Afetlerin Kadın Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Afetler, yalnızca can ve mal kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toplumda birçok sağlık sorununu da beraberinde getirir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Küçük, geçmişte yaşanan afetlerden elde edilen akademik veriler ışığında, özellikle kadın sağlığına dair önemli noktaları vurgulamaktadır. Prof. Dr. Küçük, “Afetlerde kadın ve erkekler farklı sağlık sorunlarıyla karşılaşmaktadır. Cinsiyet bazında bakıldığında, kadınlar sağlık sorunlarından daha fazla etkilenmektedir” diyor.
Kadın Sağlığında Hijyenin Önemi
Kadın sağlığının en önemli unsurlarından biri hijyen olduğu için, Prof. Dr. Küçük şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Menstrüel hijyen yönetimi (MHY), menarş (ilk adet) ve menopoz arasındaki kadınlar ve ergen kızlar için hijyenin kritik bir yönüdür. Adet gören yaş grubundaki kadınlar ve genç kızlarla ilgili önemli bir konu olmasına rağmen, geçmişte yaşanan küresel afetlerde MHY’nin afet sonrası müdahalelerde sıklıkla göz ardı edildiği görülmektedir. Özellikle deprem bölgelerinde tuvalet yokluğu, mahrem alan eksikliği ve temiz su bulamama gibi sorunlar, kadın sağlığını ciddi şekilde olumsuz etkiler. Ayrıca, afet sonrasında kadınların cinsel hayatları ve üreme sağlığı da tehdit altına girebilir. Hijyen malzemelerine erişimde zorluk yaşandığında, genital ve üriner enfeksiyonlar sıklıkla görülmektedir. Vajinal yanma, kaşıntı ve kötü kokulu akıntı gibi durumlarla karşılaşanların, acilen sağlık merkezlerine başvurması gereklidir. Unutulmamalıdır ki, el jelinin mikropları öldürmede sabun kadar etkili olmadığına dikkat edilmelidir.”
Dengeli Beslenmenin Önemi
Afet sonrası bozulan beslenme alışkanlıkları üzerine de önemli bilgiler veren Prof. Dr. Küçük, “Afet anında evden çadır kent yaşamına geçiş, sağlık sorunlarına yol açabilir. Yapılan akademik araştırmalara göre, afetlerde; protein-enerji yetersizliği, diyare (ishal), anemi (kansızlık), vitamin eksiklikleri ve yeme davranışı bozuklukları gibi komplikasyonlar sıkça görülmektedir. Afetlerin gebelik sonuçları üzerinde de olumsuz etkileri olduğu, erken gebelik kayıpları, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi durumların gözlemlendiği bilinmektedir. Bu bağlamda, gebelerin beslenmelerinde protein alımına ve su tüketimine dikkat etmeleri büyük önem taşımaktadır.” şeklinde konuştu.
Anne Sütünün Önemi
Yeni doğan bebeklerde anne sütünün ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Küçük, “Anne sütü, afet anlarında bebekler için en güvenilir besin kaynağıdır. Bu nedenle annelerin bebeklerini emzirmesi, afet koşullarında daha da kritik hale gelir. Hazır mamalarla beslenen bebekler, anne sütündeki koruyucu antikorlardan yoksun kalacakları için enfeksiyon ve ishal gibi sağlık sorunlarına daha duyarlıdır. Bu durum, dehidrasyona (sıvı kaybı) ve yetersiz beslenmeye yol açabilir.” dedi.
MHY Kitlerinin Dağıtımında Kadın Liderliği
“Yapılan araştırmalara göre, MHY (Menstrüel Hijyen Yönetimi) kitlerinin dağıtımının kadın liderliğinde yapılması, diğer gıda dışı malların dağıtımından ayrı gerçekleştirilmesi gerektiği önerilmektedir. Ayrıca, MHY ihtiyaçlarının anlaşılması için erkek katılımının önemi de göz ardı edilmemelidir. Bu sayede, erkekler kadın odaklı dağıtımların nedenlerini anlayabilir ve adet döneminde artan su ihtiyacına daha duyarlı hale gelebilirler.” dedi.
Kadınların Sesinin Duyulması Gerekiyor
Prof. Dr. Küçük, “Dünyada meydana gelen afetlerden elde edilen verilere göre, kadınların MHY ihtiyaçlarının sıklıkla göz ardı edildiği tespit edilmiştir. Birleşmiş Milletler, kadınların afet riskinin azaltılması, hazırlıklı olma ve müdahale süreçlerine katılımını desteklemektedir. Ancak, afet bölgelerindeki çalışmalara göre kadınların sesleri genellikle duyulmamaktadır.” diyerek bu konunun önemine dikkat çekti.
Afet Sonrası Yaşanan Sorunlar
Afet sonrası yaşanabilecek sağlık sorunları hakkında da bilgi veren Küçük, “Adet düzensizlikleri ve adet görmeme gibi döngü anormallikleri, stresle bağlantılı olarak ortaya çıkabilmektedir. Çalışmalar, kadınların yaklaşık %21’inin, deprem sonrası adet döngülerinin düzensiz hale geldiğini göstermektedir.” dedi. Ayrıca, “Depremde çok sayıda kayıp yaşayan kadınların yaklaşık %30’u bu durumdan etkilenmiştir.” ifadelerini kullandı.
Cinsel İstek ve Psikolojik Sağlık Üzerindeki Etkiler
“Afet bölgelerinde genital sistem enfeksiyonu semptomları, deprem öncesine göre daha yüksektir. Kadınların cinsel yaşamlarından duydukları memnuniyet de belirgin bir şekilde azalmaktadır. Bir araştırmada, depreme maruz kalan kadınların %89’u hamile kalmak için bir plan yapmayacaklarını belirtmiştir.” dedi.
Kız Öğrenciler İçin Psikolojik Destek Gerekli
Son olarak, kız öğrenciler için psikolojik destek gerekliliğine dikkat çeken Küçük, “Deprem sonrası, kız öğrencilerde zihinsel sağlık ile anormal menstrüasyon arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, doğal felaketlerden etkilenen kız öğrenciler için psikolojik müdahale özellikle önem arz etmektedir.” diyerek sözlerini tamamladı.