1. Haberler
  2. Yaşam
  3. İnsan Beyninde Mikroplastik Artışı ve Bunama Riski: Yeni Araştırma

İnsan Beyninde Mikroplastik Artışı ve Bunama Riski: Yeni Araştırma

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yeni Araştırma: İnsan Beyninde Mikroplastik Artışı ve Bunama Riski

Son dönemlerde yapılan bir araştırma, insan beyninin daha önceki dönemlere göre daha fazla mikroplastik içerdiğini ve bu durumun bunama ile ilişkili olabileceğini ortaya koyuyor. 2024 yılında ölen bireylerin beyinleri incelendiğinde, 2016 yılında ölenlerin beyinleriyle karşılaştırıldığında, mikroplastik birikiminin %50 oranında arttığı gözlemlendi. Özellikle demans teşhisi konmuş bireylerin beyinlerinde, sağlıklı bireylere kıyasla daha fazla küçük plastik parçacığı bulunduğu belirlendi.

New Mexico Üniversitesi ve diğer üniversitelerden araştırmacılar, bu bulguların ‘küresel plastik konsantrasyonlarının artışı’ ile bağlantılı olabileceğini vurguladı. Mikroplastiklerin beyne ulaşabilmesi için kan-beyin bariyerini geçmesi gerekiyor; bu bariyer, beyin etrafında bulunan zararlı maddelerin girişini engelleyen bir filtre işlevi görüyor.

Beyinde en yaygın bulunan plastik türü olan polietilen, genellikle tek kullanımlık su şişeleri ve çöp poşetleri gibi ürünlerin yapımında kullanılıyor ve elde edilen küçük plastik parçalarının %70’ini oluşturuyor. Diğer plastik türleri arasında yiyecek ve içecek ambalajlarında sıkça kullanılan polipropilen ve sentetik kauçuk da yer alıyor.

Mikroplastikler, 5 milimetreden daha küçük parçalar olup, yaklaşık bir kalem silgisi boyutundan 1 nanometreye kadar değişebiliyor. ABD Çevre Koruma Ajansı’na göre, bir insan saçı teli yaklaşık 80.000 nanometre genişliğindedir. Daha küçük olan her şey, metrenin milyarda biri ile ölçülen nanoplastik olarak adlandırılıyor. Uzmanlar, nanoplastiklerin insan sağlığı açısından en büyük tehditlerden biri olduğunu, çünkü bu minik parçaların hücrelerin içine yerleşebileceğini belirtiyor.

Plastiklerin Beyindeki Etkisi

New Mexico Üniversitesi’nde farmasötik bilimler profesörü olan çalışma eş yazarı Matthew Campen, kadavralardan alınan beyin örneklerinde mikroplastik ve nanoplastiklerin dağılımını analiz etti. 2024 yılında alınan örneklerin, 2016’dan alınanlara göre önemli ölçüde daha yüksek plastik mikro ve nanopartikül içerdiğini tespit etti. Genel olarak, kadavra beyin örnekleri böbrek ve karaciğer örneklerine göre yedi ila 30 kat daha fazla küçük plastik parçaları barındırıyordu.

Campen, “Ortalama yaşları 45 ya da 50 civarında olan normal bireylerin beyin dokusunda gördüğümüz konsantrasyonlar gram başına 4.800 mikrogram ya da ağırlıkça %0,48 idi. Bu, standart bir plastik kaşığın toplam ağırlığına eşdeğer bir miktar” diyerek, “Bu çalışmada analiz edilen beyinlerdeki plastiklerin toplam kütle konsantrasyonu son sekiz yılda yaklaşık %50 arttı. Bu da günümüzde beynimizin %99,5’inin beyin, geri kalanının ise plastik olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

Dementia ve Plastik Parçacıkları Arasındaki Bağlantı

Araştırmacılar, demans teşhisi konmuş 12 kişinin beyinlerinde, sağlıklı beyinlere oranla üç ila beş kat daha fazla kırık benzeri plastik parçacık tespit etti. Gözle görülemeyecek kadar küçük olan bu parçalar, beynin atardamar ve toplardamar duvarları ile bağışıklık hücrelerinde yoğunlaşmıştı. Campen, “Bu bulgular biraz endişe verici, ancak demansın kan-beyin bariyerinin ve temizleme mekanizmalarının bozulduğu bir hastalık olduğunu unutmamalıyız” dedi. Ayrıca, demansta iltihaplı hücrelerin ve beyin dokusunda atrofinin görüldüğünü belirtti.

