AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın Türkiye Ziyareti
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 24 Ocak’ta Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyaret öncesinde, bölgesel gelişmeleri ve Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi. Kallas, AB’nin dış politika ve savunma ajandasını, Suriye’deki yeni yönetimle ilişkileri, Gazze’deki ateşkesin sürdürülebilirliği ve yeni ABD yönetimi ile ele alacakları konuları AA muhabirine aktardı.
“TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETMENİN TAM ZAMANI”
Türkiye’yi ziyaretinizden önce, Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumunu ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesajınız nedir?
Türkiye, stratejik olarak önemli bir ortağımızdır. Bu nedenle, Türkiye ile kapsamlı ortaklıklar kurma isteğimiz açıktır. Son ziyaretim 2022 yılında gerçekleşti, bu yüzden Türkiye’yi ziyaret etmenin tam zamanı. Bu ziyareti, görev süremin ilk bölümünde gerçekleştireceğim. Birçok önemli konu var; bölgesel güvenlikten enerji işbirliğine kadar çeşitli alanlarda işbirlikleri geliştirme fırsatı bulacağız. Dolayısıyla işbirliği için çok fazla alan var.
Türkiye’yi sadece bölgesel işbirliği için bir aktör olarak mı görüyorsunuz, yoksa Türkiye’nin AB’ye aday ülke olduğu gerçeğini de dikkate alıyor musunuz? Ziyaretinizi Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog ve Türkiye-AB Ortaklık Konseyinin yeniden canlandırılması açısından bir ön adım olarak yorumlayabilir miyiz?
İkimiz de Doğu Akdeniz’de istikrar ve güvenlik sağlama konusunda ortak bir ilgi taşıyoruz. Bu, özellikle Suriye ile ilgili olarak ortak çıkarlarımız arasında. Ayrıca, bu bölgenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan ilgimiz de önemli. Gazze’deki ateşkesin sürdürülmesi de barış için kritik bir konudur. Dolayısıyla bu konular üzerinde eş zamanlı olarak çalışabiliriz. Türkiye, aday ülke statüsünü koruyor; ancak bu süreçte duraksamalar mevcut. 27 üye ülkeyle çözülmesi gereken birçok konu bulunuyor. Kıbrıs meselesi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve temel haklar gibi konular bizim temas noktalarımızı oluşturuyor.
“NATO’DAN AYRI BİR AVRUPA SAVUNMA SİSTEMİ KURULMALI MI?”
NATO’dan ayrı bir Avrupa savunma sistemi kurulmalı mı; yoksa bunun, NATO’nun halihazırda yaptıklarını mükerrere düşürme riski var mı?
NATO’nun halihazırda yaptığı faaliyetleri tekrarlamamalıyız. AB içinde 27 ordumuz var ve bu orduların birlikte çalışarak kolektif savunmaya katkı sunması gerekiyor. Her ülkenin kendi savunma planlaması ve bütçesi var. Bu nedenle, “Avrupa ordusuna ihtiyacımız var” demek yanıltıcı olur. Ancak, 27 üyenin NATO ve AB çerçevesinde çok iyi bir işbirliği içinde çalışmasına ihtiyaç var. NATO içinde 23 üyemiz bulunması, AB ve NATO’yu doğal ortaklar haline getiriyor. Türkiye de bu ortaklıkta önemli bir müttefik.
“SURİYE’YE YÖNELİK YAPTIRIMLARIN HAFİFLETİLMESİ”
İlk günden beri Suriye’deki yeni yönetime destek konusunda temkinli açıklamalar yapıyorsunuz. Peki şimdi sizin gözleminiz nedir? Ülke doğru yolda ilerliyor mu?
Henüz kesin bir şey söylemek için erken. Suriye yönetiminin doğru şeyler söylediği açık, ancak bunların yanında doğru yönde adımlar atıp atmadıkları belirsiz. Bu nedenle, uluslararası aktörlerin ve bölgesel aktörlerin, özellikle Türkiye’nin ortak bir anlayış içinde olması çok önemli. Suriye yönetiminin kapsayıcı bir yaklaşım sergilemesini bekliyoruz. Radikalleşmeyi istemiyoruz çünkü istikrarlı bir Suriye, herkesin çıkarına. Bu nedenle, iyimser ancak temkinli bir tutum içindeyiz. Yaptırımların hafifletilmesini adım adım tartışmaya hazırız; yani, doğru adımlar atarlarsa, biz de üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. Yanlış yönlere saparlarsa, mevcut yaptırımları geri koyma hakkımızı saklı tutuyoruz.
