1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Baba ve Çocuk Arasındaki İletişim: Sevgi ve Anlayışın Önemi

Baba ve Çocuk Arasındaki İletişim: Sevgi ve Anlayışın Önemi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Baba ve Çocuk Arasındaki İletişimin Önemi

İletişim, her alanda olduğu gibi, baba ile çocuk arasındaki yakınlaşmanın ve anlayışın temelini oluşturur. Çocuğun hayatı anlaması, doğru ve yanlış olanı ayırt edebilmesi için, baba figürü bir rehber ve otorite olarak önemli bir rol oynar. Bu nedenle, baba ile çocuk arasındaki iletişimin sağlıklı olması büyük bir gerekliliktir. Peki, bu sağlıklı iletişim nasıl kurulur? Uzman Psikolog Kübra Uğurlu, bu sürecin düşündüğümüz kadar karmaşık olmadığını vurguluyor. Uğurlu, “Baba ve çocuk arasında yalın ve sağlıklı bir ilişki kurmak için, çocuğumuzu bir yetişkini dinlediğimiz titizlikte, göz kontağı kurarak ve anlattıklarına geri bildirimler vererek dinlemeli, onu anlamaya çalıştığımızı hissettirmeliyiz” diyor.

Çocukların İletişim Süreci

Çocuklar, doğduğu andan itibaren hayatı anlamaya, anlamlandırmaya ve öğrenmeye başlar. Bebeklik döneminde çocuklar, sözsüz iletişimle ilişkiler kurarlar. Psikolog Uğurlu, çocuğun bu dönemden itibaren babasıyla iletişimini yüz ifadeleri, sesler ve tepkilerle paylaşmaya çalıştığını belirtiyor. Çocukların en hızlı öğrenme yolunun ‘görerek öğrenme’ olduğuna dikkat çeken Uğurlu, “Babalara düşen görev, çocuklarına karşı sergiledikleri davranışların, öğretilerin, onların hayat tecrübeleri arasında önemli bir yer edineceğini unutmamalarıdır. Baba olarak çocuğunuzu geleceğe hazırlamak, doğru olanı öğretmek istiyorsanız, bunu kendi davranışlarınızdan başlayarak gerçekleştirmelisiniz” diyor.

Korku ile Otorite Kurmak Yanlış

Uzman Psikolog Kübra Uğurlu, baba-çocuk ilişkisinde sıkça karşılaşılan iki büyük yanlışı şu şekilde ifade ediyor:

  • “Sevgimi göstermesem de o, beni ne kadar çok sevdiğimi biliyor.”
  • “Sevgimi çok göstermezsem, bana saygı duyar veya şımarmaz.”

Bu düşünceler maalesef yanlıştır. Çocuğunuzu sevgiyle büyütmek ve bunu fiziksel olarak ona hissettirmek, onun onaylanma ve kabul görme hissini güçlendirir. Bu durum, çocuğun daha sevgi dolu bir birey olarak hayatını ve insan ilişkilerini olumlu yönde etkilemesine yardımcı olur. Sevilme ve onaylanma duygusu, insanın varoluşundan itibaren en önemli ihtiyaçları arasında yer alır. Çocuk, sevildiğini, anlaşıldığını ve kendisinin söz sahibi olduğunu bildiği bir ortamda, özerkliğini yani sağlıklı ayrışmayı sağlayacak güce ulaşır. Bu sayede, hayata hazırlanırken kendini daha rahat ifade eden bir birey haline dönüşür. Ayrıca, korku veya sevgisizlik bir otorite olarak algılanabilir. Çocuğa sınır koymak mümkündür; ancak bu sınırların tartışmaya kapalı ve çocuğa söz hakkı verilmeyen türden olmaması gerekir.

Seçenek Sunmak ve Sorumluluk Kazandırmak

Örneğin, çocuğa herhangi bir konuda “Bunu yapma” demek yerine, ona seçenek sunarak yaklaşmak daha etkili bir yöntemdir. Böylece, çocuğun olumlu veya olumsuz davranışının sorumluluğunu almasını ve bunun sonucunda etkilenecek kişinin kendisi olduğunu anlamasını sağlayabilirsiniz. Ancak korku veya sevgisizlikle bu tür bir iletişim kurmanız mümkün değildir.

Örnek Olmak ve Güven İnşa Etmek

Toplum içinde verilen öğütlerin veya çocuğun hatalarının ifşa edilmesinin, baba ve çocuk arasında güvensizlik yaratabileceği konusunda da uyarıyor Psikolog Uğurlu. “Toplum içinde verilen öğüt, aslında yıkıcı bir güven kaybına, çocukta suçluluk duygusu ve babaya karşı öfkeyi beraberinde getirebilir. Unutulmaması gereken bir gerçek var ki; topluma çocuğunu kazandırmak isteyen bir baba, anlattıkları ve çocuğuna kazandırmak istediği davranışları önce kendisi uygulamalıdır. Aksi halde çocuk için bir çelişki ortamı oluşabilir ve hayata hazırladığınız konulara karşı verdiğiniz öğretiler değer kaybedebilir” diyor.

Birlikte Geçirilen Zamanın Önemi

Psikolog Uğurlu, gündelik telaşlar, iş, hayat, evlilik ve yaşam koşullarıyla boğuşan babaların, çocuklarını ihmal etmenin duygusal ve ruhsal anlamda çöküşe neden olabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, çocuğun babaya karşı öfke ve kızgınlık hissetmesine, dolayısıyla baba-çocuk ilişkisinin sarsılmasına yol açabilir. Bu nedenle babanın, mutlaka çocukla zaman geçirmesi ve onunla kaliteli etkinlikler yapmaya gönüllü olması gerektiğini hatırlatıyor. Baba ve çocuğun birlikte geçireceği kaliteli zaman, aralarındaki bağı güçlendirecektir.

Uğurlu, “Sevmek, zaman ayırmak, önem vermek ve onu anlamaya çalışmak, çocuğunuzu gelecekte daha iyi bir yetişkinlik dönemine atılmasına yardımcı olacak ve aranızdaki bağları güçlü kılacaktır. Yarınlarımız olan çocuklarımıza sevgi dolu bir yaşam bırakmak için; çocuklarımızı sevgi dolu bir ortamda ve sevildiklerini hissettirerek büyütmeliyiz” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

Baba ve Çocuk Arasındaki İletişim: Sevgi ve Anlayışın Önemi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin