23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimlere hazırlanan Almanya’nın Başbakanı Olaf Scholz, Berlin’deki başbakanlık ofisinde Hürriyet Almanya servisinden Ahmet Külahçı’ya konuştu. Türkiye’nin bölgede arabulucu olarak değerli bir rol oynadığını vurgulayan Scholz, iki ülke ortasındaki alakaları geliştirmek istediklerinin altını çizdi.
‘TÜRKLER OLMASA ALMANYA GELİŞEMEZDİ’
Sayın Başbakan, Türkiye ve Türkler denince aklınıza ne geliyor?
Başbakan Scholz: Kökleri Türkiye’de olan ve kuşaklardan beri ülkemizde yaşayan Almanya’daki çok sayıdaki Türk aklıma geliyor. Ve olağan bölgesinde Türkiye’nin arabulucu olarak değerli rol oynadığı, Türkiye ve Almanya ortasındaki düzgün ekonomik bağlantılar, hoş bir tatil ülkesi ve Türk mutfağı aklıma gelenler. Bu da Almanya ile Türkiye ortasındaki bağları daha da özelleştirmektedir.
Almanya’ya Türk işgücü göçü 63 yıl evvel başladı. Bu Almanya için ne söz etmektedir?
Başbakan Scholz: Almanya’nın ekonomik refahı, 50’li ve 60’lı yıllarda Türkiye ve başka ülkelerden gelen ‘Gastarbeiter’ (Misafir işçiler) olmasaydı mümkün olmazdı. Bu, günümüze kadar ülkemizi etkilemektedir. Birden fazla Türkiye’den olmak üzere halkımızın üçte birinin kökeni öteki ülkelerdedir. İşte bu nedenle de Başbakan olarak Vatandaşlık Yasası’nda ıslahatı hayata geçirmekten memnuniyet duyuyorum. Bu yasa birçok şahsa kökenlerinin bulunduğu ülke vatandaşlığından feragat etmek zorunda kalmadan Alman vatandaşlığını alma imkânı sağlamaktadır.
‘VATANDAŞLIK YASASI İPTALİ KUSUR OLUR’
CDU/CSU’nun bu maddeyi iptal etme planlarına ne dersiniz?
Başbakan Scholz: Bu ülkemiz açısından çok büyük bir yanılgı olur lakin bu bahisteki kararı 23 Şubat’ta yapılacak genel seçimlerde seçmenler verecektir. Şundan eminim ki Almanların birçok Vatandaşlık Yasası’nda ıslahatı çok yerinde ve yanlışsız bulmaktadır. Artık de seçimde yanlışsız partiye oy vererek bunu ortaya koymalılar. CDU/CSU’nun bu türlü kıymetli bir ıslahatı iptal etmek istemesine şaşıyorum. Almanya’nın bunu itiraf edip hayata geçirmesinin vakti çoktan gelmişti. Almanya bir göç ülkesi ve ülkemize gelen, burada işin bir yerinden tutan ve burada yaşamak isteyen insanların bize yararları var. Burada yaşayan, burada çalışan, lisanımızı öğrenen, çocuklarını okula gönderen, meslek eğitimi yapan yahut yüksek tahsil gören bu beşerler Alman vatandaşı olma hakkını da elde etmelidir. Hamburg Eyalet Başbakanı (Belediye Başkanı) olduğum dönemdeki en hoş ve en ünlü anlar Belediye’nin aktiflik salonunda düzenlenen vatandaşlık merasimleri, kutlamalarıydı. Birisi Alman vatadaşı olduğunda, kutlamaya ailenin tüm fertleri birlikte gelirdi. Vatandaşlık dokümanları verilir, konuşmalar yapılır, ulusal marş okunurdu. Gurur verici anlardı.
Almanya’da hâlâ Türk kökenli insanların Almanya’ya ahenk sağlamak istemediklerini ileri süren beşerler ve partiler var. Sizin görüşünüz nedir?
Başbakan Scholz: Bu önyargıyı katiyetle onaylayamam. Almanya’da birçok Türk vatandaşı ve Türk kökenli birçok Alman var. İşinsanı, akademisyen yahut sanayi çalışanı, hastanelerde, bakım meskenlerinde çalışanlar var. Burada severek yaşamaktalar ve çok yeterli ahenk sağlamışlar; çocuklarının, torunlarının okuldaki ve meslekteki mesleklerinden gurur duymaktalar. Ben ahengin gerçekleştiğini düşünüyorum.
‘ERDOĞAN İLE DAİMA İRTİBATTAYIZ’
Biraz da birlikte Türkiye’ye bakalım. Alman-Türk alakalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan Scholz: Almanya ile Türkiye ortasındaki bağlantılar çok âlâ gelişti. Cumhurbaşkanı (Tayyip) Erdoğan ile sıkı ve ağır irtibat halindeyiz. Bizi ilgilendiren ortak birçok mevzuyu görüşüyoruz. Ben Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ortasındaki bağlantıların uygunlaştırılması için çok uğraş gösterdim. Sahiden bu alanda ilerleme kaydetmek istiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ben, geçen yıl ekim ayında olduğu üzere, yalnız karşılıklı ziyaretlerde değil, daha sık buluşuyoruz. NATO Doruğu, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu yahut G20-Zirvesi üzere milletlerarası etkinliklerde de buluşuyoruz. Türk hükümeti Ukrayna’daki felaket savaştan kurtulmanın yolunu bulmak için ağır angajman gösterdi. Bilhassa Afrika’ya ve öteki yerlere tahıl gönderilebilmesi için Tahıl Sözleşmesi’ne katkısı çok değerliydi.
