Alerjik Konjonktivit ve Etkileyen Faktörler
Alerjik vakaların artışında polenlerin, güneş ışınlarının ve havuzlardaki klorun etkisi oldukça belirgindir. Özellikle yaz aylarında, kedi, köpek ve kuş gibi evcil hayvanların tüy dökme mevsimi, gözler üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açar.
Alerjik konjonktivitin başlıca belirtileri arasında gözlerde kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve ışığa hassasiyet sayılabilir.
Mevsimsel Alerjik Konjonktivit
Mevsimsel alerjik konjonktivit, genellikle mayıs ile temmuz ayları arasında çayır otu ve diğer bitki polenlerine bağlı olarak gözde meydana gelen bir reaksiyondur. Bu durum, polenlerden kaynaklandığı için aksırma, öksürme ve nefes darlığı gibi diğer sistemik belirtilerle de birlikte görülebilir. Genel olarak, çocuk yaş grubunda bu tür vakalara daha sık rastlanmaktadır.
Vernal Konjonktivit
Vernal konjonktivit, göz kapakları ve gözün saydam tabakasında tutulum yapabilen bir alerjik reaksiyondur. Bu durum genellikle 10 yaşından sonra ortaya çıkar ve erkek çocuklarda 4 kat daha fazla görülmektedir. 20 yaşından sonra alerjik konjonktivitin sıklığında bir azalma gözlemlenmektedir.
Vernal konjonktivit, sıcak ve kuru iklimlerde daha yaygın olduğundan, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde sıkça rastlanan bir durumdur.
Öneriler ve Korunma Yöntemleri
- Saat 11.00 ile 16.00 arasında güneşin dik geldiği saatlerde dışarı çıkmaktan kaçınılmalıdır.
- Polenlerin yoğun olduğu saatlerde hassasiyeti olan bireyler uyarılmalıdır.
- Kontakt lens kullanımına ara vermek önerilmektedir.
- Dışarı çıkıldığında mutlaka koruyucu güneş gözlükleri ve siperlikli şapka takılmalıdır.
- İç mekanlarda pencerelerin mümkün olduğunca kapalı tutulması faydalıdır.
- Havalandırma yerine polen filtresi olan klimalardan yararlanılmalıdır.
- Araba ile seyahat ederken camların kapatılması önerilmektedir.
- Soğuk kompres uygulamak rahatlatıcı olabilir.
- Suni gözyaşı kullanımı, gözümüze gelen polenleri temizlemek için faydalıdır.
Tedavi ve Riskler
Tedavi edilmezse alerjik konjonktivit, kalıcı görme kaybına yol açabilir. Hem anne hem de babasında alerjik bulgular bulunan bireylerde, alerjik göz belirtilerinin ortaya çıkma olasılığı %60 civarındadır. Alerjik göz rahatsızlığı olan bireyler genellikle atopik (genetik yatkınlık) olarak tanımlanır ve bu kişilerde göz alerjisi dışında astım gibi başka rahatsızlıkların da gelişme riski bulunmaktadır.
Hastalık ilerleyici ve tekrarlayıcı bir hal aldığında, gözün saydam tabakasını etkileyerek kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir.