2 dakika arasındaki boşalmalar erken boşalma olarak kabul edilmektedir. Eğer boşalma süresi daha uzun ise ve tam bir sertleşme meydana geliyorsa, partnerin orgazm olabilmesi memnuniyet verici olmalıdır.”
Cinsel ilişki sıklığı da çiftlere göre değişiklik göstermektedir. “Kimi çiftler haftada birkaç gün, kimisi ise ayda birkaç kez cinsel ilişkiye girebilir. Eğer bu sıklık sizin ve partneriniz için yeterliyse ve mutluluk yaratıyorsa, başkalarının deneyimlerine çok da önem vermemek gerekir. Ancak, belirli bir düzenin olmadığı ve 3 haftayı aşan bir cinsel ilişki yaşamıyorsanız, bu durum alarm işareti olabilir” diye ekliyor.
Boşalma sıvısının miktarı hakkında bilgi veren Hattat, “Ortalama olarak, boşalma sıvısı miktarı 1-2 çay kaşığı kadardır. Ancak yaşlanma sürecinde bu sıvının miktarında doğal bir azalma gözlemlenebilir. Hatta bazı ileri yaş erkeklerde boşalma sırasında hiç sıvı gelmemesi durumu da yaşanabilir” şeklinde açıklama yapıyor.
Erkeklerin, partner sayısı konusunu da sıklıkla kıyasladıklarını belirten Prof. Dr. Hattat, “Her ne kadar haftada 1-2 kez cinsel ilişki prostat sağlığı açısından önerilse de, genç erkeklerde aşırı partner sayısı ve hızlı yaşanan ilişkiler uzun vadede performans kaygısı ve sertleşme sorunlarına yol açabiliyor” diyor.
Bu Aylara Dikkat!
Hava koşullarının cinsel yaşam üzerindeki etkilerine de değinen Hattat, “Özellikle bahar aylarında kendini yorgun, halsiz hisseden, odaklanmada güçlük çeken, uyku problemleri yaşayan ve kas-eklem rahatsızlıklarında artış yaşayan birçok birey bulunmaktadır. Bu rahatsızlıklar cinselliği de olumsuz etkileyebilir. Hava şartlarındaki değişimler, ısı ve nem farklılıkları, gündüz ve gece saatlerindeki dalgalanmalar bahar yorgunluğuna neden olabilir. Cinsel hormonlar ve vücuttan salgılanan diğer kimyasal maddeler mevsim geçişlerinden etkilenmektedir. Eğer cinsel yorgunluk sorunu devam ediyorsa, altında organik, psikolojik ve sosyal birçok neden yatıyor olabilir” diyor.
Bahar Yorgunluğu ve Cinsellik Üzerindeki Etkileri
Prof. Dr. Hattat, “Bahar yorgunluğu, organik anlamda alerjiler, tiroid problemleri, kansızlık, enfeksiyonlar gibi durumlar ile depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların etkisini artırabilir. İş, okul ve aile stresi gibi sosyal problemler de cinsel isteği azaltabilir. Aşırı yoğun iş dönemleri, yeni ebeveyn olma durumu veya boşanma gibi sosyal faktörler de bahar yorgunluğunu artırarak cinsellikten uzaklaşmanıza neden olabilir. Bu süreçte, ESWT gibi girişimsel olmayan yöntemlerle penis damarlarını ve sinirlerini yenilemek, penis cildini kolajen ve elastin ile desteklemek önemlidir. Ayrıca, penis kaslarını güçlendirerek sertleşmeyi artıran biofeedback sistemleri ve penis bölgesinde ödem ve toksinleri temizleyen yeni yöntemler, bahar aylarında cinsel gücü artırmak isteyen erkekler için etkili alternatifler sunmaktadır” şeklinde sözlerini tamamlıyor.