“SURİYE’Yİ İNŞA EDEBİLMELERİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ”
Normalleşmenin yolu, ülkenin yeniden imarından geçiyor. Peki AB, Suriye’nin yeni yönetimine yönelik sektörel yaptırımlarını kaldıracak mı?
Bunu 27 Ocak Pazartesi günü Dışişleri Bakanları toplantımızda tartışacağız. Bu konulardan biri de sektörel yaptırımlar olacak. Ülkelerinin yeniden inşa edilmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Özellikle bankacılık hizmetlerine erişim, ilk aşamada ihtiyaç duyulan önemli bir konu. Ancak, bir sonraki adımımızın, Suriye yönetiminin atacağı adımlara bağlı olması gerektiğini düşünüyorum. Herkes doğru yönde ilerleme görmek istiyor.
“DEAŞ ÜYESİ AVRUPA VATANDAŞLARININ GERİ ALINMASI”
AB, üye ülkelerini Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG tarafından tutulan AB vatandaşı DEAŞ üyelerini geri almaya ve bu teröristleri adalete teslim etmeye teşvik eder mi?
DEAŞ’a geri dönülmemesinin ve terörizmin azalmasının herkesin çıkarına olduğu açıktır. AB, Türkiye ve diğer ülkeler, bölgemizdeki terör örgütleriyle ilgili risklerle karşı karşıya. Bu nedenle, vatandaşların geri alınması konusunda her şeyi yapmalıyız. Ancak, bu karar her üye devletin kendi iradesine bağlıdır.
“GAZZE’DEKİ ATEŞKES”
AB, Gazze’deki ateşkesi memnuniyetle karşıladı ve insani yardımını artırdı. Peki AB, Gazze’de sadece insani bir rol oynamayı mı tercih ediyor? İsrail Ortaklık Konseyi toplantısında mesajınız ne olacak?
AB-İsrail Ortaklık Konseyi toplantımızın ardından, Filistin Yönetimi ile üst düzey bir siyasi diyalog kuracağız. İki devletli çözüm fikrinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu çözüm için dengeli bir yaklaşım şarttır. Ortaklık Konseyi’nin gündemi, bölgesel durum ve Gazze’deki mevcut durum olacak. Şu anki ateşkes, AB için önemli bir fırsat. Daha sürdürülebilir bir barışın sağlanması için İsrail’in güvenlik kaygıları ile Filistinlilerin var olma hakkının dikkate alınması gerekiyor.
“UKRAYNA KONUSU VE TÜRKİYE’NİN ROLÜ”
Ukrayna konusuna geldiğimizde; ABD Başkanı Donald Trump, savaşı durdurmak istediğini açıkça belirtti. Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerine nasıl yaklaşıyorsunuz?
Hepimizin yapması gereken şey, Rusya’ya büyük baskı yapmak. Çünkü şu anki durumda Rusya barış istemiyor. Rusya’nın Ukrayna’yı ve sivil altyapıyı bombalamayı bırakması ve askerlerini çekmesi, bu savaşın sona ermesi için kritik. Türkiye’nin bu süreçte Rusya’ya baskı yaparak barış sağlama noktasında önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
“YENİ ABD YÖNETİMİYLE İŞBİRLİĞİ”
Trump’ın ikinci dönemi resmen başladı. Brüksel’de bu süreçte endişeli bir bekleyiş olduğunu söyleyebilir miyiz? Yeni ABD yönetimiyle ele alacağınız ilk konu ne olacak?
Seçim dönemleri her zaman çalkantılı zamanlardır. Yönetim değişiklikleri, politikada da değişiklikleri beraberinde getirir. Yeni yönetimle işbirliği yapmaya istekliyiz ve bunun için sabırsızlanıyoruz. İlk ele alacağımız konular güvenlik, savunma ve ekonomik meseleler olacak. ABD ve AB, büyük ticaret ortaklarıdır ve ekonomilerimiz iç içe geçmiş durumdadır. Dış politika konularında, eğer ABD Çin konusunda endişeliyse, önce Rusya konusuna eğilmelidir. Ukrayna’nın bu savaşı kazanması için desteklenmesi, oldukça önemli bir konu.
“ANKARA’DAKİ TOPLANTILARA HAZIRLIK”
Eklemek istediğiniz bir şey, Türkiye ziyaretinizle ilgili paylaşmak istediğiniz bir mesajınız var mı?
Kallas: Ankara’daki toplantılarımı dört gözle bekliyorum. Bu, AB ve Türkiye’nin ortak olduğunu ve işbirliği yapabileceğimiz birçok konu olduğunu gösterecek. Çok teşekkür ederim.