Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu’ndan Besin Alerjileri Hakkında Bilgiler
Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, son yıllarda yaygınlaşan ve alerjik pandemik hastalık olarak kabul edilen besin alerjilerinin tedavisinde uygulanan yeni teknikleri detaylandırdı. Modern yaşamın getirdiği hazır besin tüketiminin alerjik hastalıkların artışına zemin hazırladığını vurgulayan Nacaroğlu, “Besin alerjisi, belirli bir besinle temas sonrası gelişen ve her seferinde tekrarlayan, özgün bir bağışıklık yanıtına bağlı olarak ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Günümüzde, özellikle son yıllarda artış gösteren besin alerjisi, 21. yüzyılın alerjik pandemik hastalığı olarak tanımlanmaktadır. Modern yaşamın etkisiyle hazır gıdaların, katkı maddelerinin ve işlenmiş ürünlerin tüketimi, çevresel ve genetik faktörlerle birleşince besin alerjisi oranlarının yükselmesine yol açmaktadır.” dedi.
“Ölümcül Reaksiyonlar Tetikleyebilir”
Çocuklarda en yaygın görülen alerji türlerinden biri olan inek sütü alerjisinin ciddi ve ölümcül reaksiyonlara sebep olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Nacaroğlu, “Bu nedenle, tedavi sürecinin ana prensibi, inek sütü içeren tüm gıdalardan kaçınmaktır. Ancak son yıllarda, inek sütü alerjisi olan ve kanda ölçülen süt alerjisi değerleri (süt spesifik IgE ve kazein spesifik IgE değerleri) düşük olan bazı hastaların fırınlanmış süt ürünlerini reaksiyon göstermeden tüketebildiği gözlemlenmiştir. Sütün, fırınlanmış ürünler içerisinde, 180-200 derece ısıda 30 dakika boyunca un, şeker gibi katkı maddeleriyle pişirilmesi durumunda, ısı ve karışımın matriks etkisi sayesinde bazı süt proteinlerinin küçük parçalara ayrılarak alerjik özelliklerinin azaldığı gösterilmiştir.” şeklinde ifade etti.
Doç. Dr. Nacaroğlu, bu tür besin denemelerinin çocuk alerji uzmanı gözetiminde yapılmasının önemine değindi:
“Hekim Gözetiminde Yapılmalı”
Nacaroğlu, fırınlanmış süt ürünleri ile deneme yapabilecek hasta grubunu şu şekilde tanımladı: “Çocuk alerji hekimi, hastanın geçmişinde kazara süt ürünleri ile karşılaşma öyküsünü, gözlenen şikayetlerin ciddiyetini, yapılan cilt testinin sonuçlarını ve kanda ölçülen süt alerji düzeylerini (süt spesifik IgE, kazein spesifik IgE) dikkate alarak bir değerlendirme yapar. Ayrıca, hastanın mevcut başka alerjik hastalıkları da göz önünde bulundurularak, fırınlanmış ürünleri deneme riskini analiz eder. Eğer bu analiz sonucunda fırınlanmış ürünleri deneme riskinin düşük olduğu belirlenirse, doktor gözetiminde fırınlanmış bir ürünle, fermente bir süt ürünüyle veya direkt süt ile besin yükleme testi gerçekleştirilebilir. Ancak, eğer reaksiyon gelişme riski yüksekse, yükleme testi yapılmaktan kaçınılmalı ve hastaya tüm süt proteini içeren ürünlerden kaçınması gerektiği bildirilmelidir.
Ayrıca, anafilaksi riski taşıyan hastalara adrenalin içeren otomatik enjektörler reçete edilmeli ve bu enjektörlerin nasıl kullanılması gerektiği hastaya detaylı bir şekilde anlatılmalıdır. Büyüme ve gelişmenin izlenmesi, belirli aralıklarla alerji düzeylerinin kontrol edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Alerji düzeylerine ve hastanın takip durumuna göre besin denemeleri tekrarlanabilir. Sonuç olarak; besin alerjisi yönetimi, tedavi ve takip süreci karmaşık ve çok yönlü bir süreçtir. Bu sürecin etkin bir şekilde yönetimi, deneyimli çocuk alerji hekimleri tarafından özel olarak donatılmış çocuk alerji kliniklerinde gerçekleştirilmelidir.