1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Aşı Süreci ve Sinovac Gelişmeleri

Aşı Süreci ve Sinovac Gelişmeleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aşı Süreci ve Gelişmeler

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, ‘Aşı yarın geliyor’ başlığıyla yayımlanan yazısında, “Sağlık Bakanı Koca, TBMM’de gazeteci arkadaşlarımıza konuşurken, 11 Aralık’ta Çin menşeli Sinovac aşısına başlanılacağını söyledi. Bu, basına 11 Aralık’ta aşı yapılmaya başlanacak şeklinde yansıdı. Sonraki gün bu durum aşının geliş tarihinin 11 Aralık olacağı, dolayısıyla yanlış bir anlaşılmanın olduğu şeklinde düzeltme yapıldı.” ifadelerini kullandı.

Sarıkaya, Sağlık Bakanlığı’ndan aldığı bilgileri aktardığı yazısına şöyle devam etti:

“Aşı Türkiye’ye geldiğinde hemen uygulanamayacağını, bunun için 15 günlük bir bekleme süresinin gerekli olduğunu kamuoyu ilk olarak 29 Kasım’da bu sütunda Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Akın’ın ağzından öğrendi. Eğer 11 Aralık günü aşı ülkeye ulaşmış olsaydı, Aralık’ın 26’sından sonra aşı 60 yaş üstü ve kronik hastalığı bulunanlara öncelik verilerek yapılmaya başlanacaktı. Ancak öngörüldüğü veya beklendiği gibi olmadı; normalde geçen hafta Cuma günü gelmesi gereken aşı, henüz ulaşmadı.”

OCAK AYININ İLK HAFTASINA KALDI

Sağlık Bakanlığı yetkililerine dün nedenini sorduğumda, bunun bazı prosedürlerin tamamlanmasının beklenmesinden kaynaklandığı bilgisi verilmekle yetinildi. Nitekim dün öğrendim ki bu süreç tamamlanmış ve yarın itibarıyla Türkiye’de olacak. Dolayısıyla aşının uygulanmasına başlanması da ancak Ocak ayının ilk haftasında mümkün olabilecek.

Burada dikkat çeken bir soru var; Sinovac aşısının benim de dahil olduğum Faz-3 süreci devam ederken, henüz deneklerden sonuç alınmadan nasıl başlanacağı? HEDEF 20 HASTA İDİ

Çünkü bunun için 13 bin kişi hedeflenmiş ve aşı olanlar arasından 20 hastaya ulaşana kadar da devam edilmesi kararı alınmıştı. Bunun anlamı, aşının güvenliğini kontrol etmek için bir plasebo, yani gerçek olmayan sıvı ile iki gerçek aşı yapılanlar arasında rahatsızlanan 20 kişiye ulaşana kadar devam edilmesi amaçlanıyor. Bu rakama ulaşılınca da hangisinin gerçek aşı, hangisinin plasebo olduğuna bakılıyor ve aşı sürecine katılanların durumuna bu kapsamda inceleniyor. Aşı vurulanlar arasında hasta olanlar varsa, nedenlerine bakılıyor. Bunun için de bir süreye ihtiyaç duyuluyor; Türkiye’deki aşı çalışmalarında da bu noktaya henüz gelinmiş değil.

ARA DEĞERLENDİRME DE OLUR

Ancak bu da bir zorunluluk oluşturmuyor; bazı ülkelerin yaptığı gibi ‘ara değerlendirme’ de söz konusu olabiliyor. O ana kadar yapılanların durumuna bakılıyor ve hepsinde ne denli antikor ürettiği ve kaçında rahatsızlığa yol açtığı inceleniyor. Türkiye’de bugüne kadar 5 bin kişiye denek olarak aşı yapılmış durumda. Sağlık çalışanlarıyla başlayan süreç boyunca henüz ciddi bir sorunla karşılaşılmamış. En çok ilk yapıldığı gün hafif ateş, kırgınlık ve birkaç kişide de baş ağrısı görülmüş. Onun ötesinde ciddi bir belirti ortaya çıkmamış.

Bunun için bir ara değerlendirmeyi Türkiye’de yapabilir mi? Konuyla ilgili olanlar, Sağlık Bakanlığı’nın erken değerlendirme için Bilim Kurulu ve Etik Kurul’a başvurmasının gerektiğini ifade etti. Bunun ardından ara değerlendirme için kod kırımı yapılıp, durum tespitinin yapılabileceğini de kayda geçirdi. Bu yolu izleyen başka ülke olup olmadığını sordum; üretici ülke Çin, bu yola gitmiş ve ara değerlendirme yapmış. Faz-3 sonuç değerlendirmesini de yakın zamanda yapmak üzereymiş. Benzer durumun Brezilya için de olduğunu belirtti, bir ara değerlendirme sonrası 23 Aralık’ta tam değerlendirmenin açıklanacağı bildirildi.

Bir intihar olayı nedeniyle aşının Faz-3 çalışmasına da kısa süre ara veren Brezilya, daha sonra denek olarak katılan kişiye gerçek olmayan plasebo yapıldığı anlaşılmış ve yeniden süreci başlatmış ve 170 vakaya ulaşmıştı. Gelecek hafta Çarşamba günü yapacağı açıklamanın da birçok ülkeye örnek teşkil etmesi bekleniyor.

Türkiye, ara değerlendirme yaparsa hemen aşılama başlayabilir mi?

Aktarıldığına göre bir sakınca görünmüyor, çünkü şu ana kadar 5 bin kişinin geniş bir bölümünde bir ayı aşmış durumda.

DENEKLER AÇIKLAYABİLİR

Örneğin bunlardan biri de Prof. Dr. Taner Demirer. Her ne kadar aşı deneği olarak katıldığı Faz-3 çalışmasının üzerinden 15 gün sonra yaptırdığı IgG antikor seviyesindeki yükselişi açıkladığı için ciddi bir tartışmanın içine girse de, bu satırların yazarı gibi altına imza koyduğumuz sözleşme bizi bundan alıkoymuyor. Yani bu sürece benim veya Taner Demirer gibi katılan herkes, ikinci kol aşıyı olduktan 15 gün sonra gidip antikor seviyesine baktırma hakkına sahip. Onunla ilgili veri açıklamama yasağı Faz-3 denekleri değil, o sürece katkı veren çalışanlar.

Dolayısıyla Demirer, aşı karşıtlığını kırmak için bu sürece benim gibi katılan bir bilim insanı oldu. Ayrıca Türkiye’de en fazla Faz çalışmalarına hem yurt içinde hem de yurt dışında katılmış bir kişi; yani neyin ne olduğunu bilen bir bilim insanı.

YARI AYDIN KARŞITLIK

Prof. Dr. Demirer ile dünkü sohbetimde dile getirdi ki, Türk bilim insanlarının BioNTech laboratuvarındaki çalışma sonucu üretilen mRNA’da denek olma olanağı bulunsaydı, kendisi de benim gibi onu da olmakta sakınca görmezdi. Zaten toplumda yarı-aydınların aşı karşıtlığının etkisinin zirve yaptığı bir dönemde daha fazla aşı destekçisi gerekiyor. Yoksa kaygının yerini gittikçe tereddüt ve şüpheye terk ettiği bir dönemde en küçük cümleden dahi herkes nem kapıyor. Bazıları aşının içine çip koydu, sıkılmasa füze sistemi de yerleştirmesine az kaldı. Sorun ise onlara inananların da artıyor olmasında.”

Aşı Süreci ve Sinovac Gelişmeleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin