Bel Fıtığı ve Fazla Kilonun Etkileri
Bel fıtığı, omurlar arasında bulunan disklerin bozulması sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. Diskler, ani veya yavaş bir şekilde deforme olabilmekte ve dış tabakaları delinerek, diskin merkezindeki jöle benzeri madde dışarı sızabilmektedir. Bu durum, sinirlere baskı yaparak ağrı, uyuşma, karıncalanma ve kuvvet kaybı gibi belirtilere yol açabilmektedir. Bazı durumlarda, cerrahi müdahale gerektiren düşük ayak ya da idrar ve gaita kaçırma gibi ciddi komplikasyonlar da gelişebilir.
Fazla Kilo ve Bel Fıtığı Riski
Fazla kilonun bel fıtığı riskini artırmasının temel nedeni, omurga esnekliğini sağlayan diskler, eklemler, bağlar ve kasların aşırı baskıya maruz kalmasıdır. Aşırı kilo, bu yapıları deforme ederek bel fıtığı oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Ayrıca, vücudun ağırlık merkezi değiştiği için bel kaymalarına da yol açabilmektedir. Bu nedenle, fazla kiloların verilmesi, bel fıtığı riskinin azaltılmasında önemli bir adımdır.
Fazla Kilonun Omurga Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Fazla kilo, omurlar arasındaki disklerin erken yıpranmasına neden olarak bel fıtığı oluşumunu artırmaktadır. Öne eğilerek yerden bir şey almak gibi günlük aktivitelerde, bele binen yük kilo ile orantılı olarak 5-10 kat artmaktadır. Örneğin, 50 kilogram fazla kiloya sahip bir kişi, gün boyunca bu ağırlığı taşırken bel omurları arasındaki disklerde, bağlarda, kaslarda ve eklemlerde kronik zorlanma ve bozulmaya yol açar.
Bunun yanı sıra, 50 kilogram fazla kilosu olan bir kişinin eğilerek bir kalemi alması durumunda beline en az 250 kilogram ekstra yük binmektedir. Bu durum, fazla kiloların bel fıtığı riskini ne kadar artırdığını açık bir şekilde göstermektedir.
Bel Fıtığı Tanısı ve Tedavisi
Bel fıtığı tanısı, öncelikle fizik tedavi veya beyin cerrahisi uzmanı tarafından yapılan muayene ile konulmaktadır. Diğer tanı yöntemleri hataya açık olabilir. Gerekli görüldüğü takdirde röntgen, MRI, BT ve EMG gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak tanı netleştirilebilir.
Bel fıtığı tedavisi, uzman bir doktor tarafından yapılmalı ve tedavi süreci dikkatle planlanmalıdır. En önemli konu, hangi tedavi yönteminin gerekli olduğu veya gerekmediğidir. İhmal edilen bir yöntem olmamalıdır; bu nedenle, bu alanda uzmanlaşmış bir doktor ile çalışmak büyük önem taşımaktadır.
Hastanın eğitimi, tedavi sürecinin ilk adımı olmalıdır. Hastaya doğru duruş, eğilme, yük taşıma, yatış ve oturma pozisyonları öğretilmelidir. Bel fıtıklarının büyük çoğunluğu, cerrahi müdahale gerektirmeden iyileşebilir veya zararsız hale gelebilir. Ancak, hastanın bel, boyun, bacak, kol ve ellerinde ilerleyici güç kaybı varsa, hemen cerrahi müdahaleye yönelmek yanlış bir yaklaşım olacaktır.
Tedaviye yanıt vermeyen ve ilerleyen durumlarda cerrahi müdahale düşünülmelidir. Sadece ağrıyı hedefleyen uygulamalar tercih edilmemelidir; tedavi, fıtıklaşan kısmın yerine döndürülmesini hedeflemelidir. Ameliyat, diskin dışarı sızan kısmının çıkarılması amacı taşımaktadır. Boyun ameliyatları genellikle boynun ön kısmından yapıldığından, yapay bir destek sisteminin konulmasını gerektirebilir.
Bel ameliyatları ise, omurganın temel yük taşıma zeminini zayıflatabilmektedir. Bu bağlamda, bel ve boyun hastalarının titizlikle ele alınması ve cerrahi müdahale kararı alınmadan önce çok disiplinli bir değerlendirme yapılması önerilmektedir.