ASMR: Beyin Orgazmının Gizemi
ASMR videoları, son yıllarda hızla yayılan bir fenomen haline gelmiştir ve milyonlarca izleyiciye ulaşmaktadır. Ancak ASMR nedir? ASMR, yani Otonom Duyusal Meridyen Tepkisi, beynimizdeki aşırı haz dolu durumları tanımlayan bir kavramdır. Bu durum, beynimizdeki karıncalanma hissinin verdiği tarifi zor haz duygusuyla birleşir ve sıkça “beyin orgazmı” olarak adlandırılır. Fısıldayan konuşmalar, görsel hipnotik uyaranlar ve çeşitli beden hareketleri, insanların beyninde ve kulaklarında karıncalanma hissi uyandırarak, bu durumu tetiklemektedir.
ASMR videolarında izleyicilerin beyninde dopamin salgısını artıran bazı içerikler şunlardır:
- Fısıldayarak konuşma
- Yemek yeme ve çiğneme sesleri
- Tek renkten oluşan içerikler
- Farklı yüzeylere dokunma ve hışırtı sesleri
- Parmak hareketleri
- Objelerin birbirlerine sürtünme sesleri
- Kinetik kum ve slime videoları
Bu videoları izleyen kişilerde hoş bir his oluşur. Bu “hoş olma” durumu, tariflenmesi zor bir haz duygusu içerir. Beynimiz, sürekli hareketleri izleme ve takip etme eğiliminde olduğundan, derin bir gevşeme moduna geçer. Düşük frekanslı sesler, dikkatle takip etme dürtüsünü artırarak, beynimizin haz duygusuna odaklanmasını sağlar. Bu sırada, izlediği video veya dinlediği seslerle bir şey başardığını düşünür. Günlük yaşamın karmaşasında, beta beyin dalgaları hâkimken, gamma beyin dalga senkronizasyonuna geçince “anda kalma” deneyimi yaşarız.
İlk Araştırmalar ve Sonuçlar
İlk ASMR araştırması 2015 yılında, Galler’deki Swansea Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, ASMR videoları izlerken beyinlerinde garip ve keyifli bir karıncalanma hissi yaşadığını bildiren 475 kişiyle inceleme yapılmıştır. Bu kişilerin çoğu, uykuya dalmalarına yardımcı olmak ve stresle başa çıkmak için YouTube’da ASMR videoları aradıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca, bu videoları düzenli izleyenlerin, depresyon anketinde yüksek puan alanlar da dâhil olmak üzere, kendilerini gün içerisinde daha iyi hissettiklerini ifade ettikleri gözlemlenmiştir. Kronik ağrı çeken bazı denekler, bu videoların semptomlarını azalttığını bildirmiştir. Winchester, Shenandoah Üniversitesi’nden Prof. Craig Richard, dünya genelinde 100’den fazla ülkeden 20 bin kişiyi kapsayan bir çalışma yürütmektedir. Bu çalışmada, ASMR’nin ne olduğu ve neden var olduğuna dair teoriler geliştirilmiştir.
Bu teori, ASMR videolarının temel amacının izleyicilere rahatlama sağlamak olduğunu öne sürmektedir. Videolar, izleyicilerin kulaklarına nazikçe fısıldayan, özenli kişisel ilgi dolu ve rahatlatıcı sözler içermektedir. Ayrıca, gülümseme sesleri ve mikrofona simüle edilmiş dokunuşlar, bir çeşit okşanma hissi yaratmaktadır. Prof. Richard, bu videoların, izleyicinin beyninde sevilme hissini tetiklediğini ifade etmektedir.
ASMR’nin Nörobilimsel Yönü
Social Neuroscience dergisinde 2017 yılında yayımlanan bir araştırmada, Kanada Winnipeg Üniversitesi’nde beyin orgazmını tetikleyen nedenler incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen verilere göre, beyin orgazmı, kafatası içinde karıncalanma ve zevk duygusunun karışımı olarak tarif edilmiştir. Araştırmacılar, fMRI beyin görüntüleme yöntemiyle ASMR’ye duyarlı ve duyarsız kişilerin beyin işleyişlerini analiz etmişlerdir. Sonuçlar, nörobilimsel açıdan önemli bulgular içermektedir. ASMR deneyimi yaşayan bireylerin, şu üç beyin bölgesinde normale göre artmış bağlantılara sahip olduğu keşfedilmiştir:
- Talamus
- Frontal girus
- Temporal girus
Bu üç beyin bölgesinde daha fazla bağlantıya sahip olan kişilerde, belirli görsel ve işitsel uyaranlar karşısında ASMR hissinin tetiklendiği gözlemlenmiştir. Otonom duyusal meridyen tepkisi, başın tepesinden başlayarak vücuda yayılan sıcak, karıncalanma gibi hoş bir his olarak tanımlanmaktadır.
