1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Asteroitlerin Tehditleri ve NASA’nın Yönlendirme Projesi

Asteroitlerin Tehditleri ve NASA’nın Yönlendirme Projesi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Asteroitler ve Tehditleri

Asteroitler ve Tehditleri

Asteroitler ya da küçük gezegenler, güneş sistemimizdeki en ilginç gökcisimlerinden biridir. Genellikle Mars ile Jüpiter gezegenleri arasında, yörüngeleriyle dikkat çekerler. Ancak bu gök taşları, insanlık için potansiyel bir tehdit oluşturma kapasitesine de sahiptir. Özellikle 65 milyon yıl önce, dinozorların yok olmasına neden olan bir çarpmanın, insanların da yaşamını tehdit edebileceği düşünülmektedir.

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, etrafımızda dolaşan dev gök taşlarının çarpmasını önlemek amacıyla çeşitli projeler üzerinde çalışmaktadır. Bu projelerden biri, Dünya’ya çarpma ihtimali en yüksek olan asteroitlerden biri olan 2008 EZ5 üzerine yoğunlaşmaktadır. 2008 yılında keşfedilen bu asteroit, yaklaşık 230 metre genişliğinde ve 710 metre uzunluğundadır. Eğer Dünya’ya çarparsa, Hiroşima’ya atılan atom bombasından bir milyon kat daha güçlü bir patlama meydana getirmesi bekleniyor.

Asteroit Yönlendirme Projesi

Asteroit Yönlendirme Projesi

NASA, bu asteroidi kontrol altına almak için, yüzeyinden koparılacak yaklaşık 20 tonluk bir kaya parçasını Ay’ın yörüngesine sokmayı planlamaktadır. 1960’ların sonu ile 1970’lerin başı arasında astronotlar, Dünya’ya toplamda 382 kilogram Ay taşı getirmişti. Şimdiki projenin amacı, bu miktarın 50 katı büyüklüğünde bir kaya parçasını içermektedir.

SPL / 1908’de Sibirya’nın Tunguska bölgesine düşen bir göktaşı nedeniyle 80 milyon ağaç yok olmuştu.

Yeryüzüne yaklaşık 470 milyon kilometre uzakta bulunan bu asteroit, saatte 90 bin kilometre hızla hareket etmektedir. Peki, bu asteroit yörüngesinden nasıl çıkarılacak? Asteroitler, güneş sisteminin oluşumundan arta kalan maddelerdir. Başıboş dolaşan bu gök taşlarının çoğu, birbirine çarparak gezegenleri oluşturdu. Ancak çarpmayanlar, beş milyar yıldır Güneş etrafında dönmeye devam etmektedir.

Dünya’ya yakın asteroitler, değişken bir yörünge çizerek hareket ederken, bazıları büyük tehlikeler oluşturabilir. Son bin yıl içinde asteroitlerden kaynaklanan bir ölüm olayı yaşanmamıştır. Önümüzdeki yüz yıl içinde de herhangi bir cismin Dünya’ya çarpması beklenmemektedir. Ancak, Çin’deki eski kayıtlarda asteroit kaynaklı ölümlerle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca, 1908 yılında Sibirya’da bir asteroid düşmüş ve Lüksemburg büyüklüğünde bir alanı yerle bir etmiştir. Proje danışmanlarından Humberto Campins, “Bu tür çarpmalar tarih boyunca yaşandı; önlem almazsak tekrar yaşanabilir,” diyor.

Tehdit mi Avantaj mı?

Tehdit mi Avantaj mı?

Asteroitlerin Dünya’ya bu kadar yakın hareket etmesinin bazı avantajları da söz konusudur. Geçen yıl, 2,4 milyon kilometre mesafeden geçen bir asteroitin, 5 trilyon dolar değerinde platin yükü taşıdığı tespit edilmiştir. Özel şirketler asteroitlerden maden elde etme çalışmalarına devam ederken, NASA da özellikle su kaynakları üzerinde durmaktadır.

ALAMY / Altı Apollo misyonundan Dünya’ya toplam 380 kg materyal ile dönüldü.

Asteroitlerin çoğu metal yüklü iken, bazıları su ve karbondan oluşan bileşenler barındırmaktadır. NASA’nın California’daki Dünya’ya Yakın Nesneler Merkezi’nden Paul Chodas, “Gelecekte, astronotlar uzayda su ve oksijen takviyesini asteroitlerden temin edebilir,” diyor. Ancak asteroitler hakkında hala çok fazla bilgiye sahip değiliz. Neye benzediğini ve nasıl oluştuğunu tam olarak bilmiyoruz. Winnipeg Üniversitesi’nden asteroid uzmanı Ed Cloutis, “Teleskopla asteroitlere baktığımızda, uzak oldukları için yalnızca nokta şeklinde bir ışık görüyoruz,” diyor.

Asteroitlerin İçeriği ve Yönlendirilmesi

Asteroitlerin İçeriği ve Yönlendirilmesi

Campins, asteroitlerin toz ve kaya karışımından oluştuğunun tahmin edildiğini, ancak bu oranların kesin olarak bilinmediğini ifade etmektedir. Eğer asteroitler su barındırıyorsa bile, başka bir sorun daha bulunmaktadır. 2000 yılından bu yana Uluslararası Uzay İstasyonları’nda astronotlar görev yapıyor, ancak 1972’de Ay’a son yolculuktan sonra kimse uzayda daha uzak hedeflere yönelmedi.

Günümüzde astronotlar, malzeme ve teknik destek bakımından her türlü ihtiyacını Dünya’dan karşılamak durumunda kalıyor. NASA’nın 2030’ların ortasında Mars’a insan göndermeyi planlaması, teknolojide köklü yeniliklere bağlıdır.

NASA / Dünya’ya yakın dolaşan asteroidlerin üzerinde çok sayıda gevşek kaya olduğu tahmin ediliyor.

NASA’nın Asteroit Yönlendirme Projesi işte bu noktada devreye girmektedir. Bu proje, uzayda büyük bir kaya parçasını bulup onu Dünya’ya yakın bir yörüngeye oturtmayı hedefliyor. İlk adım olarak, asteroite robotik bir uzay aracı gönderilecek. Bu üç ayaklı araç, kaya parçasının üzerine konduktan sonra iki mekanik kol ile onu kavrayarak taşıyacak. Böylece “yerçekimi traktörü” adı verilen bir teknikle, asteroit bu kayaya doğru çekilecek ve yeryüzünü tehdit etmeyecek bir yörüngeye yerleştirilecektir. Daha sonra, Ay’a ulaşmak için 80 milyon kilometrelik bir mesafe kat edilecektir. Uzay boşluğunda sürtünme olmadığı için, bu kütleyi güneş enerjisi ile xenon gazını hızlandırarak kolayca itmek mümkün olacaktır. Bu uygulama, Mars’a astronot gönderme planları için tasarlanan teknolojinin denenmesi olarak da işlev görecektir.

Asteroitlerin Tehditleri ve NASA’nın Yönlendirme Projesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin