Antikythera Düzeneği: Antik Yunan’ın Gizemli Astronomik Cihazı
Profesör Freeth, Antikythera Düzeneği’ni, “Güneşin, Ay’ın ve gezegenlerin konumlarını hesaplayarak tutulmaları ve bu olayların özelliklerini tahmin eden, bu tahminleri ön ve arka kadranlarda görüntüleyen antik bir Yunan astronomik hesaplama makinesi. Çok sofistike çıktılara sahip, olağanüstü bir cihaz” olarak tanımlıyor.
“Tam Bir Gizemdi”
Profesör Freeth, Antikythera Düzeneği’nin bulunuşuyla ilgili verdiği bilgide, “Yüzyıl önce, bir sünger dalgıcı, Akdeniz’deki Antikythera Adası yakınlarında, M.Ö. 70’li yıllara tarihlenen antik Yunan tarihi eserleri ve hazineleriyle dolu bir gemi enkazı keşfetti. Ancak özellikle bir parça, diğer eserler arasında dikkat çekici görünmüyordu. 82 bronz parçadan oluşan bu keşif, bir tür mekanizma gibi görünüyor ama diğer eserler kadar önemli görünmüyordu. Parçalar, belli bir süre sonra incelenmek üzere Atina’daki Yunan Ulusal Arkeoloji Müzesi’ne götürüldü. İlk incelemeden sonra, üzerlerinde, o dönemde var olmaması gereken ve büyük bir şaşkınlık yaratan hassas matematiksel dişli çarkların bulunduğu anlaşıldı. O andan itibaren, bu şeyin ne olduğu konusunda büyük tartışmalar başladı. Tam bir gizemdi” ifadelerini kullanıyor.
Bilim insanları, uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda parçaların tek bir ‘cihaza’ ait olduğunu keşfetti ve üzerindeki yazılar sayesinde bunun astronomiye ait bir cihaz olduğunu tespit etti. Ancak Antikythera Düzeneği’nde bulunan ve bazıları bir madeni para büyüklüğündeki dişli çarkların keşfi, bu mühendisliğin M.Ö. 70’lerde nasıl var olabildiği konusunda bilim insanlarını hayrete düşürdü.
“Çembersel Kadranların Ne İşe Yaradığını Bilmek İstiyorsanız Üzerindeki Numarayı Sayacaksınız”
Geleneksel 2D X-ray (röntgen) ile büyük parçalar üzerinde birbirine yapışmış ve örtüşen farklı büyüklüklerde 30 dişli çark ortaya çıkarıldı. Bu noktadan yola çıkarak bilim insanları ve uzmanlar, teknolojiyi ve bilgi birikimini çözmek için bu cihaz üzerinde çalışmaya başladı. 2005 yılında Prof. Freeth ve ekibi, Atina’ya giderek Antikythera Düzeneği’ni üç hafta boyunca 3D X-ray cihazıyla görüntülemeye başladı. Bu çalışma sonucunda elde edilen yüksek kaliteli veri ve görseller, düzeneğin arkasındaki üç ana daire şeklindeki parçanın hepsinin benzer olduğunu ve aynı kadranın parçası olduğunu ortaya koydu.
Prof. Freeth, düzeneğin üzerindeki kadranlar hakkında bilgi vererek, “Çok basit bir strateji geliştirdim. Düzeneğin kadranının ne işe yaradığını bilmek istiyorsanız, kadrandaki skala bölümlerini saymalısınız. Bir süre ölçüm yapıp karar verdikten sonra, bu kadranın etrafındaki diş sayısının 223 olduğunu fark ettim. Böylece alt arka kadranın bu 223’e dayalı bir tutulma tahmin kadranı olduğuna ikna oldum” dedi. Prof. Freeth, böylece bu cihazın yalnızca tutulmaları tahmin etmekle kalmayıp, aynı zamanda tutulmanın zamanını, gününü ve tutulmaların özelliklerini de gösterdiğini tespit ettiklerini vurguladı.
Gizli Antik Yunan Yazıtları
Prof. Freeth ve uzman ekibi, düzeneğin arkasındaki ve önündeki yazıtlar üzerinde çalışmaya devam etti. Çalışmanın sonucunda Ay ve gezegenlerin döngü rakamlarını keşfettiler. Prof. Freeth, bu bulgularını şöyle açıklıyor: “Bu sayıların antik astronomide bulunması son derece şaşırtıcı. Neredeyse bin yıl öncesine ait çok kapsamlı Babil kayıtlarının hiçbirinde ve daha önce Yunan astronomisinde hiç kimse bu rakamları bulamadı.”
Çalışma sonucunda ortaya çıkardıkları model hakkında bilgi veren Prof. Freeth, “Modelimizin orijinalin bir kopyası olduğunu iddia edemeyiz, ancak bu dolambaçlı 3D bulmacaya yönelik çözümümüz, modelimizin mantığından ve hayatta kalan kanıtlarla tam eşleşmesinden güçlü bir destek alıyor. Antikythera Düzeneği, matematiksel astronomi için bir hesaplama aracıydı” diye konuştu.