Manisa’nın Alaşehir İlçesinde Üzüm Üreticileri Zor Günler Geçiriyor
Manisa’nın Alaşehir ilçesinde, üzüm üreticiliği yapan çiftçiler, artan maliyetler ve iklim değişikliği nedeniyle yaşanan pornoz hastalığı sebebiyle büyük zorluklarla karşı karşıya. Üreticiler, devletin bu konuda yardım etmesini bekliyor.
“PORNOZ HASTALIĞI ÜZÜMLERİ YAKALADI”
Çiftçi Mustafa Bulut, bu yıl hava şartlarının olumsuz etkileri nedeniyle üzüm rekoltesinin ciddi şekilde düştüğünü ifade ederek, “Bu yıl hava şartlarından dolayı üzümlerimiz pornoz denilen hastalığa yakalandı. Yağmurların fazla olması nedeniyle üzümler bu hale geldi. Sezon boyunca ilaçlarımızı attık, masraflarımızı yaptık; fakat sonuçta pornoz hastalığı bu üzümleri etkiledi. Şu anda durumumuz çok kötü. Üzüm fiyatı ne olursa olsun, bizi kurtarmaz. Burada üzüm 100 lira olsa ne olur, olmasa ne olur; asmalarda üzüm yok. Üretici bu şekilde kesinlikle ilaç paralarını ödeyemez. İlaç maliyetini bile karşılayamayız, bırakın mazotu ve bağın sulanmasını. Her tarafta yokluk var. Bu yıl bağcı ve üzümcü olarak hepimiz kötü durumdayız. Hükümetimizin, devletimizin bu konuya sahip çıkmasını ve bankalara olan borçlarımızı nasıl ödeyeceğimizi bekliyoruz. Bu konuda devletin yardım etmesi gerekiyor. Bizim başka bir gelir kaynağımız yok. Sadece bağcılık yapıyoruz; bu bölgedeki tek geçim kaynağımız üzüm. Bu işin çözümü devlettir, devletin bize yardım etmesi lazım. Bağcılara ve bağa destek verilmesi gerektiği aşikar. Bu sorun sadece burada değil, Gediz havzasında da mevcut. Bu üzümün katma değeri çok yüksek; Avrupa’ya satılıyor. İşletmeler bu konuda boşta kalacaklar. Bizim bu işi devam ettirebilmemiz için borçlarımızın ertelenmesi gerekiyor. Yardım edilmesi şart. Şu anda 460- 470 milyar borcum var. Eğer bu üzümlerden bu parayı alamazsam, borcumu ödeyemem. O zaman icra mı gelir, ne olur bilmiyorum. Don olduğunda üzümün gözleri yanıyor, zaten üzüm çıkmıyor. Dondan dolayı burada yüzde 50 zarar var.”
“3 DEFA İLAÇLAMAMIZ GEREKEN YERİ 7-8 DEFA İLAÇLADIK”
Üreticilerden Selim Ergül ise mazot fiyatlarının artışına dikkat çekerek, “Ben de çiftçiyim, tek geçim kaynağımız çiftçilik. Bu sene girdiler ve maliyetler çok yüksek olduğu için bağlarımızın yüzde 90’ı bu durumda. Borcu olmayan köylü yok, hepimizin borcu var. Öncelikle mazotun tarım için daha uygun fiyata verilmesini talep ediyorum. Seçimden önce mazot 18 liraydı, şimdi ise 40 lira. Geçen sene bağda kullandığımız zirai ilaçların fiyatları yüzde 100 yükseldi. Hava şartları nedeniyle 3 defa ilaçlamamız gereken yerleri 7-8 defa ilaçladık. Şu anda maliyetlerimiz çok yüksek. Bize yardımcı olmalarını ve mazot girdilerinin düşürülmesini istiyorum.”
