Bitki Çaylarına Yönelim Artıyor
Salgınların artışı, bitki çaylarına olan ilgiyi daha da artırmış durumda. Bitki çayları, zayıflama, vücut şekillendirme, eklem ağrılarını hafifletme ve anne sütünü artırma gibi pek çok amaçla kullanılmakta. Ancak uzmanlar, hamileler, böbrek hastaları, çarpıntı ve hipertansiyon gibi sağlık sorunları olan bireylerin, bu çayları tüketmeden önce mutlaka bir uzmana danışmaları gerektiğini vurguluyor.
Doğru Demleme Yöntemi
Uzmanlar, bitki çaylarının içeriğindeki bioaktif maddelerin daha kolay açığa çıkarılması için yaprak, çiçek ve sapların 3-10 dakika arasında kaynar suda bekletilerek hazırlanmasını öneriyor. Özellikle kekik çayının günde 1 gramdan fazla tüketilmesinin, hamilelerde düşük riskine yol açabileceği belirtiliyor.
Salgınlar ve Bitki Çayları
Diyetisyen Özden Örkcü, bitkisel çayların sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra antioksidan özellik taşıyan bioaktif bileşenler içerdiğini ifade ediyor. “Kateşinler, flavonoller, flavonlar ve fenolik asitler gibi polifenol maddeler, antikarsinojenik, antimutojenik ve kardiovasküler hastalıklara karşı koruyucu özellikler taşır. Salgınların artmasıyla birlikte bitki çaylarına olan ilgi de artmıştır.” diye ekliyor.
Bitki Çayı Hazırlama Yöntemleri
Diyetisyen Özden Örkcü, bitkisel çayların hammaddesinin çoğunlukla bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve meyve gibi değerli kısımlarının kurutulması ile elde edildiğini belirtiyor. “Bitkisel çayların su ile hazırlanmasında haşlayarak demleme yöntemi sıklıkla tercih edilmektedir. Bu yöntemle bitkilerin bioaktif maddelerinin açığa çıkarılması daha kolaydır. Bitki çayları çeşitli amaçlarla kullanılmakta; zayıflama, vücut şekillendirme, depresyon, gastrointestinal semptomlar, immün destek ve eklem ağrılarının hafifletilmesi gibi birçok alanda fayda sağlamaktadır.”
Uzman Görüşü ve Hamilelik
Özden Örkcü, bitki çaylarının tüketiminde uzman görüşü alınmasının önemine dikkat çekiyor. Özellikle hamilelerin bitki çayı konusunda daha hassas davranmaları gerektiğini vurguluyor. “Bitki çayları, rahim kasılmalarına bağlı düşük riskine neden olabilecek ciddi sorunlar doğurabilir. Ayrıca, böbrek hastaları da bitki çaylarının diüretik etkileri sebebiyle risk altında olabilirler.”
Etiketlenmiş Ürün Tercihi
Özellikle lisansı olmayan, kalitesi ve güvenilirliği kanıtlanmamış, uygun etiketlenmemiş ve denetimsiz olarak satılan ürünlerin artış gösterdiğine dikkat çeken Örkcü, “Ürünün üzerinde bitkinin adı, toplanan kısmı, etken madde miktarı, yan etkileri, çayın saflık oranı ve üretim ile paketleme izninin mutlaka belirtilmesi gerekmektedir. Sonbahar ve kış mevsiminde bitki çayı tüketimi artarken, bazı aktarların yeterince temiz olmadığı gözlemleniyor. Bu nedenle tüketiciler, mutlaka etiketlenmiş ürünler tercih etmelidir.” dedi.
Yan Etkiler ve İlaç Etkileşimleri
Özden Örkcü, bitkilerin yan etkileri ve ilaçlarla birlikte kullanıldığında meydana gelebilecek etkileşimlerin tam olarak bilinmediğini belirtiyor. “Bitki ve bitki ürünlerinin tedavi ve hastalıkların önlenmesi amacıyla kullanılırken ilaçlarla beraber tüketileceği durumlarda potansiyel etkileşimlerin ve yan etkilerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler, yeşil çayı günde bir veya iki fincandan fazla tüketmemeye özen göstermelidir. Kekik çayı yüksek tansiyon ilacının etkinliğini artırarak tansiyon düşüklüğüne sebep olabilir. Bu nedenle ilaçlardan 2-3 saat sonra kekik çayı tüketmeleri önerilmektedir.”
Doğru Saklama Koşulları
Bitkisel materyallerin depolama sırasında kötü havalandırma koşullarının nem artışına yol açabileceğini ifade eden Örkcü, “Bu durum, bitkisel maddelerin küf gelişimi ve toksin üretimi için uygun hale gelmesine neden olabilir. Uygun şartlarda kurutulmuş bitkilerin genellikle 1 yıl boyunca saklanması önerilmektedir. Güneş görmeyen, nemli olmayan ve kuru alanlarda, oda sıcaklığının üzerine çıkmayan yerlerde saklamak en ideal yöntemdir.” diye konuştu.