Çözüm ve Seçimler
Dr. Bora Küçükyazıcı, beyin orgazmı ASMR konusunda şunları belirtmektedir:
“Yaşamın getirdiği koşturmalar, sorumluluklar ve eksik kalan işler sırasında, beynimiz sakinleşmeye ihtiyaç duymaktadır. Doğru meditasyon teknikleri ile bu sakinliği sağlamak mümkündür.”
“Danışanlarımda, duygusal sorunlar ve stres bozukluğu yaşayan bireylerde beta beyin dalga hâkimiyeti görülmektedir. Beta beyin dalgaları, sürekli düşünmek, analiz yapmak ve yaşamı yorumlamaya çalışmakla ilişkilidir. ASMR videoları, beynimizi sakinleştirme yönünde bir etki sağlamaktadır.”
Küçükyazıcı, sözlerine şöyle devam etmektedir:
Orgazm, yalnızca cinsel bir deneyim değil, aynı zamanda beynimizde gerçekleşen bir haz duygusudur. ASMR videolarındaki içerikler genellikle şunları içermektedir:
- Nazikçe ve düşük ses tonuyla fısıldayarak konuşma
- Mikrofona çok yakın nefes sesleri
- Mikrofona hafifçe vurma ve kaşıma sesleri
- Yavaş ve dikkatli el hareketleri
- Yumuşak objelerin tutulması sırasında oluşan sesler
Bu görüntü ve sesli uyaranlarla ASMR deneyimi yaşayan bireyler, kaygı bozukluğu, depresyon ve uyku düzeni sorunlarında azalma yaşadıklarını belirtmektedirler. Danışanlarımdan, bu videoları izlerken şu deneyimleri yaşadıklarını öğrendim:
- Baş ve saçlı deride karıncalanma hissi
- Karın bölgesinde gıdıklanma
- Boyun ve omurga boyunca yayılan sıcaklık
- Dürtüsel olarak izlemeye devam etme arzusu
- Hoş, heyecan verici sıcaklık ve rahatlama hissi
Küçükyazıcı, ASMR’nin Türkiye’deki arama hacmindeki artışı belirterek, “Son beş yıl içinde insanlar, yaşamlarının zorluklarıyla başa çıkmanın bir yolu olarak ASMR videolarını keşfetmişlerdir.” demektedir. “2021 yılı verileri, ASMR videolarının izlenmesinde belirgin bir artış göstermektedir. Pandemi döneminde evde geçirilen zaman, bu tür içeriklerin popülaritesini artırmıştır.”
Dopamin Hormonunu Yönetmek
Küçükyazıcı, “Beynimiz en değerli hazinemiz” diyerek, “Beynimiz, yaşam koşullarına uyum sağlamak için yönetim sağlar. ASMR videoları izlemekten bir sakınca yoktur, ancak kişisel gelişim yolunda ilerlemek isteyen birey, beyninin pre-frontal korteksini devreye almalidir.” ifadesini kullanmaktadır. “ASMR videoları geçici bir rahatlama sağlasa da, bireylerin yaşamlarını yönetme konusunda çözüm geliştirmeleri önemlidir.”
Küçükyazıcı, “Karar ve seçim bizimdir.” diyerek, “ASMR videoları, başkalarıyla şefkatli ve nazik bir bağ kurmayı simüle ederken, sevdiklerimizle geçirdiğimiz kaliteli zaman da duygusal bağlarımızı güçlendirecektir.” sözleriyle düşüncelerini tamamlamaktadır. “Kendimizi tanımak ve duygularımızı anlamak, yaşam amacımızı keşfetmek için kritik öneme sahiptir.”