Çin’in Chang’e uzay aracının Aralık ayında Ay’dan getirdiği kaya örnekleri, bilim dünyasında önemli bir keşif olarak değerlendirildi. Bu örneklerin, daha önceki bulgulara göre beklenenden çok daha genç olduğu ortaya çıktı. Analizler sonucunda, lav akımı ile oluşan bazalt kayalarının yaklaşık 2 milyar yıl yaşında olduğu belirlendi. Oysa daha önce, ABD’nin Apollo görevleri sırasında getirilen örnekler 3 milyar yıl yaşındaydı.
Çinli bilim insanları, bu bulgularını prestijli Science dergisinde yayınladı. Chang’e-5 aracı, Ay’ın Dünya’ya bakan yüzündeki Procellarum Okyanusu olarak adlandırılan bölgeye gönderilmişti. Bu bölgeden daha önce Dünya’ya geri getirilen örnekler, bu alanın seçiminde önemli bir rol oynamıştı. Procellarum’dan en son 1976 yılında bir Sovyet aracı örnek getirmişti.
Pekin’deki Hassas Yüksek Çözünürlüklü İyon Mikro Sonda Merkezi‘nden Şiaoçao Çe ve ekibi, uluslararası bir konsorsiyumla birlikte gerçekleştirdikleri laboratuvar analizleri sayesinde bazalt kayalarının yaşını 1 milyar 963 milyon yıl (artı eksi 57 milyon) olarak belirledi. Bu bulgular, Ay gibi küçük bir yapının soğuyup, volkanik aktivitesinin sona ermesinin beklendiği tarihten çok daha sonra bile volkanik faaliyetlerin devam ettiğini göstermektedir.
Çin Ulusal Uzay İdaresi (CNSA) tarafından gerçekleştirilen bu keşif, bilim insanlarının Ay’ın geç dönemlerindeki volkanik faaliyetlerin nasıl bir ısı kaynağı ile oluştuğu konusunda yeni teoriler geliştirmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Science dergisindeki makalenin yazarları arasında yer alan Manchester Üniversitesi‘nden Dr. Katherine Joy, bu duruma dair bir açıklama sundu. Joy, “Bunun bir açıklaması, Ay’ın Dünya’nın etrafındaki yörüngesi nedeniyle daha aktif kalmış olma ihtimali” dedi ve şunları ekledi:
- “Belki de Ay’ın yörüngesi, Dünya’ya yaklaşıp uzaklaştığı bir yörüngeydi ve bu da gelgitsel ısınmaya yol açtı.”
- “Bu, Ay’ın Dünya’da gelgitlere yol açmasına benzeyen, Dünya’nın Ay yüzeyini etkilemesiyle oluşan bir sürtünme etkisi yaratmış olabilir.”
Sonuç olarak, Chang’e-5’in bulguları, Ay’ın geçmiş volkanik aktiviteleri ve yapısal dinamikleri hakkında daha derin bir anlayış kazanmamıza yardımcı olacak.