“BUNU HİÇBİR FİYAT KURTARMAZ”
Diğer bir üretici Şener Kahraman, hükümetin belirlediği taban fiyatın 70 lirayı geçmesi gerektiğini belirterek, “Ben çiftçilik ve bağcılıkla uğraşıyorum. Bütün bağlarımız aynı durumda. Üzümlerimize hastalıktan dolayı şikâyet ediyoruz ama aşırı yağışlar nedeniyle geçmiş yıllarda da benzer durumlarla karşılaştık. Bu yıl eski rekoltelerin dörtte birine bile ulaşamadık. Sıkıntımız çok büyük. Bağlarımız bu halde. Fiyatlarımız yüzde 200 artmış durumda. Buna rağmen ilaçlamayı 3 kat daha fazla yapmak zorunda kaldık. Çiftçi olarak aşırı borçlar altındayız. Ne diyebilirim ki, bunu hiçbir fiyat kurtarmaz. Mevcut üzümlerimiz varsa bile, 70 liranın altında bir fiyat çiftçiyi borç batağından kurtarmaz. Geçtiğimiz sene fiyat 27 lira olarak açıklandı. Açıklandığı günden itibaren fiyat 18 lira ile 20 lira arasında değişti. Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat açıkladı ama randevu almak ve ulaşmak neredeyse imkânsızdı. Çiftçinin borçlarını paraya çevirmesi gerekiyordu ama en yüksek 20 liraya kadar satabildi. Geçen yıl maliyet zaten 20 liranın üzerindeydi. Her çiftçinin borcu vardır. Hiç borcum yok diyen çiftçinin mevcut maliyeti borçtur. Parası olan zaten çiftçilik yapmaz. Şu anda dekar başına maliyetlerimiz 15 bin lirayı aşmış durumda. Şu an üzüm yok ki maliyet çıkartalım. Ancak devletin çiftçiyi bu zor durumdan kurtarması için desteklemesi gerekiyor. Çiftçiler sigorta yaptırmaya isteksiz. Yaptıranlar var ama sigorta sadece ayaz vurduğunda gelip bakıyor. İklim krizi nedeniyle 40-45 derece sıcaklıklar artık buralarda da görülüyor, bu durumun etkileri çok büyük. Bağlar, asma yaprakları kötü bir hale geldi. Salamura yapraklarımız da aynı şekilde etkilendi.”
“PONOZ BİZLERİ TAMAMEN PERİŞAN HALE GETİRDİ”
Üretici Erdal Barut, “Bu bölgede bağcılıkla uğraşan biriyim, 50 yıldır bu işi yapıyorum. Bu seneki gibi bir zararı daha önce görmedim. Hem girdi fiyatları hem de mart ve nisan ayındaki soğuklarla bu sorunları yaşamaya başladık. Üzümdeki doğuş az oldu; mayıs ve hazirandaki yağmurlar sonucu oluşan pornoz bizleri tamamen perişan hale getirdi. Geçtiğimiz sene 8-10 lira olan mazotun girdisi, seçimden önce 21 liraydı. Şu an ise 39 lira. Geçen yıl 500-600 lira olan zirai ilaçların fiyatı bu yıl 3-4 bin lira. Bu işin altından kalkmamız imkânsız. Küresel iklim krizi giderek bağları başka bir yere çekiyor. Zararların bir şekilde temin edilmesi gerekiyor. Bu köyde bir gelir kaynağımız daha vardı, yaprak satıyorduk. Mayıs ayından ağustos ayına kadar yaprak satışı yapabiliyorduk, ama bu yıl Haziran 15’te yaprak bitti. Nereden bakarsanız bakın, insanlar bir şeyler üretmeye çalışıyor. Destek göremediği sürece bu işten bıkıyorlar. Sıkıntılarımız büyük, dertlerimiz de çok büyük. Bunların giderilmesi şart. Ancak nasıl olacağını kimse bilmiyor. Geçen seneki kardan mı vazgeçeceğiz? Ama geçen sene de kar edemediğimizin altını çizelim. Geçen yıl benim bağımda yüzde 100 dolu zararı vardı ama hiç bir şey alamadım. Borçsuz çiftçi yoktur; zirai koruma bitki bayilerine baktığınızda herkesin borcu sayfalar dolusu. Mazot zaten veresiye alınıyor.”