Böbrek Kanseri Hakkında Bilgilendirme
Üroloji Uzmanı ve Üroonkoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Cemil Uygur, böbrek kanserinin belirtilerinin genellikle geç aşamalarda ortaya çıktığını belirtiyor. “Böbrek kanserlerinde ağrı ile alarm verme noktası, kanserin çok yol kat etmiş olduğu bir aşamadır. Bu nedenle, böbrek kanserinin olabildiğince erken aşamada yakalanması, hem hastanın hayatını kaybetmesini engeller hem de böbreğin korunarak yalnızca kanserli dokunun alınmasına olanak tanır,” diyor.
Belirtiler ve Erken Tanı
Böbrek kanserinin erken teşhisi için önemli bir gösterge idrarda kan görülmesidir. Prof. Dr. Uygur, “Bunun yanı sıra, karında kitle veya sertlik hissi de diğer belirtiler arasında yer alır. Başka sağlık sorunları nedeniyle (karın ağrısı, safra kesesi problemleri, sindirim sıkıntıları gibi) doktora giden hastalarımızda, yapılan ultrason, tomografi veya MR taramalarında böbrek kanserini tesadüfen tespit ediyoruz. Tümör küçük aşamada olduğunda, böbrek kanseri tamamen tedavi edilebiliyor. Bu sebeple, böbrek kanserinin belirti vermesini beklemeden düzenli check-up programlarına başvurmak, hastalığın tedavi edilebilecek aşamada yakalanmasına olanak sağlar,” şeklinde açıklamada bulunuyor.
Risk Faktörleri
Böbrek kanserinin kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Prof. Dr. Uygur, “Böbrek kanseri genellikle orta ve ileri yaşlarda daha sık görülmektedir. Erkeklerde bu hastalık, kadınlara göre yaklaşık iki kat daha fazla rastlanıyor. Sigara içimi, hipertansiyon gibi faktörler böbrek kanserinin gelişimini tetikleyebilir. Ayrıca, aşırı kilo, yüksek kolesterol içeren yiyecekler ve aşırı miktarda kırmızı et tüketimi de risk faktörleri arasında sayılabilir,” ifadelerini kullanıyor.
Ayrıca, bazı ailelerde genetik yatkınlık nedeniyle birden fazla böbrek kanseri vakası görülebileceğini belirten Uygur, “Kanserin ailesel veya diğer sebeplerle oluşması değil, ne kadar erken yakalandığı önemlidir. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, böbrek kanserinde de erken tanı, tedavi sürecinin başarısı açısından kritik bir rol oynar,” diyor.
Böbrek Kanseri Tedavisi
Prof. Dr. Uygur, böbrek kanserinin en etkili tedavisinin cerrahi olduğunu vurguluyor. “Eğer hastalık böbrek içerisinde sınırlı aşamada tespit edildiyse, tedavi tamamen mümkündür. Daha ileri aşamalarda ise ameliyat sonrasında ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Son yıllarda geliştirilen etkili ilaçlar, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilemeden tedavi sürecine destek olmaktadır,” şeklinde belirtiyor.
Minimal İnvaziv Cerrahi Yaklaşımlar
Günümüzde böbrek kanserinin her aşaması için minimal invaziv yaklaşımlarla, robotik cerrahi, yani kapalı ameliyat yöntemleri uygulanabilir. Prof. Dr. Uygur, “Bu tür ameliyatlarda vücuda takılan 3 ya da 4 ince boru aracılığıyla, robotik cerrahi yöntemi ile işlemler gerçekleştirilir. Belirli bir boyuta (yaklaşık 4 cm) kadar olan kitlelerde sadece kitle çıkarılırken, böbreğin geri kalanı fonksiyonel olarak korunur. Burada, böbreğin tamamının alınmış gibi eşdeğer kanser kontrolü ve yaşam süresi sağlanabilir. Geçmişte çok küçük bir tümör için böbreğin tamamı alınırken, artık böbreğin mümkün olduğunca korunması hedeflenmektedir,” diye ifade ediyor.
Ameliyat Sonrası Süreç
Ameliyat sonrası hastaların iyileşme süreleri hakkında da bilgi veren Uygur, “Açık ameliyat sonrası hastalar, ayağa kalkmakta güçlük çekebilirken, robotik cerrahiden sonra hastalar 6. saatte ayağa kalkabilir ve 48. saatte evlerine dönebilirler,” diyor.
Böbrek Sağlığı İçin Öneriler
Son olarak, böbrek sağlığını korumak için bazı önerilerde bulunan Prof. Dr. Uygur, “Yeterli sıvı tüketimi ve tuz alımının sınırlandırılması oldukça önemlidir. Ayrıca, tansiyon kontrolü, gereksiz veya kontrolsüz ağrı kesici kullanmaktan kaçınmak ve şeker hastalığının kontrol altında tutulması böbrek sağlığı açısından kritik bir öneme sahiptir,” diyerek sözlerini tamamlıyor.