Potansiyel Sağlık Tehditleri

Boston College’da Küresel Halk Sağlığı ve Biyoloji Profesörü olan Dr. Philip Landrigan, günümüzde insan dokularında daha yüksek seviyelerde mikroplastik bulunmasının ‘mantıklı’ olduğunu, zira plastik üretiminin ve kirliliğin hızla arttığını ifade etti. Landrigan, “Bugüne kadar üretilen tüm plastiğin yarısından fazlası 2002 yılından bu yana üretildi ve bu üretim 2040 yılına kadar iki katına çıkma yolunda ilerliyor” dedi.

Minderoo – Monaco Plastik ve İnsan Sağlığı Komisyonu’nun Mart 2023 raporunun baş yazarı olan Landrigan, “Araştırmalar bu plastikleri insan kalbinde, büyük kan damarlarında, akciğerlerde, karaciğerde, testislerde, gastrointestinal sistemde ve plasentada buldu. En büyük soru, bu parçacıkların insan vücuduna ne tür etkiler yaptığını anlamak” diye konuştu. Nanoplastikler, ana organlardaki hücreleri ve dokuları etkileyerek potansiyel olarak hücresel süreçleri kesintiye uğratabiliyor.

Nanoplastiklerin Beyne Ulaşma Yolları

Campen, “Bu nanoplastikler vücutta yollarını kaybederek kan-beyin bariyerini aşarak beyne ulaşabiliyor. Plastikler yağları sever, bu nedenle bir teoriye göre, plastikler yediğimiz yağlarla birleşip bu yağlar aracılığıyla beyne ulaşabiliyor” dedi. İnsan beyninin ağırlığının yaklaşık %60’ı yağdan oluşuyor ve bu oran diğer tüm organlardan çok daha fazla. Omega 3’ler gibi esansiyel yağ asitleri, beyin hücrelerinin sağlığı için kritik öneme sahip.

Maruz Kalma Yolları: Beslenme ve Hava

Landrigan, mikro ve nanoplastiklere maruz kalmanın ana yolunun beslenme olduğunu, fakat havadan da bazı maruziyetlerin gerçekleştiğini belirtti. “İnsanlar otoyolda giderken lastiklerin aşınmasıyla belirli bir miktarda mikroplastik havaya karışıyor. Ayrıca, kıyıya yakın yerlerde denizdeki mikroplastik parçacıkları dalga hareketiyle atmosfere karışabiliyor” ifadelerini kullandı.

Plastikten Kaçınma Yöntemleri

Uzmanlar, bireylerin plastiğe maruz kalmalarını azaltmak için çeşitli önerilerde bulunuyor. Landrigan, “İnsanları korkutmamak önemlidir, çünkü bu alandaki bilim hala gelişiyor ve 2025 yılında hiç kimse plastikten kaçamayacak. Ancak, kaçınabileceğiniz plastik türlerine, özellikle de tek kullanımlık plastiklere maruz kalmanızı en aza indirmeye çalışmalısınız” dedi.

Landrigan, “Plastik ambalajlı gıdalardan kaçınmak zor, ancak pişirmeden veya mikrodalgaya koymadan önce gıdayı plastik ambalajından çıkarabilirsiniz. Plastiği ısıttığınızda, bu mikroplastiklerin ambalajdan yiyeceğe geçişini hızlandırır” diye ekledi.

Bir çevre savunma grubu olan Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi, plastik bardak ve kapları azaltmak için kahve alırken termos kullanmanızı, ofiste yemek yerken evde kullandığınız çatal kaşık gibi malzemeler tercih etmenizi öneriyor. Landrigan, alışverişte plastik poşet kullanmamayı, bez torba veya geri dönüşüm torbası tercih etmenizi öneriyor ve “Mümkünse plastik su şişelerinden uzak durun, plastik yerine cam kaplar kullanın” şeklinde tavsiyelerde bulundu.

İnsan Beyninde Mikroplastik Artışı ve Bunama Riski: Yeni Araştırma
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin