Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sorularını yönelten CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Adalet Komitesi Üyesi Deniz Yücel, İzmir’in tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan ilçelerinden Urla’daki tabiat katliamına dikkat çekti.
“YOK ETMEK İSTEYENLERİN KARŞISINDAYIZ!”
Tesisin üretiminin planlandığı alana en yakın meskenin yalnızca 220 metre uzaklıkta olduğunu ve bölgenin müdafaa altındaki canlı cinsleriyle dolu bir doğal alan olduğunu aktaran Yücel, şu bilgileri paylaştı: Projenin yapılacağı alanda ve buraya komşu topraklarda Bern Sözleşmesi’ne nazaran ‘Mutlak Muhafaza Altındaki Türler’ listesinde yer alan 7 sürüngenin, 15 kuşun ve 6 göğüslü hayvanın bulunduğu, Müdafaa Altındaki Cinsler listesinde yer alan 4 sürüngen, 25 kuş ile 5 göğüslü hayvan tipinin de tekrar bu bölgede yaşadığı belirlenmiştir. Çoklukla inşaat gereçlerinin kırım, ayrım ve depolanmasının yapılacağı bu tesisin, hava ve gürültü kirliliği yaratacağı ortadadır. Oluşan bu kirliliğin, memleketler arası mutabakatlarla ‘Mutlak Koruma’ ve ‘Koruma’ altında bulunan hayvan tiplerinin doğal hayat alanlarını tahrip edip ziyan verme riski yüksektir. Tesisin bölgenin sosyoekonomik yapısı ile istihdamına sunacağı katkı da tartışılmalı bir husus. Proje tanıtım evrakında yalnızca 8 kişinin istihdam edileceği söz ediliyor. Kiremit, demir ya da molozların kırımını yapılacağı bir tesis Urla’nın toplumsal hayatına nasıl bir katkı sağlayacak? Tüm bunlara karşın, ÇED sürecinin başlatılmış olması kabul edilebilir değildir! Akbelen de bizim, Urla da bizim! Yok etmek isteyenlerin karşısındayız! Son olarak Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin şu sorumu içtenlikle cevaplamasını bekliyorum: Ülkemizde iklim değişikliğinin tesirlerini en aza indirmek, tüm canlılar için yaşanabilir bir etraf ile kaynakların sürdürülebilir biçimde kullanılması emeliyle “Çevresel Tesir Değerlendirme” sürecini kâğıt üzerinde tamamlanan bir prosedür olmaktan çıkaracak bir çalışmanız var mıdır?”
