Ali İsmail Korkmaz’ın Anısı: 10. Yıldönümünde Acı Hatıralar
Takvimler 2 Haziran 2013’ü gösteriyordu. Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de düzenlenen Gezi Parkı protestolarına katıldı. Ancak girdiği bir ara sokakta, polisler ve siviller tarafından acımasızca saldırıya uğradı. Aldığı ağır darbeler sonucunda hastaneye kaldırıldı ve 38 gün boyunca komada kaldı. Ne yazık ki, 10 Temmuz 2013 günü, sadece 19 yaşında hayata veda etti.
Vefatının 10. yıldönümünde, Cumhuriyet TV’ye konuşan Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, yaşadığı acıları ve sürecin zorluklarını aktardı. Gözyaşları içinde, “Bana ‘mama’ deyişini çok özledim, hala ilk günün acısını yaşıyorum” diyerek duygularını dile getirdi.
Bana ‘Mama’ Deyişini Çok Özledim
Anne Korkmaz, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan büyük depremi hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Canım yanıyor, 10 yıl oldu, hala ilk günün acısını yaşıyorum. Yavrum 19 yaşındaydı, bugün 29 yaşında olacaktı ama katiller buna müsade etmedi. Ali İsmail’in sesini, kokusunu çok özlüyorum; bana ‘mama’ deyişini özlüyorum. 6 Şubat’ta yaşanan deprem, acılarımızı bir kez daha gündeme getirdi. Özlemim her geçen gün artıyor. Ali İsmail’in 2 yeğeni vardı, şimdi 8 yeğeni oldu. Belki onları çok güzel bir eğitime yönlendirecekti. Yeğenleri hep soruyor, ‘Ali İsmail amcam/dayım keşke ölmeseydi’ diyorlar. ‘Nasıl öldü?’ diye soruyorlar, bu sorulara cevap veremiyorum.”
Katillerin Cezalandırılmaması Canımı Daha Çok Yakıyor
Sanık polis Hüseyin Engin’e basit yaralama suçundan verilen 7 ay 15 gün hapis cezasını eleştiren Korkmaz, “Hiçbir adil yargılama süreci olmadı. Ali İsmail’in darp görüntülerünü Türkiye değil, dünya izledi. Buna rağmen çok basit cezalarla, 10 yıllık, ödül niteliğinde bir cezayla ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra denetimli serbestlikle hepsi dışarıdalar. Hepsi şu an dışarıda, elini kolunu sallayarak geziyor ama benim oğlum 10 yıldır toprak altında. Katillerin cezalandırılmaması canımı daha çok yakıyor. Yargıtay’a ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk, onanıp geri gönderildi. Hiçbir cezai işlem yapılmadı. Şu an Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduk ama maalesef bu ülke adaletsiz bir ülke. Bu ülkenin adaletsiz olduğuna bir kez daha inandım.” ifadelerini kullandı.
Başka Anneler Ağlamasın
Korkmaz, hakimlere seslenerek, “Ben oğlumu kaybettiğim ilk günden beri hep şunu diyorum: Ben ne yaparsam yapayım evladım geri gelmeyecek ama başka anneler ağlamasın diye mücadele verdim. Sonuç ne olursa olsun oğlum geri gelmeyecek, bunu biliyorum ama en azından caydırıcı bir ceza olsun” dedi.
Sivil Toplum Bilinci Olan Bir Çocuktu
Ali İsmail Korkmaz’ın sivil toplum bilincine dikkat çeken Korkmaz, sözlerini şöyle noktaladı: “Ali İsmail hayatta kalsaydı, onu Türkiye değil, bütün dünya tanıyacaktı. Çünkü Ali İsmail, toplum için bir şeyler yapmaya çalışan bir çocuktu. Küçücük yaşında, lise 2’deyken bile arkadaşlarını örgütleyip huzurevi ziyareti yaptı, kimsesizler yurduna gitti, köy okullarına kitap götürdü, engelli kardeşlerimize kapak topladı. Çocukları haftanın 5 günü bizim evimize toplayıp kitap okuttu, en iyi özet çıkarana hediyeler aldı. Sivil toplum bilinci olan, çevreye duyarlı bir çocuktu. Hayatta kalsaydı çok güzel bir şekilde tanınacaktı ve ülkeye çok faydalı olacaktı. Zaten Ali İsmail’in İngilizce öğretmenliği okumasının amacı, mütercim tercüman olmaktı. Dünyayı gezip farklı kültürleri, farklı insanları tanıyıp öyle bir hayat sürmek istiyordu ama 19’unda kaldı benim oğlum, 19’una kadar yaşayabildi. Herkese saygısı olan bir çocuktu; inanın Ali İsmail’i 10 yıldır kaybettiğimden beri beni kırdığı bir şeyi hatırlamıyorum. Canım yanıyor.”